.I.

283 23 196
                                    

🪐 Killer'ın O Güzel Gözlerinden~~ 🪐

Tek ayağımın üstünde zıplayarak ayakkabımı giymeye çalıştım. Sonunda başarınca düğüm atıp iki ayağımın üstüne bastım ve cebimde, yarım saattir tepinmemden dolayı düşmek üzere olan telefonumu kaptım. Lust bana mesaj atmıştı.

"Bence senden hoşlanıyorurrrr"

"Kızma ama hoşlandığından emin gibiyim"

"Mmm vazgeçtim gibi değilim"

"Baya eminim"

"Onunla buluşmaya mı gidiyordun?"

Yüzümdeki saçma ifade yerini bıkkınlığa bıraktı. Yürürken hızla Lust'a yazdım, "Şu konuyu kapatalım artık benden hoşlansa da umrumda değil-" . Telefonu kapatmayı aklımdan bile geçirmemiştim, sonuçta Lust mesajlara saniyesinde cevap verebilme gibi özel bir yeteneğe sahipti. "Tamam ya ama kim bilir (ben hariç) belki seni oraya çıkma teklif etmek için çağırmıştırrr 🥺" yazdı. Yürürken düşmemek amacıyla ses kaydı atmaya karar verdim,

"Kanka ne yalan söyleyeyim, gördüğüm en yakışıklı çocuklardan biri ve kişiliğini de çok seviyorum, belki kabul ederim~~" dedim şakaya vurarak. Lust da bir ses kaydıyla cevap verdi,

"Evet ama kumar bağımlısı olacağına yemin edebilirim!"

"Olsun yakışıklı olmasını değiştirmezzz."

Parka varana kadar onunla konuştuk, vardığımda da ona görüşürüz diyip telefonumu tekrardan cebime koydum. Dust ile buluşacaktık ve park gibi bir buluşma alanı bizim için alışılmadıktı. Genelde tenha sokaklarda falan takılırdık, binaların arkasındaki sessiz merdivenlerde belki de. Ama park bizim için fazla "sosyal" bir yerdi ve okuldan birileri ile karşılaşma şansımız çok yüksek olduğu için parkı hiç tercih etmezdik. Ufak gölün ilerisindeki duvarlardan birinin üstüne oturmuş, telefonuyla ilgileniyordu. Duvar aslında gölün yukarısındaki çimenlerin korkuluğu gibi bir şeydi, o yüzden ben de merdivenlerden yukarı çıkıp yanına gittim. Geldiğimi çoktan fark etmişti, telefonunu bıraktı. "N'aber Dusty!" dedim yanına otururken.

"İyi Kills, senden?"

"Benden de iyi "tatlım!" "

Dakikalarca havadan sudan konuştuk, onunla sohbet etmek çok hoşuma gidiyordu. Ona karşı olan hislerimi oldukça fazla kez sorgulamıştım, belki de onu sadece bir arkadaş olarak göremeyecek kadar fazla. Genelde insanlar, özellikle de bu işlerin ustası olan Lust, eğer birinden hoşlandığınızı sorgulamışsanız, o zaman zaten o kişiyi sadece bir arkadaş olarak görmüyorsunuzdur diyordu. Bundan asla emin olamamıştım, olabileceğimi de sanmıyorum. Çünkü Dust harikaydı, her hareketini seviyordum, oldukça yakışıklı ve düşünceli birisiydi ayrıca. Belki de onunla olmanın Horror'a haksızlık olduğunu düşündüğümden kendimi bu kadar fazla tutuyordum... Evet! Nedeni bu olmalıydı! Bunu nasıl daha önce düşünememiştim? Horror küçüklüğümüzden beri Dust'tan hoşlanıyordu ve Dust bunun farkında olmamak için fazla zekiydi. "Peki onu bunu bırak da bana neden parkı seçtiğini söyle." dedim ufak bir gülümsemeyle.

Belki de umutlanmıştım, bu gülümseme umudumu saklamaya çalışmamla oluşmuştu. Belki de fazla düşünüyordum. "Bilmem, değişiklik olsun dedim." dedi. "Yani başka bir nedeni yok mu?" diye sordum, tekrardan umutlanarak. Omuzlarını silkti, "Ne gibi bir cevap bekliyorsun ki? Nasıl bir nedeni olabilir?" dedi. Fazla mı sorgulamıştım? "Eh bilmem, genelde bu tip yerleri sevmeyen sensin de o yüzden garibime gitti." dedim. Dust güldü sakince ve kolunu belime dolayıp kafasını omuzuma yatırdı, "Gitmesin." . Yanaklarım ısınmıştı, yaptığım en küçük hareketi sorgular halde buldum kendimi. Fazla mı nefes alıp veriyordum, bundan rahatsız olup geri çekilir miydi acaba? Yoksa nefesimi tutsam daha da mı garip olurdu? Ya karnımdan garip sesler gelirse, streslenmiştim sonuçta. Bütün vücudumu susturmayı diliyordum tüm ruhumla.

Güneş batmaya başlamıştı, havada varlığından haber veren turuncu tonlar bırakmıştı bulutların dahi rengini değiştiren. Gökyüzü Güneş'in gidişini kutlarmışçasına güzelleşmişti bir anda, bulutlar farklı farklı şeyleri andıran şekillere girmiş, renkler birbirine karışıp mükemmel tonlar oluşturmuştu. Parkın ışıkları yanardı herhalde birazdan... Her şey güzel görünüyordu dışardan bakılınca, Dust'ın yanımda olması, benim en sevdiğim şeyleri giyiyor olmam; gökyüzünün sevinci, parktan gitmemek için kıyameti koparan çocukların sonunda susmuş olması...

Ama benim aklımda tek bir kişi vardı, Horror neredeydi? Dust neden onu çağırmamıştı? Ya da, çağırmış mıydı? Belki de Horror gelmek istememişti. Bunu Dust'a sormak istiyordum ama sessizliği bozmakta pek niyetli değildim. Dust yumuşakça omuzuma sürtündü, "Düşüncelere daldın? Ne oldu?" dedi. "Horror'u merak ediyordum da, neden gelmedi? Hep üçümüz takılırdık normalde." dedim. Dust omuzumdan kalktı ve kolunu çekti her ne kadar pozisyonumuz hoşuma gidiyor olsa da. "Bilmem, son günlerde fazla garip davranıyor. Sınıfa yeni bir çocuk gelmiş sanırım, tüm hafta dersleri ektiğim için fark etmemiştim bile. Onunla takılıp duruyor." . Doğruyu söylemek gerekirse şaşırmıştım, Horror insanlarla arkadaş olma konusunda hiç iyi değildi. Kendisi de çok arkadaş yapma meraklısı değildi, ufak bir grubumuz vardı ve genelde onlarla takılırdık. "Belki de arkadaş olmak istemiştir birden bireye?" dedim.

Dust sessizce ofladı, "Olabilir tabii de birileriyle arkadaş olmayı bırak konuşmak dahi onu streslendiriyor, böyle bir durumda sınıfa daha yeni gelmiş biriyle arkadaş olmayı nasıl becerdi ki?" dedi. Haklıydı ama Horror'un utangaç olması kendi başına arkadaş edinemeyeceği anlamına gelmiyordu. "Belki deee yeni gelen çocuk ilginç biridir ve Horror'un ilgisini çekmiştir! Ya da önce o Horror ile konuşmaya başlayınca Horror açılmıştır?" dedim. Dust gülümsedi hafifçe, "Sence Horror konuştukça "açılan" biri mi?" dedi. "Mmmh tamam yine haklısın. Ama elbet ki Horror'un da arkadaşları olacak, sürekli bizimle takılacak değil ya." dedim. "Horror'a laf atmaya çalışmıyorum zaten, amacım onu kötülemekmiş gibi tepki vermeyi bırak. Zaten olacak ama sadece tuhaf geldiğini söyledim." dedi. "Fazla tepki verdiğim yok ki." diye mırıldandım. "Evet sanki ona sövüyormuşumcasına onu savunmaya çalışıyorsun." dedi. Bir süre sessiz kaldım, cidden öyle mi tepki vermiştim? Bana hiç öyle gelmemişti. Belki de vermemiştim.

"Seni üzmek için demedim. Sadece... Biraz kafam karışık gibi. Horror'un bizden ayrı olmasına alışık değilim. Yani senin grup dışında bir sürü arkadaşın olurdu genelde ama Horror ve ben hep birlikte takılırdık, şimdi de onunla olmamak garibime gidiyor. Ama bana bakma sen, olayı büyütüyorum." dedi tekrardan kolunu belime dolarken. Yavaşça bana yaklaştı ve derince nefes aldı, sonra da hızlıca verdi. Derin bir sessizlik oldu, düşünmemize zaman vermek istiyormuşçasına sustu bütün park.

"Siz... Horror ile küçükken çok yakındınız, değil mi? Eskiden size sonradan katıldığım için kendimi istenmeyen biri gibi hissederdim, Horror'un sessizliğinin benden dolayı olduğunu düşünürdüm." dedim gülümseyerek, artık sadece komik bir anıdan başka bir şey gibi gelmiyordu. Dust da gülümsedi, "Evet, sürekli kendini Horror'a beğendirmeye çalışıyordun senden "sıkılmasın" diye." dedi. Gerçekten de öyleydi, Horror'un bana gıcık olduğu için hep sessiz kaldığını düşünüyordum ve sürekli onun sevgisini kazanmak için uğraşıyordum. Çünkü Dust ve Horror'un arkadaşlığına hayran kalmıştım, çok eğlencelilerdi ve birbirlerine çok güveniyorlardı...

( AŞKIM BURDA KALDIM SENİN İÇİN REZİL EDİYORUM KENDİMİ 😍😘 )

( burdan nightmoonie'ye selam 😏😏 )

~~ ꜰʀɪᴇɴᴅᴢᴏɴᴇ ~~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin