"Ufuk! Ufuk! Ufuk!" Ahh geldi başımın belasıı.. Melis'in sesiyle oturduğum yatağımda dikleştim kalbim ağzımdaydı ne söyliyeceğim ne diyeceğim hiçbir fikrim yoktu, ama maalesef ki onu buraya çağıran da bendim çünkü artık vakti gelmişti o benim en yakınımdı sonuçta, benimle ilgili herşeyi de bilmesi ona karşı rahat olmamı sağlıyordu çünkü bende onunla ilgili herşeyi bilirdim yani umarım öyledir, öyledir değil mi? Lan yaparmı ki melisim bana anlatmamazlık ayy ne düşünüyorum ben kış! Kış! Kış! Kafamdaki absürt düşünceleri bi güzel kış kışlayıp gerçekliğe ufak bir 'U' dönüşü yaptım.
Merdivenleri tırmalayan büyük adımlarının sesleri bana Melis'in yaklaştığını haberdar edip daha da tepiştiriyordu kalbimi herhalde bi kelime konuşamadan göçüp gidiyordum dünyadan, olsun melisim bana yıllardır planını kurduğu suni teneffüssü uygulayıp döndürürdü hayata beni, ondan dolayı ölüm günüm bu gün değildi hele melis anlatıcaklarımı öğrenmeden asla izin vermezdi buna.
Kapı hışımla açıldığında oluşan rüzgar suratıma keyifli bir tokat savurdu, hoş tokatın keyfini çıkaramadan kapanan kapının çığlığı kulaklarımı çınlattı ama asıl öldürücü darbe karşımdaydı kollarını göğsünde bağlamış melis gözlerini kısmış bana bakıyordu. Daha dudaklarımı aralamıştım ki cırlamaya başladı
"Ulan sen sıçtığın saati bile mesaj at evden ama senin 17 yıllık can yoldaşım dediğin arkadaşın"
Durdu derin bi nefes aldı öfkeden yanakları domatese dönmüştü, şuan normal bi konuşma olsaydı kalkıp yanaklarını ısırırdım ama değil ısırmak yüzüne bakamıyordum, pişmanlık ve mahçuplukla kafamı öne eğip tırnaklarımla oynamaya başladım diyecek bişeyim yoktu şuanlık haklıydı. Sözüne devam etti
"Senden hislerini gizlesin!"
Dediklerini duyunca buruk bir hüzün yıldızı düştü içime. Eğdiğim kafamı usulca kaldırdım gözlerine bakmak istedim ama resmen alev saçıyordu milli bir yarışa çevrilse üç saniyeden fazla bakan şampiyon olur kör olmuş gözleriyle şampiyonluğunu kutlardı. Ben bu gün kör olmayada niyetli değildim hemen kafamı geri göğsüme gömdüm.
"Sen, bana, bana ya bana nasıl olurda anlatmazsın hani hiç bişi saklamayacaktık birbirimizden?"
Tekrar derin bir nefes aldı. Elleriyle sarının en parlak tonu, herzaman kıskandığım saçlarını omuzlarının arkasına doğru savurdu.
"Hanımefendiye bak! Ben en son marketten üç çikolata alıp iki tane var biri senin biri benim deyip de üçüncüyü senle paylaşmadım diye"
Yine durdu bu sefer kafamı iyice kaldırıp ona en masum bakışlarımı attım biraz daha yumuşamıştı bakışları , kafamı sola yatırıp yavru kedi modlarına girmeye çalışırken dediğim gibi sadece çalışıyordum, ardından aynı şekilde de masum olduğunu düşündüğüm gülüşümü yüzüme yerleştirdim.
" Üçüncü çikolatayı sana söylemeyip bi tane daha fazla yedim diye bana üç hafta tripliydin behh!!"
Haklımıydı, hayır ne münasebet çikolata herşeydir benim için, bu konuyla çikolata eş değer bile tutulamaz! e tabi bunu şimdi dile getirirsem bir daha çikolata tadı alamayabilrdim. Bu sefer durmasından istifade ben atıldım söze
"Melisim valla çekindim ya ilk kez olan bişi emin olamadım ki belki geçici bişeydir diye.."
"Ufuk seni döverim bak, kızım bu ne kadar inanılmaz birşey haberin var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUMSUZ
Teen Fiction"Aşkım ya kusura bakma valla ne bilim beklemiyordum yani hem insan hayatta kaç kere bir geye aşık oluyor ki?" Cümlesini bitirmenin ardından yine kişnemeye başladı gülmüyordu çünkü bu gülmek değildi baya kişnemekti. Nedenn nedenn ya melis bile böyle...