she is a delta [chaelisa]

24

eraya 21 bin liraya telefon aldim OROSPU COCUGU WATTPAD OROSPU COCUGUUUUUU

herkes sizin gibi salak mi chaesoo bi kitapta iki flortlesince ilk insana donussun uygulamanin ne sucu var amk

ya biz kitap okuyoduk tamam mi chaeyoung ve jisoo date iste once jisoo tek basina oturuyo masada gerginim falan diyo kendi kendine konusuyo sonra arkasindan chaeyoung geliyo gergin olacagin bir sey yok dateim falan diyo orada bize gelmeye basladi en son eda telefonu tutarken elleri titriyodu her an bagirabiliriz falan sonra chaeyoung jisooya sana unnie mi diyim jisoo mu dedi jisoo da dedi sen hangisini istersen sonra chaeyoung okey babe dedi bizim konusabildigimiz dil sayisi falan sifirlandi mizrak ariyoruz etrafta maymun gibiyiz EDA TELEFONUMU ALDI DUVARA SAAAAAAAK DIYE FIRLATTI AMK IPHONE X'IM 

*******************************







hala elimizdeki çiçeklere bakmaya devam ederken chaeyoung elini elimin yanına koyduğunda gülümseyerek ona dönmüş ve o ellerimizi izlerken onu izlemeye başlamıştım. 

"dönüşebiliyor musun?" sorusundan sonra anında gülümseyen yüzüm solduğunda elimi de indirecektim ki chaeyoung elimi tutmuş ve bana engel olmuştu. "yeniden ruh eşiyiz, kurdun geri döndü ama dönüşemiyorsun." 

"jisoo bir yolunu biliyor olmalı. sonuçta geri dönmesinde yalan söylemedi değil mi?" chaeyoung sessiz kalırken ellerimizi birleştirdiğimde uzun zaman sonra onu hissedebildiğim için çok farklı geliyordu. 

dört gündür odadan dışarı çıkmamıştık ve chaeyoung'ın deltası yüzünden benim omegam da kızgınlığa girmişti. büyük ihtimalle evde bizim dışımızda kimsenin kalamayacağı kadar feromon salgılamıştık ve chaeyoung'ınkiler yanında benim feromonlarım bir hiçti. ailesi çoktan neler yaptığımızın farkındaydı ve döndükleri an artık çiçekleri saklamamıza gerek de kalmayacaktı.

"ona güvenmiyor musun?" 

"güvenmek istiyorum." 

"chaeyoung eğer ona güvenebileceğimi söylersen ona güveneceğim, eğer onu affedersen onu affedeceğim." bana döndüğünde kollarımı açmış ve kollarım arasına girmesine izin vermiştim. kurduma dönüşememem yüzünden mutluluğu bile yarım kalmıştı ve sadece bana sarılmış öylece bekliyordu. "kardeşim, onu affetmek istiyorum ama bir yandan da istemiyorum lalisa." 

"artık ruh eşi var. istese de beni sevemez."

"biliyorum, sadece kötü bir insan olmasını istemiyorum. sana zarar vermesini istemiyorum." 

"vermeyeceğine inanmak istiyorum." o kendine rahat bir pozisyon ararken burnunu da boynuma sürtmeye başladığında gülmüş ve onun da gülmesini hissederken hafifçe geri çekilip ona bakmaya başlamıştım. "yeniden ruh eşiyiz chaeyoung. üstelik feromonlarını hissedebiliyorum." 

"lalisa," cümlesine başladıktan sonra sustuğunda kararsızlığını bile hissetmiştim. tüm duygularını hissediyordum ve o da büyük ihtimalle merakımı hissediyordu şu an. "eskisi gibi bir ruh eşi olmayacağıma söz veriyorum. önceki ben için özür dilerim." 

"özür dileyeceğin için mi kararsızdın?" kafasını iki yana salladığında benden uzaklaşmış ve yatakta kendi tarafına yatmıştı. "neden o zaman?" 

"önemli değil. zamanla boşuna kararsız kaldığımı sen de göreceksin zaten." başka bir şey demememe izin vermeden yataktan kalktığında tam üstüne bir şeyler alıyordu ki kapı birden açılmış ve ikimiz de çıplakken korkuyla kapıya dönmüştük. 

kapıdaki jisoo söyleyeceği şeyi unutmuş ve o da bizi böyle görmeyi beklemiyormuş gibi kapıyı bırakmadan bir bana bir chaeyoung'a bakmaya başladığında chaeyoung tarafından yüzüne atılan kazaktan sonra kazağı almış ve yeniden bize dönmüştü.