sunflower - xiaother

1- ひまわり

Saat gece üç sularıydı. Xiao evin açık olan penceresinden içeri sessizce girdi. Bu çocuk hiç akıllanmayacaktı. Daha kaç kere penceresini kapaması gerektiğini söylemesi lazımdı? Azarlamak bir yana Xiao gerçekten bunu ona söylemek isterdi. Sadece evine not bırakmıştı. Ev tek katlı tatlı bir evdi. Evin duvarları sarının açık ve koyu tonları ile süslemişti. Ev çok güzeldi fakat..içi boştu. Evde kimse yoktu. Görünüşe göre yalnız yaşıyordu.

Xiao içeri girdiği anda çok da büyük sayılmayacak yatağın sarı çarşafına uzanmış ayçiçeğini gördü. Xiao ona öyle sesleniyordu.

Aether..

Bu isim her sabahını, öğlenini, akşamını meşgul ediyordu. Yemek yerken, gözlerini kapatırken, yürürken, bakarken, öldürürken..bir an olsun aklından çıkmıyordu. Kalçasına kadar uzanan uzun sarı saçlarını, gülümserkenki altın sarısı gözlerinin kısılışını..her şeyini çok seviyordu.

Bu..ne zaman başlamıştı. Bir yıl? İki yıl? Hayır, hayır...Ortaokulun sonlarına yaklaştıkları zamandı..

꧁❁꧂

11 Yıl önce / 7;49

Xiao her zamanki derisi soyulmuş ayakkabılarını ayaklarına geçirdi. Ortaokulun bitmesine son günler kalmıştı. Xiao hiçbir zaman parlak bir öğrenci olmamıştı fakat potansiyeli bir odayı aydınlatıcak kadar parlaktı. İlokulda veya ortaokulda sayısız zorbalığa uğramıştı.

İlk cinayeti de bu şekilde başladı.

Annesi bir gece kulübünde çalışıyordu. Babasını tanımıyordu bile. Muhtemelen o bir hataydı. Annesi gece kulübünde çalıştığı için eve ya birilerini getiriyor ya da müşteri onunla anlaşamadığı için sinirli gelip evdeki eşyalara zarar veriyordu. Xiao'nun yaşı daha küçük olabilirdi ama ruhu artık böyle şeylere alışmıştı. Ruhu o kadar büyümüştü ki bazen içine sığmayacak kadar büyüklükte hissederdi küçük Xiao. Annesinden nefret ederdi ama gece kulübünde çalıştığı için değil, iyi bir anne olmak için çabalamadığı için.

Xiao evin kapısını kitleyerek evden çıktı ve cehennemine doğru yol aldı. Cebini kontrol edip 10 doların orda olduğundan emin oldu. Annesi ona sadece 10 dolar bırakırdı. En azından para bıraktığına şükür etti. Okula vardığında dersin başlamasına daha çok fazla olduğunu gördü. Çok erken geldiğini yeni farketti. İç geçirdi ve okulun tuvaletine doğru yol aldı. Okulun tuvaleti daha boştu. Xiao işini halletikten sonra ellerini yıkamak için musluğa doğru yöneldi. Kapının açılma sesini duyunca göz kenarı ile kapıya doğru baktı. Lanet.

"Ah, bak sen şuraya burda kimler varmış?" Xiao'nun en büyük zorbası Thong-mu ve onun iki köpeği Li ve Chang. Bu çocuk şişman, biraz uzun boylu, kendisini zengin sanan bir tipti. Sebepsizdir ki okulun başından beri Xiao ile kavgaya tutuşmak istiyordu fakat Xiao ona pas bile vermiyordu.

"Küçük Xiao ve onun fakir ailesinden kalma görünüşü." Üçlü gülerken Xiao onları takmıyordu bile. Sadece elini yıkamaya devam etti. İşini bitirince elini üstüne sildi ve kapıya doğru yöneldi. Çıkmaya çalışacaktı ki çocuk onu kolundan tutup yere itti. İtmenin etkisi ile pekte derin olmayan cebinden 10 doları yere düştü. Thong-mu parayı hemen eline aldı.

"vay 10 dolar huh? açıkçası annenin oruspuluk yaparak bu kadar az para kazanmasına şaşırdım." Xiao bu lafla beyninden vurulmuşa döndü. O an sesler kafasına doluştu.

'Öldürmek mi? Onu mu? Kafasını tutup duvara sayısız kere vurmak mı? Bıçağı her yerine saplayıp deşmek mi? Neden..Neden bunu yapayım ki? Annem..anneme laf attığı için mi?

Sadece

K̶u̶r̶t̶u̶l̶ ̶o̶n̶d̶a̶n̶'

Çocuk tam çocuğa yumruk geçirecekken Xiao yumruğunu tuttu.

"Sen-?!" Tam belinde sakladığı bıçağı çıkaracaktı ki o yumuşak ve tatlı sesi duydu.

"Hey siz ne yapıyorsunuz?! Yalnız bırakın onu!" Sarı saçlı örgülü çocuk hemen Xiao'nun önüne geçip onu siper etti.

"Tsk! Lanet olsun, okul temsilcisi Aether. Merak etme küçük bit yavrusu senle işimiz bitmedi ve sen sarışın gey çocuk..iğrençsin" Üç çocuk kapıyı kapatıp ortadan kayboldular. Aether derin nefes verdi ve Xiao'ya doğru döndü.

"Hey sen iyi misin?" Kendisinden biraz kısa olan örgülü çocuk ellerini koyu renkli saçlının yanaklarına yerleştirdi. Xiao kitlendi. Ses gitmişti, kalçasındaki acı gitmişti, sinir gitmişti. Gözleri sadece bu ayçiçeği görünümlü çocuğa bakıyordu. Yüzünün her bir detayını aklına kazıdı. O kadar güzeldi ki..Xiao sanki kendini bir çukura düşmüş gibi hissetti. Çıkışı olmayan bir çukur.

"Evet." Xiao sonunda sesini bulunca konuştu. Aether ne yaptığının farkına vardığı zaman ellerini hemen geri çekti.

"Hehe..P-Pardon." Neden bunu yaptı bilmiyordu ama bu çocukta onu kendisine çeken bir şey vardı.

"Bu aptalları şikayet etmemiz lazım yoksa sana daha çok zarar vericekler." Xiao kafasını olumsuz bir şekilde sallarken ayağı kalktı.

"Gerek yok." Xiao tek avucunu Aether'ın yanağına koydu ve hafifçe sırıttı.

"Ben hallederim." dedi ve tuvaletten çıktı. Aether kalbinin bir an çok hızlı attığını hissetti ama garip bir şekilde rahattı. Acaba Xiao..halletmek derken neyden bahsediyordu?

❁

Xiao tüm ders boyunca önüne odaklanarak düşündü. Ne yapmalıydı? Az önceki sesler neydi? ve bıçağı..bu bıçağı annesinin odasında bulmuştu fakat..hangi ara belinin arasına girmişti?

"Xiao bu problemin cevabı nedir?" Tüm sınıf gözlerini çevirmiş Xiao'ya bakıyordu.

"4" çekinmeden dedi.

"Doğru, aferin Xiao." Xiao matematikte iyi olduğu kadar diğer dersleri berbattı fakat umursamıyordu. Sınıfın ona şaşkınlıkla baktığı bakışları umursamıyordu. Aklında sadece ayçiçek çocuk vardı. Şu çocuklar..ona gey demişlerdi. Gerçekten erkeklerden mi hoşlanıyordu? Bu kadar tatlı bir çocuğun kızlardan hoşlanması düşük bir ihtimal olduğunu düşündü Xiao. Aether'ın normalde sadece adını duymuştu fakat hiç yüzyüze karşılaşmamıştı. Xiao sınıftan hiç çıkmazdı. Çıkarsa da kantine veya tuvalet ihtiyacını gidermek için çıkardı. Xiao genelde ya sınıfta oturup dışarıyı izler ya da defterine figürler karalardı. Zil çalınca herkesin konuşma uğultusu başladı. Sesler..tekrar başlamıştı. Ses sürekli bir şeyler tekrarlayıp Xiao'nun zihnini ele geçirmeye çalışıyordu. Xiao gözlerini kapadı, derin bir nefes alıp sesleri görmezden gelmeye çalıştı. Eli yanlışlıkla masasının kenarında duran kalemine çarpıp yere düştü. Xiao yere düşen kalemini eline aldığı zaman mükemmel plan daha yeni aklına geldi..

❁