37 5 2
                                    

Merhabalar Jisung'un kuzenini Felix olarak değiştirdim aptallık olarak sayın özür dilerim °_°

Eve geldiğimde kol çantamı masaya koyup üzerimi değiştirdim. Ardından çantamdaki defterimi çıkardım. İçinde kitabın kapağına yazacağım küçük kağıdın olması gerekiyordu ama orada bulamadım.

Daha sonra aklıma kağıdı incelemesi için Hyunjin'e verdiğim gelmişti. Hızla elime telefonu alıp onu aradım. Birkaç saniye konuşmanın ardından kağıdın onda olmadığını anlayınca hemen dışarı çıkıp kafeye doğru koşmaya başladım.

____

Kafeye geldigimde kapkaranlıktı. Demekki kapatmışlardı. Tekrar yazarım nasıl olsa diye düşünürken bir ses duydum.

"B-bay Lee Minho?"
Sesin sahibine döndüğümde karşımda Jisung denilen çocuğu gördüm.
"Merhaba Jisung. Kapatmışmıydınız?"
"Evet ama size adımı söylemiş miydim?"
"Hayır Jeongin diye birisi söyledi."
"Demek Jeongin söyledi... Jeongin bana sizin beni sorduğunuzu söyledi. Bir sorun mu var?"

İçimden daha birkaç saatliğine tanıdığım Jeongin'e söverken tatlı çocuğa cevap verdim.

"Hayır sadece içeride bir şeyimi unutmuşum da."

"Aradığınız şey bu mu?"

Elini cebine soktu ve küçük kağıdı bana uzattı.

"Evet bu...Sorması ayıp içini okudunuz mu?"

"Hayır okumadım efendim."
"Hey bana neden efendim diyorsun? Hem şuan işte değilsin. Minho de bana. Bende sana Jisung derim. Soy adın ne?"

Hızlıca kurduğum cümlelere karşı Jisung hafif ağzı açık bana bakıyordu. Çok konuştuğumu geveleyip özür diledim.

"Şey önemli değil! Soy adım Han ama...Neden merak ettiniz sizi tanımıyorum?"

Haklı olduğunu söylemem lazım. İşin doğrusu bende bu çocukla bu kadar yakın olmamın sebebini bilmiyordum. Ama bu seferki karşılaşma tamamiyle plansızdı.

"Üzgünüm sapık gibi görünmek istemiyordum!"
Dedim ve ardından hızla arkamı dönüp yürümeye başladım.

Ardından Jisung elimi tuttu ve beni kendine çekti. Ne oluyor şuan?
Ne yaptığını fark ettiğinde utançla elimi bıraktı ve özür diledi.

"Ş-şey ben numaramı vermek istiyordum... Sizin için uygunsa!"

______ Jisung'tan______

Birkaç saat önce:

Jeongin'in çıkma saati geldiği için kasaya geçmek için üzerimi giyiniyordum. Dolabı kapatır kapatmaz arkamda Jeongin'i gördüm.

"Jisungieee haberlerim var!"
"Ne haberi Jeongin?"

Ardından Jeongin sırıtıp kulağıma fısıldadı.
"Birisi seni sordu ve sanırım platoniğin var! Hehehe."

"N-neyden bahsediyorsun? Senden başka konuştuğum bir tek kuzenim var... Onun dışı kimseyle konuşmadım."

"Kahve saçlı üzerinde karamel renkli paltolu birisi geldi. Adını bilmiyordu ama seni sordu."

Aklıma geçen gün konuştuğum adam geldi. Ama platonik konusu... Jeongin yalan atıyordu değilmi?

(Jeongin burada işleri büyütmek için Minhoyu Jisunga aşık gibi göstermek istiyor ve Jisung bu konuyu ciddiye alıyor.)

"Hm? Jisungie kıpkırmızısın!"
"Hey sussana!"
"Demek sende onu seviyorsun...Neden telefon numaranı vermiyorsun?"

Blooming Flower [Minsung] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin