TEKRAR: KAÇ!!!

60 9 6
                                    

bir,iki uğraştan sonra pencerenin parmaklığını kırmayı başarmıştım. ve dahası pamaklıklar ile bahçeye doğru düşmüştüm.şimdi!..kalkmaya çalışıyorum.

-HEY SEN! OLDUĞUN YEDE KAL!!!!

başımı ovuşturup ayağa kalktım.etrafımı saran adamları görmezden geldim. bahçenin sonsuz görünen kısmına doğru yürümeye başladım.

-SANA DİYORUM!!!!

bana bağıran adama ruhsuz ifademle baktım. korktuğu belliydi. alnından minik ter damlaları akıyordu. yönümü adama çevirdim ve üstüne yürümeye başladım. adamın yakınına geldiğimde ona bir tekme geçirdim.sonra diğer adamları sıra dayağına çektim. arada birkaç tekme ve yumruk attım.hepsi geriledi. ama sonra tekrardan üstüme gelmeye başladılar.içlerinden biri şok silahını çıkardı. bende ona karşılık adamın kolunu döndürdüm ve dizimle suratına bir tekme attım.

sonra hepsi saldırmaya başladı.dayanamadım ve aklıma gelen ilk yere ışınlandım:

      mağarama

******

1 saatliğine depresyona girmiştim. şimdi kendime geldim.

sonic bu kadar kötü değildi. o köyünü koruyan bir liderdi.o bir kahramandı. kimsenin kötülüğünü istemezdi.nasıl olur da amy'i , kristal zümrüde karşı satardı halen aklım almıyor. amy, sonic'i hep sevdi. ona bir şey olursa çok üzülürdü.

kendimi topladım ve köye gitmeye karar verdim. ya orada sonic'i bulup kavga edecektim, ya da sonic tarafından ezilen köylüleri bulup bir plan yapacaktım.

köye gittim.karanlık ve dar sokaklarda yürüdüm.köydekilerin %95'inin bildiği bir gizli geçitten geçtim ve tails'in yaptığı dehlize indim.

-k-kim v-var o-orada?

bu sesi tanıyordum. bu bizim icat yapmaya bayılan tilki miles' tails'prowler dı.

-benim miles...shadow

- s-shadow? s-sen h-hapishaneden nasıl k-kaçtın?

- boş ver bun miles. neredesin? ve neden kekeliyorsun?

tails bir anda karşıma çıktı.yüzü ağlamaktan bıkmış gibi görünüyordu. eldivenleri parçalanmıştı.ayakları çıplaktı. yorgun ve üzgün görünüyordu.

-miles? sen iyi misin?

-boş v-ver bunu s-shadow.

-sonic size bir şeyler mi yaptı?

-o p-pisliğin ismini a-ağzına alma.

-peki...mavi porsuk size ne yaptı?

-o b-bizi kölesi m-mişiz gibi ç-çalıştırdı.b-bizi ölüme t-terk etti.

son cümleyi söyledikten sonra bana sarıldı ve hıçkırarak ağlamaya başladı.onun belini sıvazladım

-geçecek miles...hepsi geçecek...

biraz böyle bekledikten sonra miles konuştu:

-s-shadow. benim d-dışımda burada y-yaşayan başkaları d-da var.

-kimler?

-blaze,c-cream,rouge,h-hikari ve e-eggman.

-eggman de mi burada?

- o da p-pislik tarafından k-köle oldu s-shadow.

gel işareti yaptı ve gitti. ben de peşinden gittim. sırayla saydığı kişilerin odalarını gösterdi. blaze, miles gibi üzgündü. cream ,sanki balonu patlamış gibi chaosu ile duruyordu. rouge, çaldığı zümrüt sahte çıkınca üzüldüğü gibi ağlıyordu. hikari,gözlerini kapatmış bir şeyler düşünüyordu. eggman'in ise hayat enerjisi kalmamıştı.

-siz burada bekleyin. ben hemen döneceğim. 

miles onaylar bir biçimde kafasını salladı.hızlıca dışarı çıktım ve sonic'i aramaya başladım. acaba amy'e ne oldu?

ya...o...öldüyse... 

-SENİ KÜÇÜK APTAL KİRPİ NEREDESİN?!!!

o anın verdiği sinir ve üzüntü ile bağırmıştım. şimdi tehlike vardı . ya sonic benim sesimi duyup askerlerini gönderecekti, ya da sonic buraya gelip benimle kavga edecekti.

-Hey!!! KARA KİRPİ!!!

arkamı döndüğümde sonic oradaydı.altın bir zırh içinde.yanında askerleriyle. elinde ise bir asa vardı.asanın ucunda ise rengarenk parlayan kristal zümrüt vardı.

asanın ucunda ise rengarenk parlayan kristal zümrüt vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-demek buradasın seni alçak pislik!

-shadow.... ben alçak bir pislik değilim.

-nesin peki!! şerefsizin teki mi?!!

sırıtmaya başladı.

-amy nerede mavi aptal?

-o mu? haha güldürme beni shadow.

-O NEREDE DEDİM!!!

- ben onun bekçisi değilim!

bana biraz daha sırıttı.

-askerler kara kirpiyi yakalayın,HEMEN!!

askerler üstüme gelince hızla ışınlanıp bir bıçak aldım. arkalarına ışınlanıp teker teker hepsini geberttim. artık işler çirkinleşiyordu.

- bakıyorum da daha acımasız olmuşsun.

-beni buna sen çevirdin!! SEN BENİ BİR CANAVARA ÇEVİRDİN!!

hızla ışınlanıp sonic'e tekme attım. bıçağı kolundan sokup çıkardım. ama sanki etkilenmemişti.

-zümrüt shadow.

- ?..

tek kaşımı havaya kaldırıp ona baktım.

- zümrüt sayesinde bana bir şey olmuyor.

o halde zümrüdü ondan almalıydım.plan şu: zümrüdü , zümrüde çok benzeyen bir taş ile değiştireceğim.

sonic biraz daha sırıttıktan sonra üstüme atıldı.

- bu dünyada bir şeyin yapılmasını istiyorsan kendin yapmalısın!

asayı bana doğru tuttu.''maledetto riccio nero!!!'' diye bağırdı. asa dan birkaç siyah ruh çıktı. bana doğru gelmeye başladılar. bense donup kalmıştım. ne hareket edebiliyor, nede karşı koyabiliyordum. artık çok geçti. ruhlar etrafımda dönüyorlardı. 'öl' diye fısıldıyorlardı bana. 

-perdi le anime oscure e aiutami!!! diye bağırdım.

-NE!

etrafımda ki ruhlar yavaşça kayboldular. sonic şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu.

-s-sen? b-bu nasıl olur?

bende sonic kadar şaşkındım. anlamını bilmediğim bir şey söylemiştim ve kara ruhlardan kurtulmuştum.

- s-sen...b-bir...

sonic kekeleyerek konuşmaya çalışıyordu. ne dediğini zar zor anlıyordum.

- s-sen bir...

-bir ne?

- s-sen bir NF sin.

-Nf?

en uzun bölüm bu oldu. 625 kelime ile rekorumu kırdım sanırım. yorum yazmayı unutmayın. okuduğunuz için teşekkürler:)



bir shadow hikayesi [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin