Benim hikayem

27 0 0
                                    

Berk kaşlarını çatmış çocuğun kolumu tutan eline bakıyordu. Neler olduğunu çözmeye çalışır gibi bir hali vardı. "Bir sorun mu var yaren ?" "Yok, hayır beyefendide gidiyordu zaten."dedim ve gevşettiği elinden fırsat bularak kolumu kurtardım ve uzaklaştım o sırada Berkte belimden tutup beni kendine dahada yakınlaştırmıştı. Yıllardır aradığım fakat kimsede bulamadığım güven duygusu kaplamıştı içimi. "Yaren sen içeri geç ben geliyorum." dedi tabiki izin vermeyecektim şuanki bakışlarından anladığım kadarıyla ben gidersem hiç hoş şeyler olmayacaktı ve ben Berk'e zarar gelsin istemiyordum. "Hayır gitmiyorum,hatta ikimizde içeri giriyoruz. "Yaren sana içeri gir dedim!" ses tonundan çok sinirli olduğunu anlamak mümkündü ayrıca bana bağıramazdı ben hiç bir şey yapmamıştım! "Ne haliniz varsa görün" diyip içeri girdim, girdim ama içim içimi kemiriyordu. Acaba kavga ederlermiydi? Yok canım ayrıca Berk neden benim için kavga etsin ki ? Neden beni korusun ? Ben onun için hiç birşeyim koca bir hiç. Ah pardon hiç degil ortağız aşık olduğum adamın ortağıyım. Ben kendimle kavga ederken Berk kapıyı çarparak mutfak kapısından girdi. Sinirliydi ama onun dışında herşey norm... Ah onun kaşımı kanıyor. "Berk kaşın, kaşın kanıyor!" refleks olarak sesim yüksek çıkmıştı. "Ah ciddi misin ? Ben farkında değilim sanki bunun!" Yeter ama sinirini benden çıkarması saçmaydı beni korumak zorunda da değildi. "Bana bağırmayı kes! Ben mi dedim sana beni koru diye karışmasaydın!" sessiz kaldı iki elinide tezgaha yaslamış kafasını öne eymişti kaşından akan kanlar yere damlıyordu. Her kan damlası yere damladığında sanki benim kalbime düşüyordu canı yanıyordu ama sinirli olduğu için hissetmiyordu. Dayanamadım ve en sakin sesimle "Gel kaşına pansuman yapayım mikrop kapacak" dedim ve koluna dokundum "gerek yok" dedi kafası hâlâ yere eğikti "Hadi ama Berk çocuk gibi mızmızlanacak mısın?" yine tam itiraz edicekti ki "İtiraz istemiyorum otur bakalım şuraya" dedim. Kolundan çekiştirerek onu sandalyeye oturttum. İlk yardım malzemelerini çıkartım. Gazlı beze tentürdiyot döküp yarasınsa en nazik şekilde sürmeye başladım tamamen yaraya odaklanmıştım ve canını yakmamaya çabalıyordum o ise gözlerini dikmiş yüzümü inceliyordu. Ah hadi ama bu şartlar altında çalışamam ! "Hep böyle misindir ?" diyerek anlam veremediğim bir soru yöneltti oturuduğu için kafası boynuma denk geliyordu her konuştuğunda ise nefesi boynuma çarpıyordu ve bu midemdeki kelebeklerin ortaya çıkmasına neden oluyordu. "Nasılım ki?"diyerek bende ona bir soru yöneltim "Birden parlayıp birden sönen, iki dakika önce bana bağırıyordun şimdi bana yardım ediyosun." "Bu yaranın açılma nedeni olduğum için yardım ediyorum. Seninle bir ilgisi yok." dedim onu düşündüğümü düşünmesini istemiyordum. "Bu yara tamamen senin yüzünden açılmadı o çocukla zaten aram iyi değildi." "Neden bu cafeye geliyor o zaman ?" dedim "Beni sinir etmek için, bende istediğini ona vermemek için ters bir şey yapmıyordum ama bu gün sınırlarını aştı. Muhtemelen seni benim sevgilim sanmıstır damarıma basmak içinde sana yaklaşmaya çalışmıstır." dedi Berkin sevgilisi olmak bunu düşünürken farkında olmadan yaraya fazla baskı uygulamıştım içimden küfürler savurarak elimi hızla çektim. "Ah ! Yavaş olsana be kızım!" "Çok özür dilerim" çok mu canı yanmıştı acaba? sonuçta hiç kaşım patlamamıştı bilemezdim. "Hadi bitmedi mi ya!" diye mızmızlandığında "yarayı kapatıyorum. Neden bu kadar sabırsızsın?" "başkası olsa şimdiye dikiş atmıştı niye bu kadar uyuşuksun?" biz böyle atışırken işim bitmişti geri çekildiğimde oda bittiğini anladı ve kalktı. "Teşekkür ederim."
"Teşekkür ederim."
İkimizde aynı anda birden teşekkür etmiştik bu gülümsememe sebep oldu eskiden telefonda konuşurken de sık sık bu durumu yaşardık. "Neden teşekkür ediyorsun?" dedi bu çocuk 4 sene içinde baya bi salaklaşmıştı anlaşılan. "Beni koruduğun için gerizekâlı başka ne için olabilir ?" "Sana özel bir şey değildi yaren." ne olurdu 'önemli değil' diyip geçse illa kendimi değersiz mi hissetmem gerekiyordu onun gözünde bu çok acımasızcaydı. "Peki." diyip mutfaktan çıktım masaların olduğu yerdeydim boş boş, gülüp eglenen insanları izlerken aralarında bir kız gözüme takıldı yalnız başına oturmuştu derin düşüncelere dalmış gibiydi gözleride dolu doluydu yeşil gözlerinin etrafı kanlanmıştı kendimi tutamadım ve gidip masasına oturdum. Kız dönüp bakmamıştı bile cidden derinlerde olmalıydı "Selam" diyerek bana dönmesini sağladım yüzüme baktı ve soğuk bir şekilde "Selam"dedi "Seni bu kadar derinlere batıran şeyin ne olduğunu merak ettim" "Bunu bana bir erkeğin gelip demesi  gerekiyordu. Yoksa lez falan mısın?" Berk o sırada siparişleri alıyordu ona bakarak iç geçirdim. "Hiç sanmıyorum. Hadi anlat bakalım derdini" dedim "Umutsuz bir aşığım"dedi omuz silkerek sonra "Sanırım sende şu çocuga aşıksın. Hikayenizi anlatsana başkalarının dertlerini dinleyerek kendiminkini unutabiliyorum"diyerek devam ettirdi "Seni rahatlatıcaksa anlatabilirim, hem sende umutsuz aşık nasıl oluyormuş ögrenirsin" "dinliyorum" diyerek karşılık verdi bende hikayemizi aslında sadece benim hikayemi anlatmaya başladım...

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin