Bazı hikâyeler vardır. Korkunç ve gizemli hikayeler. Büyücüler ve büyüler. Ametios bu hikayelerin barındığı yerdir. İyi ve kötü bir sürü hikayesi vardır. Ama bir hikaye benim çok dikkatimi çeker. Okyanusun melodisi. Bugün size bu hikayeyi anlatmak istiyorum . Gelin ve benimle bu hikâyenin büyüsünün keyfine varın.
Uzun yıllar önce Ametios'da kışın sert geçtiği bir dönem varmış. Kim bilebilirmiş ki rüzgarın bu kadar kuvvetli esmesinin sebebi bir felaket habercisi olduğundanmış. Hatırlıyorum tıpkı dün gibi. Koşuyordu. Annesinin ona verdiği sepeti yaşlı fırıncı Bayan Laura'ya götürmeliydi. Sepetin içinde Bayan Laura'nın kek yapması için bir sürü yumurta vardı. Bu yüzden koşarken bir yandan da yumurtalar kırılmasın diye dikkat etmeye çalışıyordu. Hızla ilerideki sokaktan köşeyi döndü ve son anda Bay Harrington ile çarpışmamak için kendini frenledi.
-Affedersiniz bayım.
Bay Harrington bastonunu hafif yere vurdu ve şakasına kızmış gibi yaptı.
-Ne bu acele leydim. Gören de peşinizden at koşturuyorlar sanacak.
Genç kız bir eliyle ağzını kapatarak hafif kıkırdadı.
-Üzgünüm Bay Harrington. Bunu akşamki davette size harika bir kek dilimi ayırarak telafi edeceğim.
-O zaman anlaştık genç bayan.
Bay Harrington genç kıza şapkasını çıkararak selam verdi ve yoluna devam etti. Genç kız yoluna devam etti ve bir süre sonra Bayan Laura'nın fırınına ulaşmıştı. Kapıdan girmesiyle küçük çan çaldı ve fırından içeriye birinin girdiğini belli etti. Çanın çalmasıyla tezgah arkasında kavanozlara kurabiye dizen Bayan Laura kapıya döndü. Genç kız içtenlikle gülümsedi ve elindeki sepeti tezgaha bıraktı.
-İyi öğlenler Bayan Laura.
Bayan Laura da içtenlikle gülümsedi ve tezgahtan sepeti alarak bir yandan da konuşmaya başladı.
-İyi öğlenler genç bayan. Geç kaldınız.
Genç kız biraz mahcup olmuş bir ifadeyle kafasını yere eğdi.
-Üzgünüm efendim. Biliyorsunuz akşamki davet için evdeki herkes bir telaş içinde. Zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiştim.
Bayan Laura kafasını anladığını belli eder şekilde salladı.
-Haklısın akşamki davetin büyüklüğü yüzünden bu telaş normal.
Bayan Laura tezgahın arkasından çıktı ve genç kızın koluna girerek onu tezgahın arkasına çekiştirmeye başladı.
-Ama eğer bana derhal yardım etmezsen ne yazık ki akşamki davetinizde bir pastanız olmayacak.
Genç kız hiç zorluk çıkarmadan yaşlı bayanın kendisini çekiştirmesine izin verdi. Tezgahın arkasına geçtiler ve sırayla malzemeleri hazırlamaya başladılar.
-Bayan Laura içine ekleyeceğimiz böğürtlenleri raflarda göremiyorum.
Yaşlı bayan diğer malzemeleri karıştırma kabına katarken genç kıza arka depoyu işaret etti. Kız işareti alır almaz arka depoya geçti ve oradaki raflara bakınmaya başladı. Yaşlı bayan ön taraftan arka depoya doğru bağırdı.-Solunda en arka dördüncü rafta olması lazım.
Kız yaşlı bayanın dediği yere baktı ve böğürtlen kavanozunu gördü. Kavanoza göz attığında böğürtlenlerin yeni toplandığını fark etti. Kavanozu eline aldı ve ön tarafa geri geçti. Kavanozu bayan Laura'nın yanındaki tezgaha yerleştirdi ve onu izlemeye başladı. Yaşlı bayan bir malzeme istediğinde gidip getiriyor. Gerekli olan malzemeleri kadın istediği anda önüne diziyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okyanusun Melodisi
FantasyBazı hikâyeler vardır. Korkunç ve gizemli hikayeler. Büyücüler ve büyüler. Ametios bu hikayelerin barındığı yerdir. İyi ve kötü bir sürü hikayesi vardır. Ama bir hikaye benim çok dikkatimi çeker. Okyanusun melodisi. Bugün size bu hikayeyi anlatmak i...