Sözünü çoktan unutmuşsun...
Bana verdin bu zehri amma
Dönemem ki şimdi bu yoldan
"Yara bere, karavana sevmek yok"
Dedim ama kalbim sanki karakolda_
"Bu sen misin? Çiçek sözümüzü tuttuk mu? Tanrım cidden bu sen misin?"
Kafasını imzaladığı dosyalardan kaldıran adam gözlerini ona çıkarmış ve dikkatlice bakıyordu ten rengi iyice soluklaşmış adama. Tek kaşı yavaşça havaya kalkarken "Pardon?" Diye sordu. "Bir şey mi demiştiniz?"
Seokjin titreyen dudaklarını ısırdı. Hayal görmeye de başlamıştı. Delirdigini hissediyordu. Gözlerini kapattı ve alnını ovuşturdu. "Ç-çok üzgünüm sizi birine benzettim. Affedin lütfen " dedi hızlıca. Karşısında ki adam onu dikkatlice süzmüş ardından iyi olduğuna kanaat edince "Sorun değil, lütfen gel ve otur" diye karşısındaki deri koltuğu göstermişti. Seokjin teşekkür ederek oturmuş ve masanın üzerinde duran sudan bir yudum almıştı. Suyun kapağını açarken bile belliydi ellerinin ne kadar titrediği.
Bu adam ve hyungu'nun çok fazla benzemesi onu şaşırtmıştı. Bu yüzden çok fazla tepki vermişti.
Gözlerini yeni patronuna kaldırdı. "öhm- beni Gwangju'da bulunan şirketten buraya tayin ettiler. Ve direkt sizinle görüşme yapmamı buyurdu Kim Songnam" diye anlatmaya başladı seokjin ancak adam onu eliyle susturup kendisi devam etti.
"Songnam aradı beni Seokjin geleceğinden haberim vardı. Bu yüzden endişe etme. Burada diğer şirkette yaptığın işin aynısını yapacaksın. Bize iş yapmak için şirket bulman gerek. Anlaşmalı ve onları ikna etmelisin. Songnam bana senin çok iyi bir ikna kabiliyetin olduğunu söyledi. Umarım böyledir" diye bitirdi cümlesini. Bu işte kötü olduğun an eski yerine döneceksin demenin kibar yoluydu bu.
"Anlıyorum efendim. İşime oldukça bağlıyım, elimden gelenin en iyisini yapacağıma emin olabilirsiniz Bay Kwang" dedi. Adam kafasını salladı ve onu onaylayarak sekreter telefonunu aldı. "Mina bana çalışmak istediğim şirketlerin dosyasını getir" dedi. İki dakika içerisinde sekreter kadın elinde büyük bir siyah dosya ile gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Karanfil
Fanfiction[ Tamamlandı.] Vermedim adını zora koydular Aşkın mezarını cana oydular Camlara düşüyor yaşı yedi göğün Ellerin elime niye kapı duvar?