Jace?

74 13 22
                                    

Küçük bir dükkanın önünde durduğumuzda şaşırdım. Böyle bir yere gelmeyi beklemiyordum ancak sorun değildi birlikteysek geri kalan hiçbir şeyin önemi yoktu. Tabeladan anladığım kadarıyla burası bir işkembeciydi. İlk defa böyle bir yere geliyordum ve daha önce hiç işkembe yememiştim de ama dedim ya Hyunjinle birlikteysem bunlar önemsiz detaylardı. Dışarısı hafif estiği için içerideki masalardan birine oturduk. Hafif göbekli, yaşlı bir amca yanımıza geldi Hyunjin'in omzuna dokundu ve "hoşgeldin, özlettin kendini" dedi. Demek daha önceden tanışıyorlardı. Ettikleri ufak sohbet sonrası buranın sahibi olduğunu düşündüğüm adam bana döndü "Hoşgeldin yavrum, adın neydi."

"Jeongin, efendim."

"Pek de güzel bir ismin varmış yavrum. Bahtın da güzel olsun."
dedi ve tekrardan Hyunjin'e döndü. "Her zamankinden mi vereyim ikinize de?" Hyunjinle gerçekleştirdiğimiz ufak göz temasının ardından ne istediğimi sordu. Menüde ne olduğunu bilmediğimden sen ne yiyeceksen ondan alayım, çok aç değilim zaten dedim ve onaylandığını belirten bir baş sallaması aldım. Biraz gergindim. Kim onu hatırlamayan eski sevgisiyle yemeğe çıksa gergin olurdu ama değil mi. Yine de bu fırsatı kaçırmayacaktım. Onu tekrardan tanımak ve en ince ayrıntısına kadar ezberlemek istiyordum. Düşüncelerimle boğuşurken Hyunjin'in bana seslenmesiyle kendime geldim

"Bir şey mi dedin? Dalmışım, çok pardon."

"Hayır sadece biraz gergin olduğunu fark ettim ve konuşursak rahatlarsın diye düşündüm."

"Buraya ilk defa geliyorum ondan yüksek ihtimalle."

"Güzel ve samimi bir yer, bu saatte mekân aramayla uğraşmamız uzun sürer diye buraya gelelim istedim."

Kısık bir sesle anladım dedim fakat duyduğundan emin değildim. Ağzımı konuşmak için açacaktım ki Hyunjin'in telefonu çaldı. Çok pardon dedi ve yerinden kalkarak dışarı çıktı. Kimin aradığını birazcık merak etmiş olabilirim ama sormak gibi bir aptallık da yapmam tabii ki. Onu beklerken mekânda biraz göz gezdirdim ve Jace ile gittiğimiz samimiyetsiz yerler gözümün önünden geçti. Başlarda bu hoşuma gidiyordu önümüzde para engeli olmadan istediğimiz her şeyi yapabiliyorduk ama bu artık onun için kendini daha da kanıtlama çabalarına dönmüştü. Konsere gittiğimiz gün Hyunjin'i görmemin de etkisiyle ondan artık hoşlanmadığımı düşünmeye başlamıştım ve tam o an emin de olmuştum. Artık Jace' e karşı hiçbir şey hissetmiyordum. Daha fazla uzatmak istemediğim için sabah ilk iş ayrılmak için evine gidecektim.

İç sesimle olan konuşmalarımı önüme konan 2 tabak kesti. Bir tanesi çorba gibi duruyordu. Diğeri ise daha çok ana yemek? Gibi. Başlamak için Hyunjin'i bekledim o da zaten yemeklerin gelmesinden kısa süre sonra geldi. Beni yalnız bıraktığı için özür diledi, mahcup olduğu yüzünden de belli oluyordu. Hâlâ aynıydı. Eskiden nasıl kibarsa öyleydi. Hiç değişmemişti bir de üstüne güzelliğine güzellik katmıştı.

"Bu arada sağ tarafındaki tabaktaki kelle paça çorbası diğeri ise işkembe yemeği. Umarım tadı hoşuna gider. Hadi soğutma da başla" Diye bir çırpıda konuştuğunda çoktan çorbadan bir kaşık almıştım "Hyunjin bu beklediğimden de güzel" bunu söylerken nasıl bir yüz ifadesi takındım bilmiyorum ama Hyunjin gülmüştü bu halime. Bana gülmüştü. Gülümsemesinin sebebi olmuştum.

"Yarın işe gitmeyeceğim ve bildiğim kadarıyla siz de yarın sahne almıyorsunuz."

"O yüzden. Bu gece birbirimizi tanıyalım ha? Ne dersin"

"Burdan sahile o zaman. Konuşulacak çok şey var."

Yemeğimizi hızlıca yedik ayaküstü dükkan sahibiyle sohbet ettik ve yine kendimizi yollara attık buraya Hyunjin'in motoruyla gelmiştik ve sahile de onunla inecektik. Buraya gelirken düşük bir hızda geldiğimiz için ona tutunma gereği duymamıştım, kask da takmamıştık zaten. Ama bu sefer bana motorun arkasından çıkardığı kaskı uzattı ve kendisi de taktı. Kırmızı saçları kaskının altından küçük küçük çıkmıştı. Hâlâ çalıştırmamıştı motoru. Neden gitmiyoruz diye sorduğumda böyle gidemeyiz düşersin demişti ve mecburen elimi beline sarmıştım. Çok klişe ama güzel de bir andı. Jace' le hiç böyle heyecan verici şeyler yapmazdık mesela, hatta beni genelde özel şoförü alırdı. Ne heyecan ama. Bu gece bunları düşünmek istemedim ve yola odaklandım. Hyunjin gerçekten güzel sürüyordu. Motor ehliyetinin bayağıdır olduğu belliydi.

Baterist | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin