İlk dokunuş

25 0 0
                                    

Hayat bana kesinlikle oyun oynuyordu. Yıllarca karşılaşmamızın hayallerini kurmuştum binlerce son yazmıştım hikayemize fakat bu hiç beklemediğim bir şeydi. İçimden 'koşup boynuna atlasana aptal!' desemde yapamadım, yapamazdım ne diyebilirdim ki ? Sadece yüzüne donuk gözlerle baktım adım dahi atamadım. Hayatımda bilmem kaçkere söylediğim o cümleyi söyledim içimden 'böyle olmamalıydı' ama her seferinde olmaması gereken oluyordu ve buda hayatın bana oyun oynadığının kanıtıydı. "Yareen burda mısın ?" abimin sesiyle silkelenip kendime geldim "Efendim bir şeymi dediniz ?" "Diyorum ki bu ortağın Berk bundan sonra birlikte çalışıcaksınız" o sırada Berk elimi sıkmak için bana elini uzattı. Ona dokunucaktım. 4 sene boyunca hayallerini kurduğum adama öylesine sıradan bir insanmış gibi mi dokunacaktım ? Elimi uzatamıyordum ona ilk dokunuşum da böyle olmamalıydı. Ama kimsenin bir şey fark etmemesi için " Bende Yaren memnun oldum" diyerek elini sıktım biz öylece birbirimize bakarken abim bu anı bozarak "Ben eksikleri almaya gidiyorum. Sizde tanışın iyice sonuçta artık hergün birlikte bu cafede olucaksınız." abimde sanki gözüme sokmak istercesine sürekli artık Berkle birlikte olucağımızı söyleyip duruyordu buda onun beynini mıncırmak istememe neden oluyordu. Abim gittikten sonra Berk "bi ara seninle hiç tanışmayacağız sandım sıradan bir ortak için fazla gizemliydin" dedi gülerek. içimden 'senin kadar gizemli olamam demek istesemde "Sadece istanbulda değildim isteyerek gizemli olduğum söylenemez ayrıca bir ortağım olduğunu bu sabah öğrendim hâlâ şaşkınım" ne şaşkınlık ama hayatımın en büyük şokunu bu sabah yaşadım ve ilk defa bu kadar soğuk kanlı davrandım. "Umarım ikimizde birbirimizden memnun kalırız" dedi tebesüm ederek, bende "Umarım" diyerek tebesüm etmeye çalıştım ve mutfağa geçmek için hareket ettim fakat ayağımı burkmam hâlâ şokun etkisinde olduğumun kanıtıydı tam düşücektim ki Berk beni belimde tutarak kurtardı. Artık bırakması gerekiyordu ama inat eder gibi gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu sevdiğim adam bana bu kadar yakındı ve ben hiç bir şey yapamıyordum bu çin işkencelerinden farksızdı benim için. Artık kendimi çekmem gerekiyordu "Teşekkürler" diyerek geri çekildim ve mutfağa gitmekten vazgeçip lavaboya gitmeye karar verdim. Arkamdan "Bir dahakine daha dikkatli ol orda olmayabilirim." diyerek göz kırptı ben ise vakit kaybeden lavaboya girdim çünkü göz yaşlarımı daha fazla tutabiliceğimi sanmıyordum. Bu kadarı fazlaydı, benim için hayalden ibaret olan insanla şimdi böyle olmam şans mı? şansızlık mı? Karar veremiyordum. Birde o yetmezmiş gibi bana yakın davranarak işimi dahada zorlaştırıyordu. Ona söylemek istesem ne söyleyecektim 'ben sana aşığım mı ?' yapamazdım 4 yıl önce bütün gururumu yok saymıştım zaten bir daha aynı hatayı yapamazdım çünkü bir işe yaramıyordu. Artık çıkmam gerektiğine karar vererek gözlerimi silip çıktım ve bu sefer mutfağa girdim Berk bir şeyler hazırlıyordu sanırım siparişlerden biriydi kapıdan girdiğimde kafasını kaldırıp bana baktı tekrar işine dönücekti ki kafası kaldırıp tekrar baktı. "Ağladın mı sen ?" "Ben mi ? Yok canım ne alakası var makyajımı tazelerken yanlışlıkla gözüme rimel girdi " diyerek yalanladım. "Siz kadınlar güzelliğiniz için dünyayı yakarsınız." dedi bir yandanda işine devam ediyordu "Evet biz kadınlar tehlikeliyiz bu arada o hangi masaya ben götürebilirim. " dedim "Tabiki, bitti zaten. Masa 4" diyerek tepsiyi elime verdi mutfaktan çıkarak masanın yanına gittim siparişleri masaya koyduktan sonra sahte gülümsememle "Başka bir şey ister misiniz?" diyerek sordum "Hayır, teşekkürler. Burda yeni misiniz ? Daha önce görmemiştim" dedi sürekli müşterimiz olduğunu anladığım çocuk gülümseyerek "Yok hayır yani aslında evet, burası benim ama istanbulda olmadığım için gelemiyordum ortağım işletiyordu bundan sonra beni hep göreceksinizdir." dedim ve gülsememi genişlettim. "Afiyet olsun" diyip çocuğun yanından uzaklaştım ve Berkin yanına gittim "Ne konuştunuz? Baya derin bir konu konuşuyor gibiydiniz."diye sordu ciddi bir şekilde "Sadece 'yeni misiniz' diye sordu onu konuştuk. Sürekli müşterilerimizden galiba, iyi birine benziyor." "Evet öyle ama iyi biri olduğunu söyleyemem bir kaç olayını duymuştum" "Boşversene ilgilendiğimi sanmıyorum." biz konuşurken abim elinde poşetlerle cefeye girdi "Bütün eksikleri aldım hadi ben kaçtım" dedi ve elime poşetleri tutuşturup gitti poşetlerle mutfağa gitmeye çabalıyordum fakat sadece çabalıyordum ne eksik varmış bu kadar ya. Ben kendimle cebelleşirken Berk gülerek beni izliyordu ona sinirledip "Gülmek yerine yardım etsen farkındaysan taşıyamıyorum " dedim "Taşıyamadığının farkımdayım. Fazla güçsüzsün" yıllarca senin yokluğuna dayanmışım ben be iki poşetmi yıldıracak beni diye kendimle dalga geçtim. Neyse ki Berk poşetleri taşımıştıda bu yükten kurtulmuştum. Berk mutfağa gitmişti. Hava almam gerektiğini düşünerek cafenin dışına çıktım açık havada kafamı dağıtmak için bi sigara içmek iyi olabilirdi sigaramı çıkartmış yakıyordum ki masasına sipariş götürdüğüm çocuk yanıma geldi. "Merhaba nasılsın?" bu insanlar bu samimiyeti nerden buluyordu merak ediyorum. Ya onlar normadi yada ben çok soğuktum müşterilerden biri olduğu için terslememeye karar verdim ve yapcık gülümsememle "İyiyim siz nasılsınız ?" bilerek 'siz' demiştim bu gün ilk defa gördüğüm birine 'sen' diye hitap edemezdim. "İyiyim. Yürüyelim mi ?" bu neydi şimdi onunla neden yürüyecektim ki ? Bu insanlar benimle kafa falan mı buluyordu ? "Neden?" diyerek en mantıklı soruyu sordum. "Konuşucak şeylerimiz olabilir" diyerek beni dahada şaşırttı bu çocuk kendine fazla güveniyordu. "Sizinle konuşucak birşeyim oldunu sanmıyorum" "Ama ben öyle düşünmüyorum, şimdi benimle kendi isteğinle yürüyor musun yoksa zor kullanmama gerek var mı?" dedi ve sabrımın ve sinirim sınırını aşmayı başardı zaten niye başında terslemediysem insanlık yapanda kabahat. "Yeter be! Defol burdan. Yüzsüzlüğünde bir sınırı var." oh be rahatlamıştım bağırmak hep içimi rahatlatırdı. "Bu sözlerden sonra zor kullanmam gerektigini düşünüyorum" dedi ve kolumu tuttu o sırada kapıdan Berk çıktı buda olayın iyice karışıcağının kanıtıydı...

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin