%100

346 32 2
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın ♥️

Cep telefonu sabaha karşı 02:37'de gürültüyle çaldı. Jungkook günlerdir peşini bırakmayan uykusuzluğun üstesinden gelmeyi nihayet başardığında uyandığı için tanrılara ve evrene lanet okuyordu.

- Bunun çok önemli olması gerekiyor. - Lanet olası cep telefonunu almak için odanın diğer tarafına yürürken uykulu bir şekilde mırıldandı.

- O şeyi kapatmalıydım. - dedi homurdanmaya devam ederek.

Belki de Jungkook sabahın erken saatlerinde telefonlara hiç cevap vermediği için yatağında kalmalıydı. Bu garip çağrıyı görmezden gelmek en iyi seçeneklerden biriydi belkide.

Peki ya çok ama çok önemli bir şeyse? Ya birisi ölmüşse ve birisi ona haber vermek için aradıysa? Kabul edelim, bir sürü olasılık vardı.

- Hey. - Orada uyuyakalmamaya çalışarak geveleyerek söyledi. - Merhaba, günaydın iyi günler. Beni uyandırdığın için teşekkürler.

-  hey. - Hattın diğer ucundaki ses acı dolu bir fısıltı gibi çıkıyordu. Jungkook kalbinin titrediğini ve ruhunun bedenini terk etmek istediğini hissetti.

- Kimsin? Bak, geç oldu ve onuncu uykumda olmalıydım.

- Yardım et, lütfen. - Jungkook birinin bağırdığını duydu ama bu biraz önce yardım isteyen ses değildi, nefret dolu güçlü bir sesti. Yere savrulan camların çıkardığı ses tüm bağlantıyı doldurdu.

- Bu bir şaka mı? İğrenç bir şaka mı? - Gülümseyerek söyledi ama gerginliği fark ediliyordu.

- Taehyung, eğer istediğin buysa senin kıçını sikecegim. Ve bu senin istediğin gibi olmayacak.

- Beni bulacak, iyi saklanamadım. Onlardan çok fazla var. - Hattın diğer ucundaki pek de ince olmayan ses gözünü kırpmadan konuştu. Hıçkıra hıçkıra ağlarken içinde dışarı veremediği bir çığlık vardı. - Bunu yapamayacağım.

- Anlat! - dedi, Jungkook dağınık saçlarını geriye atarak. - Adın ne senin? Neredesin?

- Jimin. - dedi hattın diğer ucundaki ses bir hıçkırık daha vererek. - Ben herhangi bir-

Jungkook'un cep telefonu bip sesi çıkararak hattın diğer ucundaki çocuğun sesini kesti. - Bekle, telefonu şarja takmam lazım.

- Yardıma ihtiyacım var. Lütfen bana yardım et.

- Yardım gönderebilmem için bana nerede olduğunu söylemen gerekiyor.

- Bilmiyorum. Bilmiyorum.

- Bilmiyorum da ne demek? - dedi gergin bir şekilde. O kadar sinirlenmeye başlamıştı ki alnındaki damarlar şişmeye ve belirginleşmeye başlamıştı.

- Ailemle tatildeyim. - Jimin çok alçak sesle fısıldadı. - Bu insanlar buraya gelip babamı dövdüler ve ben sadece annemin dudaklarının saklanmam gerektiğini söylediğini izleyebildim, bu  yüzden de  kaçtım. - Ağlama isteğini bastırarak konuştu.

- Etrafta olurlarsa, hiçbir şey söyleme. - Jungkook imkansız olmasına rağmen durumu hafifletmeye çalıştı.

- Tamam. Tanrım, silahı var. Hepsi silahlı.

Jungkook hattın diğer ucundaki çocuğun alçak sesle ağladığını duyabiliyordu ve onu dinlerken acil bir şey yapması gerektiğini hissetti. Kötü bir şey olursa kendini affetmezdi.

- Numaranı kullanarak konumunu öğrenmem için telefonu kapatmam gerekiyor.

Jungkook on dakika boyunca sadece sessizlikle bekledi. O da bir şey söylemedi, eğer konuşursa onu duymaması gerekenler tarafından duyulabileceğini biliyordu.

Last Call Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin