yıllar sonra

55 1 0
                                    

Sessizce deniz kenarında yürürken beynim niye rahat durmamış düşünmeye başlamıştı. Yaşadıklarımı düşünüyordum.
Kimilerine göre gayet sıradan kimilerine göre tamamen sıra dışı bir hayatım vardı. Kimilerine göre ise tam anlamıyla delirmiştim. Deli olduğumu düşünmelerinin nedeni hiç görmediğim birine 4 sene boyunca aşık olmam ve şuan hayatta olduğunu bile bilmeme ragmen hâlâ ona aşık kalmam. onunla sadece 1 sene konuştuk ama hayatı boyunca ilgi ve sevgi görmemiş bir kız olduğumu düşünürsek birine bağlanmam için bu süre yeterde artardı bile. Bu bir sene boyunca onu hiç görmedim çünkü ben bursada o ise istanbuldaydı 16 yaşındayken sizinde tahmin ettiğiniz üzere kapıyı çekip 'anne ben istanbula gidiyorum' diyemiyosunuz fakat şuan 19 yaşımdayım, olabildiğince özgürüm ve istanbuldayım yıllardır bu anı beklemiştim, istanbula gelip onu bulmayı ama şuan bir bankta oturmuş sigaramı içerken hissizce denizi izliyordum. Böyle hayal etmemiştim ama böyle olmuştu hayatın kuralı buydu. Beni derin düşüncelerimden ayıran telefon sesim oldu, arayan abimdi geç kalmayacağımı söylemiştim ama uzun zamandır burda oturuyordum büyük ihtimalle merak etmişti daha fazla bekletmeden telefonu açtım. "Efendim abi" "nerdesin güzelim sen? yeni taşındık, zaten koskoca şehir kaybolucaksın hadi eve gel." yanılıyordu istanbula yeni taşınmamız hiç bir yeri bilmediğim anlamına gelmiyordu heryeri karış karış biliyordum istesem Berkide rahatlıkla bulabilirdim ama sonrasında olucaklardan korkuyordum. "Tamam abi uzaklaşmadım zaten 5 dakkaya evdeyim, öptüm." diyerek telefonu yüzüne kapattım ve oturduğum banktan kalktım buraya abimle ikimiz taşınmıştık annem ve babam ise bursada kalmışlardı abimle arada kavga etsekte ikimizde birbirimize çok bağlıydık o yüzden onunla yaşamak o kadarda kötü değildi hızlı adımlarla eve yürümeye devam ettim ve kısa bir süre sonra evdeydim, anahtarımı çıkarmaya üşendiğim için kapıyı çaldım. içeriden bir kaç kırılma sesi geldikten sonra abimin güç bela çıkan 'geldiim' diyişi duyuldu ve saniyeler sonra kapı açıldı ev tam yerleşmemişti ve ortalık karışıktı tabi buda abimin birşeyler kırıp dökmesini kolaylaştırıyordu "bizim ailede sakarlık görevi bana ait sanıyordum abi" diyerek gözlerimi devirdim o ise omuz silkerek 'sikimde değilsin yaren' bakışını attı ve yukarı çıktı bende evi toplamaya başladım bu gün bu evi tam anlamıyla toplamalıydım bu dağınıklıktan sıkılmıştım. Direk işe koyuldum ufak tefek eşyaların olduğu kutalar vardı onları açtım çoğu zaten bana aitti. Odama çıkıp hepsini yerleştirdim ardından tekrar salona inip toparlamaya devam ettim tam toparlamam bitmişti ortalığı süpürecektim ki abim yukarıdan "Yareeeğğn" diye sesledi içimden bi küfür savurdum dışımdan ise "Ne vaağğr" diye adeta çığlık attım yukardan birşeyler söyledi ama anlayamadığım için küfürler eşliğinde yukarı çıkıp abimin odasına dalış yaptım "Yukarıdan bağırmak yerine aşağı gelebilirdin" dedim sinirli ses tonumla o ise tam tersini yaptı ve alaycı ses tonunu kullanarak "Sen geldin ya canım kardeşim, bak benim yerimden kıpırdamama bile gerek kalmadı." dedi. Daha fazla uzatmayarak "Ne söyleceksen söyle artık abi" dedim "Tamam tamam akşama mertler bara gidicekmiş bizide çağırdılar git hazırlan"
"Ben gelmesem?" suratıma boş boş bakmaya devam etti bunun cevabı ise 'hemen oda git ve hazırlan yaren' demekti. Bende aynen öyle yaptım. Altıma siyah yırtık kot şortumu üstüme beyaz sade bir tişört geçirdim saçlarımı doğal bıraktım ve biraz makyaj yaptıktan ayağıma siyah topuklu ayakkabılarımı giydiğimde tamamdım biraz sade olmuştum ama şatafatlı şeyleri mecbur kalmadıkça giymezdim ki şuanda da böyle bir mecburuyetim yoktu. "Hadi yareen" Aşağıdan gelen abimin sesiyle irkildim ve aşağı indim abimin gözleri önce pörtledi sonra ağzı açıldı ve sonrada sinirli ses tonu evi inletti. "Yaren sen beni katil mi ediceksin bu paltolonun yarısı nerde ?!" bense gayet sakin bir şekilde "sercancım sakin olup geri kafalı abi modundan çıkarmısın ? ayrıca bu bir paltolon değil şort kısa olması normal bişey!" sona doğru sesim biraz yükselmişti "birincisi bana adımla hitap etmeyi kes ben senin büyüğünüm ikincisi bana sesini yükletme üçüsü ise gece boyunca yanımdan ayrılırsan senin o bacaklarını kırarım" omuz silktim ve kapıya doğru ilerledim abim ise elinde deri ceketimle peşimden geliyordu "şunu giy bari gece serin olur hasta olup başıma kalma" ceketi aldım fakat giymedim arabaya bindiğimizde direk konuşmaya başladım "Abi ben artık büyüdüm 5yaşında bir çocukmuşum gibi davranmayı keser misin?" "Sen hâlâ bir çocuksun yaren kendini kandırmayı bırak" ben ne dersem diyeyim böyle düşünmeye devam edicekti bu yüzden bu konuşmayı gözlerimi devirerek sona erdirdim ve gideceğimiz yere varana kadar hiç konuşmadım ki bu abimin işine gelmişti. Barın önüne geldiğimizde arabadan indim ve barın girişine doğru ilerlemeye başladım ta ki abim kolumu mıncırana kadar "Sana yanımdan ayrılmayacaksın dedim küçük hanım şimdi koluma gir" dedi ve kolunu uzattı koluna girdim ve " ben seni düşünüyorum abicim kısmetlerin kapanmasın evde kalıcaksın bu gidişle" dedim en şirin halimle "Benim kısmetlerimden sanane yaren sus ve yürü" bara girdiğimizde köşedeki kızlı erkekli kalabalık bir grup bize el salladı bunlar kesinlikle abimin arkadaşlarıydı abim adımlarını oraya ilerletmeye başladığında doğru bildiğimi anladım. Merti tanıyordum bir kaç kere bursaya gelmiş ve bizde kalmıştı ama diğerleri hakkında pek bir fikrim yoktu yakışıklı olsalarda isimleri bile umrumda değildi. Mert kalkıp abime sarıldı daha sonra diger iki çocukta abime sarıldı kızlarda sarıldıktan sonra Mertin yanındaki çocuk abime "Bizi bu güzellikle tanıştırmıcak mısın sercan ?" dedi abim bunun üzerine beni herkesle tanıştıracaktı ama ben çocuğa "Adım yaren" diyerek elimi uzattım çocuk tam adını söyleyecekti ki " ah senin adını merak etmiyorum "diyerek elimi çektim kızlardan bir kıkırdama sesi yükseldi abim gergin havayı dağıtmak için kızlardan başlayarak hepsinin isimlerini saymaya başladı "Ceren,Buse,Duman,Görkem ve buda Mert onu zaten biliyorsun."demek terslediğim çocuğun adı Dumandı aman neyse gerçekten o dahil hiç birinin adını merak etmiyordum. Daha fazla ayakta durmak istemediğim için kızların yanına oturdum tam etrafa göz atıcaktım ki adı Ceren olan sarışın kız "Garip birisin" diyerek benimle konuşmaya çalıştı "Öyleyim" diyerek kestirip attım. Bu sefer Buse "Neden?" diyerek konuşmayı devam ettirdi benim hakkımda ne merak ediyorlardı cidden merak ediyordum "Ne ögrenmek istiyorsunuz?" bu sefer ben onlara soru yönelttim Ceren söze atlayarak "Hiç, Dumanı hiç böyle tersleyen bi kız çıkmamıştı birde abinin sevgilisi var mı?" bu kızın derdi belli oldu abim hakkında birşeyler öğrenmek için arkadaş olmaya çalışıyordu "Niye ona mı aşıksın?" "Yok hayır sadece fazla yakışıklı boş bırakmışlarmı merak ediyorum." "Evet, var. Benim en yakın arkadaşımla sevgililer" Benim en yakın arkadaşım? yakını geçtim benim arkadaşım yok ama yinede iyi salladım zaten inanmışada benziyordu. Kafasını salladı ve abimi izlemeye başladı yazık oldu bir güzelim gelin adayı daha gitti. Abimden gizli içtiğim üç bardak votka ile kafayı bulmuş eve gidiyorduk abimin gözlerinden ateş fışkırıyodu resmen iyi oldu ona ben ona gelmiyim dedim dinleseydi. Aklıma aniden Berkin gelmesiyle gözlerime akın eden gözyaşlarım bir oldu ve hıçkırarak ağlamaya başladım abim bi an afalladı sarhoş olduğum zamanlar genelde duygusal olurdum ve herşeyi anlatırdım abim arabayı kenara çekip "Noldu güzelim? nedem ağlıyorsun?" ben durumuyum başladım anlatmaya "Beni hiç sevmedi hiç ! Ben onun için hayatımı mahvettim o adımı bile hatırlamıyor!" "Kim bu çocuk yaren" "Ben ne diyorum sen ne diyorsun! sevmedi ya öldü mü yaşıyomu onu bile bilmiyorum !" abim daha çok hızlandı ve bende şuan beni sadece uykunun kurtaracağını düşünerek kendimi karanlığa bıraktım.
Sabah gözlerimi açtığımda başıma saplanan ağrı ile tekrar uyuyacaktım ki gece abime anlattıklarım gelince yataktan fırladım. Eğer normal bir sevgili olsaydı çok kızmadı fakat bu durum bambaşkaydı. kendi kendime 'umarım kafasına takmamış ve unutmuştur' diye düşündüm ve merdivenlerden aşağı indim mutfağa girdiğimde abim bir şeyler hazırlıyordu "günaydın" dedim düz bir sesle abim ise ağzına attığı ekmek yüzünden kafasını sallamakla yetindi bende masaya oturup kahvaltımı yapmaya başladım "Dün akşam neler dediğini hatırlıyor musun yaren ?" diyerek abim konuşmak istemediğim konuya giriş yaptı benim kurtulmamın tek yolu 'hatırlamıyorum' demekti ve bende öyle yaparak "Hatırlamıyorum. Yoksa sana küfür falan mı ettim?" diyerek gülümsemeye çalıştım ama şuan benim için gülmek çok zordu "Küfür falan etmedin ama... Neyse sen hatırladığında tekrar bu konuya döneceğiz. Ben cafeye bakmaya gidiyorum eksikler varmış onları halledicem görüşürüz."dedi "Bekle bende gelmek istiyorum orası benim ama hiç gitmedim bile" "Tamam çabuk ol" diyerek beni onayladı sonrada "Ayrıca orası sadece senin değil bir ortağın var tanışamamıştınız bu güne kısmetmiş" Bir ortak mı ? Bana sormadan cafeye ortak mı almıştı ? Yaren kim ki zaten yarene kimse bir şey sormasın belki anlaşamayacağım ki bu büyük olasıklı bir şey neyse ben onu iki güne bıktırır gönderirdim zaten. Ben kendi kendime atarlanmış kendimle kavga ederken hazırlanmıştım evden çıkıp arabaya bindim. Ben size cafeden bahsetmemiştim değil mi ? Buda benim hayallerimden biriydi kendime ait bi cafe açmak, istanbula taşınmadan 2 ay önce abim burdan cafeyi tutmuş tamamen içini benim istediğime göre dizayn etmişti şuanda da benim meşur ortağım orayı işletiyordu ama artık beraber bu görevi yapacaktık ve o gittikten sonra tek başıma yapacaktım. Abim arabayı durdurunca geldiğimizi anladım ve arabadan inip cafeye girdim abimse arkadan geldi ve "Berk!"diye bağırdı. Berk mi ?! Olamaz, yani koskoca istanbulda aşık olduğum çocuğun adında mı ortak bulmuştu. O sırada mutfaktan biri çıktı. Bu.. Bu oydu aşık olduğum uğrunda herseyimden vazgeçtiğim adam. Ve şuan tam karşımda ortağım rolümde duruyordu...

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin