she is a delta [chaelisa]

22

SHE IS A DELTA CHAELISA'DA 2'YE DUSMUS DEDIM ULAN KIM LAN BU OROSPU COCUGU LAN WATTPAD A TERRIBLE PLACE'MIS DEJA VU

haftalar once oldu bu olay ama olsun

diger kitaplari kimse siklemedigi icin sevmesem de bu kitap bitmesin istiyorum

hic yazasim gelmedi yazmak da cok zordu zaten o yuzden sacma sapan bir bolum ilham perileri gotumu sikmekle mesgul sanirim

ASP OZEL BOLUM ASP OZEL BOLUM ASP OZEL BOLUM ISTIYORUM ISTIYORUM ISTIYORUM

*************************

"aldatılan küçük omega sonunda okula mı dönmüş?" duyduğum tanıdık sesle arkama bile dönmeden yürümeye devam ederken youngdon'un beni yalnız bırakmaya niyeti olmamalı ki arkamdan gelmeye devam ediyordu. "bir deltanın yanına güçsüz bir omega. ne olmasını bekliyordun ki? koskoca deltanın sana aşık olmasını mı lalisa?"

kurdum yoktu. youngdon'un omegalığa düştüğünü biliyordum ama yine de ona karşı koyamazdım. belki kurdum olsa biraz şansım olurdu ancak şu an karşısında tamamen güçsüzdüm. bu yüzden ona aldırmamaya çalışarak yürümeye devam ederken youngdon hala susmuyordu.

"seni aldatınca giden çiçeklerinizin izi geçmedi mi? hala bandajla," aniden youngdon'un sesinin kesilmesiyle ve metal dolaplardan gelen yüksek sesten sonra arkama döndüğümde gördüğüm jisoo'yla gözlerim kocaman olmuştu. youngdon'un kafasını dolaba vurmuş ve elini çekmeden öylece tutuyordu onu. "kime bulaştığının hiç mi hiç farkında olmadığını düşünüyorum youngdon."

"biliyorsun, tek başına bir omega olduğun halde çevresinde bu kadar alfa olan bir omegaya bulaşman hiç mantıklı değil." hyunjin'in sesini duymamla ona döndüğümde taehyung da kolunu omzuma atmış ve youngdon bana bakarken ona dil çıkarmıştı şımarıkça.

taehyung'un şımarık olmasını bazen çok seviyordum.

"jennie nerede?" jisoo'nun sorusundan sonra jeongin de sınıftan çıkıp yanımıza geldiğinde hyunjin ona el sallamış ve o da onun el sallamasına gülümseyerek karşılık vermişti. "öğleden sonra gelecek. dün gece biraz acılı geçti."

"biliyorum." jisoo kısık sesle konuşmasından sonra youngdon'un kafasını tutarak bana döndürdüğünde pençelerinin çıktığını yeni fark etmiştim. youngdon'un canı çok yanıyor olmalıydı, sonuçta bir alfanın pençeleri çok can yakardı. "lalisa'dan özür dile."

"jisoo,"

"lalisa'dan özür dile youngdon." konuşacağım an jisoo'nun sert ses tonuyla beni kesmesi bir olduğunda youngdon'un dudakları arasından kısık da olsa "özür dilerim." kelimeleri dökülmüştü. "bence daha güzel özür dileyebilirsin youngdon." taehyung hala bana sarılırken konuştuğunda ardından jungkook da diğer tarafıma geçti ve konuşmaya dahil oldu. "alfa olduğum halde ben bile duyamadım. bu sefer daha yüksek sesle olmasına ne dersin?"

"özür dilerim."

"bir daha."

"özür dilerim lalisa."

"bir daha."

"hyunjin salak mısın?" jeongin'in konuşmasından sonra hyunjin gülerek ona döndüğünde ben de gülümseyerek bakmıştım onlara. ardından da bakışlarım jisoo'ya dönmüştü yeniden. bana bakmıyordu, hyunjin ve jeongin'e bakıyordu. mimiklerinden hiçbir şey anlayamıyordum ama dün gece eminim onun da en az jennie kadar canı yanmıştı. bağları çıktığından beri hiç yakın olmamışlardı ve kurtları artık canlarını yakmaya başlamıştı.