Şarkı: Finding Hope - 3:00 AM
Ne olabileceğimizi düşünmeden duramıyorum.
&
Jungkook koltuğuna oturdu ve önündeki devasa televizyona baktı. Gözleri çok ağrıyordu ve boğazı da farklı bir durumda değildi. Cep telefonu ise hala elindeydi.
İstediği gibi ağlayamıyordu. Çığlık atamıyor ve hissettiği tüm asılsız acıyı dışarı atamıyordu. Daha önce hiç yaşamadığı bir acıydı bu.
Televizyonunda aniden beliren haberlerle düşüncelerinden uyandı. Görüşü o kadar bulanıktı ki, elinin tersiyle hızla gözlerini sildi ve dikkatle haber programını izledi.
- Lanet olsun. - Yumuşakça mırıldandı.
📺: Gerçekte ne olduğunu hala bilmiyoruz. Karşılıklı ateş açıldı. Polislerin silahları susturuculu olduğu için operasyon kolay oldu. Evde dörtten fazla silahlı adam vardı.
- Jimin, lütfen iyi ol. - Var olan tüm tanrılara yalvardı.
📺: Polis en küçük kızın cesedini arabalardan birinde buldu. Küçük kızı eve dönerken yolda yakalamışlardi.
📺:CEO Park ve tüm ailesi evde ölü bulundu. Ne yazık ki kimse sağ çıkamadı.
📺:Kurbanların ailelerine ve dostlarına en içten taziyelerimizi sunuyoruz. Çok üzgünüz.
📺:Yakında daha fazla bilgi ile geri döneceğiz.
&
Gözleri hâlâ televizyona yapışık olan Jungkook, sanki var olmaya devam etmesi ona bağlıymış gibi son duyuruyu da dinledi.
- Hepsi mi?. - Televizyona baktı, Park ailesinin görüntüleri bir dakikalık sessizlik içinde ekrandan geçti.
Fotoğraflardan birinde Jimin'i gülümserken gördüğünde, nihayet çığlık atabildi ve o çocukla korkunç bir şekilde başarısız olduğu için hissettiği tüm ıstırabı serbest bıraktı ama tüm bunların ötesinde, o çocuğu önceden tanıması esmerin canını en çok yakan şeydi.
Flashback- O kesinlikle benim tipim. - dedi Jungkook en iyi arkadaşına. - Şu gülümsemeye bak, Tae, lanet olsun.
- Git ve konuş onunla, dostum. En fazla hayır cevabını alırsın.
- Buna değer mi bilmiyorum.
- Şu kıça bak, buna değmeyeceğine emin misin?
Jungkook arkadaşıyla yüzleşirken gülümsedi ve bardaki sandalyelerden birinde oturan sarışın adama doğru yürüdü.
- Sana bir içki ısmarlarsam, bana adını söyler misin?
- O kadar çok içtim ki bugün olan hiçbir şeyi hatırlamayacağım ama yine de teşekkür ederim.
- Seni bir yerden tanıyorum.
- Belki de rüyalarında ki melegimdir... Herkesin rüyasında görünürüm de.
- Kendini beğenmiş insanları severim.
- O zaman kendine başka birini bul. - Jimin'in gözleri Jungkook'un vücuduna takıldı ve hemen fikrini değiştirdi. - Yani, hayır, hayır.
- Fikrini mi değiştirdin?
- Birazcık.
- Adın ne? - Kollarını tezgâha dayadı ve Jimin'in yüzüne baktı.
- O kadar kolay söylemem.
- Tamam da tahmin ettiğim gibi . - Jungkook çoktan sabırsızlanarak arkasını döndü. Sarhoş insanlarla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu.
- Bana numaranı ver, yarın seni hatırlarsam ararım.
Jungkook asla böyle bir telefon almayacağını biliyordu ama yine de riske girecekti.
- Tabii ki. - Cep telefonunu sarışından aldı ve numarasını ve adını hızlı aramaya bıraktı.
Jungkook telefonu geri verdikten sonra çok geçmeden sarışın adamın çıkışa doğru yürüdüğünü gördü.
~Flashback End~
- Jimin, senin adın Jimin'di ve sen beni aradın. - Başını arkaya attı ve o günün, o konuşmanın ve o gülümsemenin her ayrıntısını hatırlamaya çalışarak orada ağladı.
&
Sizi merakta bırakacağım o yüzden diğer bölüm bi süre sonra gelicek.
Öptüm sizi görüşürüz.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Call
Fiksi PenggemarGüzel bir sabahın erken saatlerinde Jungkook bilinmeyen bir numaradan gelen çağrıya cevap verdi. Zavallı Jungkook, bu düşüncesiz hareketin hayatını tamamen değiştireceğini çok az biliyordu. autor original :@idebsten obrigada ♥️