4.bölüm

59 3 0
                                    

Uzun zaman sonra tekrardan merhaba

İyi okumalar

Odanın kapısının kırılacak gibi çalışıyla gözlerimi araladım bir kaç saniye ne olduğunu anlamadığım için aklıma gelenlerle gözlerim tekrardan dolmaya başlamıştı ayağa yavaşca kalkıp kapıya ilerledim sabahın köründe kim di bu diye düşünürken karşımda gördüğüm kişiyle göz deviremeden geçemedim bu dünkü kızdı ateş in kardeşi defneydi defne yengesine baktı ne kadar da güzel bir kadın dedi içinden ama iki günde ne hale gelmişti yengesi için çok üzülüyordu bu yüzden ona elinden geldiği kadar hem iyi hemde anlayışla karşılamaya çalışıyordu

"Günaydın yengecim seni almaya geldik"

Dedi defne heyecanlı olduğunu sesinden bile anlaşılıyordu bahar kızın heyecanına anlam veremezken ne dediğini de anlamamıştı

"Efendim?"

Dedi uykunun ve yorgunluğun verdiği sersemlikle karşısındaki kızın ne dediğini anlayamamıştı defne yengesinin kolunu tutup içeri getirerek

"Hadi ama yenge düğün alışverişine çıkacağız annem,abimler,Nisa yengem hepimiz seni bekliyoruz acele edelim yoksa birazdan abim odaya dalar"

Defnenin dediği şeyle nefesimi tutum alışveriş mi

"Benim gele yeceğimi gidip söylersin"

Dedim kendimi yatağa bıraktım bu gün yatıcaktım düşünmeden ağlamadan -ki ne kadar başarıabilirsem- yatacaktım defne bana gözlerini kısıp bakınca bendee ona baktım gülümsedim

"Defne çok iyi birisin ama benim şu an hayatımla oynanıyo kalkışta onlara ayak uydurmak bekleme düşünsene bunalr senin başına gelse ne yapa bilirsin hiç bir sevmediğim bir adamla evlendirilesen ne yaparsın ya da yılardır sana el kaldıramayan baban sana el kaldırıp dövse ne yaparsın yine Gine hiç bir şey beni anlamıyorsunuz ben boğuluyorum ve kimse ama kimse bunu görmüyo şimdi lütfen beni yanlız bırak"

Dedim gözümlden akan yaşlarla lanet etim biraz önce oysaki kendime söz vermiştim defne yavaşca kalkıp kapıya giti döndü bana baktı bana acıyordu gözledinde gördüm o acıyı

"Eyer bir gün başıma böyle bir olay gelse bir saniye bile durmam burda"

Diyip gitmişti ne yani bana git mi demişti peki ben ne yapacaktım.

Ateş beyin anlatımı ilee devam

Zorunluluk bunu yapma zorunluluğu sırf kardeşim ölmesin diye kendi hayatımı karartmam sevmediğim bir kadınla evlenmek ne kadar da aptalca bir düşünce onu yani baharı daha önce de yaz tatilleri de burda çoğu kez gördüm Nisa ile gezerken gideceği yerde dikat çekecek bir güzeliğe sahipti önceden gördüğünde beğenmitim fakat evlenecek kadar değil onu hayatıma alacak kadar değil sadece güzeldi o kadar sevgi değildi benimkisi peki şimdi ne yapmalıyım bilemem kaçıncı bitirdiğim bardaklarla sigara kutuları doldurmuştu masayı elini uzatarak aldım bardağı elime koca bir yudum daha aldım parmağımda takılı olan yüzüğe kaydı bakışlarım tekrar büyük yudum aldım beynimin uyuşması ve hhiç bir şey düşünmek istemiyorum yanda sandaliye çekildi o tarafa baktığımda bu kişi Halil babaydı

"Ah evlat ah düymuşum olanları herşeyde var bir hayır bak kızın halini tüm Milet biliyor istemeden evlendiğini tüm midyatın ağzındadır sen sen ol bu güne kadar laf getirmedin şimdide getirme yuvanı kur mutlu ol karına da iyi davran oda istemezdi böyle olsun"

Aklımda takılan şey ise midystın ağzında olmamız bunu kaldıramazdım kimse bana söz edemez buna cüret edecek olanlar da zaten mezarda bardağı masaya hızla koyup kalıp çıktım mekandan mekan benim olduğu için sıkıntı yoktu arabaya binip eve sürdüm.

~ESARET~BERDEL~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin