Tanıtım

52 3 0
                                    

Hayat bana göre gerçekçi değildi. Bunca yaşadıklarım herşey her daim saçma gelirdi. Her zaman aynı şeyleri tekrar ederdik. Şimdide ailece geçen sene yaptığımız gibi bu yazında aynı şeyleri yapıyorduk. Denize gir, eve gel, duşa gir, gezmeye çık, sonrada eve gel uyu. Hep aynıydı artık bıkmıştım. Şu anda ailecek kumsala oturmuş, annem ve halam denizde yüzme bilmediği halde denize giriyordular ne saçma ama. Denizde annem ve halam boğulsa herhalde ben annemi, görkemde halmı kurtarırdı. Görkem halamın tek kızı. Bizim akarbalar evin işini bana yaptırıdılar. Görkemde -o daha küçük kız yapamaz onları- külyen yalan Görkem 17 yaşında bir geç kız ben ise 22 yaşındayım. S*çıyım böle akrabaları. Neyse Görkem güneşin altına yatmış güneşleniyordu. Anlamıyorum ki ben bunların kafaların kız zaten esmer zenci olma yolundaydı herhalde. Mesela bende esmerdim ama Görkem kadar değildi Allahtan yeşil gözlerim varda bazıları bana kumral diyordu. Oredan kurtalıyordum paçayı.

"Defne yardım et!" diyen halam denizden yeni çıkmıştı.

"Defne yardım etsene ay bayılıcam buraya" diye söylenen halamın yanına gittim. Sıcak kumsal ayaklarımı haşlamıştı. "Hala yaa bak ayaklarım yanı durcağna yürüsene bak bende insanım" diyerek halama çıkıştım."Sen daha gençsin Defne sana bişey olmaz" dedikten sonra ben halamın koluna girdim.
"Görkem ne güne duruyor hem o bizden daha genç" dedim bıkmış bir tonda yinede aynı cevabı alıcam diye umut kesmiştim hayatan o derece."Görkem daha çocuk " dedi. Artik diyecek laf bulamıyordum. Halamın koluna girerek oturduğunuz yere geldik halam ıslak fili mayosunun üstüne havlu örtü.

Annemde sonunda denizden çıkarak yanımıza geldi " Defne saat kaç misafir gelecek buraya"

"Ne biliyim anne git Görkem'e sor" dedim. Artık bıkmıştım sanki bir evin yükünü borçtan kurtarıyordum. Tövbe tövbe..

"Görkem saat kaç yavrum. Benim kız hayırsız çıktı bari sen söyle yavrum" dedi annem. Beni kışkırtıyordu. Görkemde "15.33"dedi.

"Defne?"

"He anne he?" diye tısladıma anneme.

"Yavum benim. Senden bir şey isteyebilirmiyim. Dur dur şimdi sen yapmazsın." Dedi kızını çok iyi tanıyordu. Ama şimdi istediğini yapmazsam bana bu yazıda baka çevirirdi.

"İste annecim ben yaparım" dedim. Görkemin yanına oturarak.

"Benim güzel kızım bizim Istanbulda hani Zeynep teyzen vardıya. İşte onlar buraya gelmişler bizim yazlıkta kalacaklar. Şimdide denize yüzmeye buraya geliyor. Spor yolundalar seni bekliyorlar git getir onları" dedi. Bir solukta.

"Tamam" dedim. Ayağı kalkarak kuma gömülmüs terliklerimi çıkartarak giydim. Annemde arkadan sevgi sözleri sarf ediyordu. "Hadi benim güzel kızım. Defnecim" diyerek sözde beni yatıştırıyordu. Halamda anneme, "bırak Yıldız. Sen istesen istemesende o yine gidecek. Şefkatli sözler söylemene gerek yok" dedi Aslında doğruydu her istediklerini bana bu yaz yaptırcaklardı. Ordan yürüyerek uzaklaştım. Spor yoluna istikamet yürümeye başladım. Sıcak kumlar terliğiğimin içine giriyordu. Offf niye geldim ki buraya. Ne güzel orda Alvina vardı. Alvina beim en yakın arkadaşımdı. Eğer ben bu yaz Alvina ile birlikte yazı geçirseydik kesin bar, klüplerden çıkmazdık. Ben böyle kendi kendime söylenirken birden kocaman bir kaslı bedene çatptım. Ayy bu kimdi ya diyerek kafamı ilk önce çarptığım bedene baktım. Aman tanrım kaslıktan patlayacaktı resmen adam. Kafamı yukarı kaldırdığımda yeşil ve ela tarzında gözlere baktım. Kendime gelerek hemen kendimi geri çektim.

"Ö-özür d-dilerim" dedim. Bir zolukla. Bu neydi şimdi. Yunan Tanrısı mıydı acaba?

"Özür dilemene gerek yok ben sana çarptım. Asıl ben senden özür dilerim" dedi. Erkeksi tonuyla. Ben çocuğa mal mal bakarken arkadan Zeynep ablanın sesi duydum.

"Aaa Defne" diyerek, yunan tanrısını iterek bana sarıldı. Bende kendime gelerek "aa Zaynep abla" diyerek bende Zeynep ablaya sarıldım. Sarılırken gözüm o yunan tanrısındaydı. Zeynep abla sarıldıktan sonra kendini geri çekerek konuşmaya başladı,

"Ayy nasıl bir yer burası. Öldüm mubarek. Ölü kasabası mı burası" dedi yorgun bir hale. Sonrada yunan tanrısına dönüp "bak seni oğlum Alperle tanıştırayım" dedi. Bende "senin oğlumü var Zeynep abla" dedim hayretle. "Amerikadaki oğlum. Üniversiteyi bitirdi. Hukuk üzerinden." dedi gururlu bir şekilde.

Hemen çocuğa elimi uzatarak "ben Defne" dedim.

"Bende Alper" dedi muhteşem gülüşüyle. Çok pis yutkundum bu çocukta neydi şimdi. Demeki bu yaz hiçte sıradan olmayacaktı.

"Kızım Defne ileride bakal gördüm biz soğuk su almamışızda sen bakaldan soğuk su alırmısın?" dedi. Zeynep abla parayı uzatınca, "ben alırım Zeynep abla. Annemler şurada sizi bekliyor" diyerek annemlerin olduğu tarafa gösterdim. "Tamam annene söylerim ben sen git al" dedi. Yanlarından ayrılırken Alper göz kırpıp kulağıma eğildi "çabuk gel" dedi. Sonrada göz kırpıp uzaklaştılar. Ben olduğum yerde duruyordum. Sonrada kendime gelerek bakala doğru yürümeye başladım.

Bakala geldiğimde tam bakala giricekken kolumdan birisi tutup çekti. Hemen arkamı döndüm bu Eymen'di İstanbuldaki sevgilimdi.

"Eymen ne işin var senin burada" dedim şaşırarak. Gerçekten çok şasırmıştım.

"Sana süpriz yapıyım dedim. Nasıl süpriz?"dedi. Canım yaa çok seviyordum bu Eymen'i .

"Seni varya" diyip boynuna atladım. "Naparsın beni sexy şempaze" dedi. Bir kahka atım bana hep sexy şempaze derdi canım yaaa. Kulağına eğilerek "geceleri uyutmam" dedim. Kışkırtıcı bir sesimle. Ben bunu dediğimde Eymen dudaklımı dudaklarına hapis etti. Dilini tam ağzıma sokucakken onu omzundan ittim.

"ne yapıyorsun Eymen? Sokaktayız. Burası İstanbul değil" diyerek kızdım.

"Gel o zaman arbaya binelim" dedi.

"Tamam" dedim .

Elimden tutarak karşı kaldırımdaki Jip arabasına götürdü. Ben öne Eymen'de arkaya binmiştik.

"Eymen iyi misin niye arkaya oturdun?" dedim. Eymen düşünmüş gibi yaparak "neden acaba ?" Diyerek beni kolumdan tutarak arkaya çekti. Ben kıkırdarken Eymen direk dudaklarıma yöneldi. Dudaklarım o dudakların tadını alıyordum. Onu gerçektende seviyordum. Bazende düşünmüyo değilim. Ben Eymeni hakediyor muyum ? diye.

Eymen beni üstüne alarak o da atımdaydı. Sertliğini hissediyordum. Ve bu benim hoşuma gidiyordu. Sertliğine sürtünerek onu azdırdım. Elerimi onun omzuna koyarak dahada bir basınç uyguladım. Bunu seviyordum. Bu hareket hem benim hemde Eymen'in hoşuna gittmişti. Eymen bana uzanarak tam sırt bölgesine uzanarak mikinemin üst bölgesini açıcaktıkı birden telefon çaldı. Eymen mırıldanarak küfür etti.

Ben, "bekele şurdan telefonumu uzatırmısın dedim? "O da uzanarak elime verdi. "Al bakalım" diyerek.

Elime telefonu aldıgımda annemin aradığını gördüm. Telefonu açarak,

-Ne var anne?
-Nerdesin sen? Yarım saat oldu yaa Nerdesin?

Annemi ilk defa böyle sinirli görüyordum. Eymen bana kötü bir şey mi oldu diye bakıyordu. Bende hayır anlamında kafa salladım.

-Anne niye bu kadar sinirlisin ne oldu?
-Misafirlerimiz geldi. Daha ne olsun. Ben sadece Zeynep ablanın geleceğinide sanıyordum ama Zeynep ablanın oglu Alperde geldi.
-Biliyorum gördüm anne.
-Çabuk gel nerdeysen
-tamam.

diyerek telefonu kapatım. Eymen bana bakarak o mavi gözlerini bana dikti."gelseni öpeyim gidecem zaten" dedim ağlamaklı bir tonda. Eymen "gittme"diyerek bana yaklaştı. Burnunu boynuma sürtüyordu. Eleri her yerdeydi her yerde.

"Tamam" dedim. Eymen gülerek beni altına aldı. "Şimdi başlıyoruz" diyerek sütyenimi açtı...

Arkadaşlar yeni bir hikaye. Devamını gelmesini istiyorsanız beğeni ve youmlarınızı bekliyorum. Iyi okumalar :) :) :)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞKIN YAZ HALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin