Bölüm 2: Geçmiş

53 2 4
                                    

Selam arkadaşlar öncelikle bölüm biraz geç geldi farkındayım. Aslında yoğunda değilim ama kitabı yazdığım arkadaşımla kitap hakkında tartışmaya girdik bazı kişilerden fikir istedik ama sonuç elde var sıfır. Bizde en iyi eski halinde kalsın dedik yeni bölümü yayınlamaya karar verdik özür diliyorum.
Mm'de Esin var :)
***
Melis ve Esini babaları okula bıraktılar ve başarılar dileyip gittiler. Normalde lisenin ilk günü aileler çoçuklarının yanında dururlardı ama onların öyle bir ailesi olmadı. Onlar kendilerinin aileleriydiler. Çok küçükken tanışmışlardı. Babaları sayelerinde. Babaları ortak olunca mecbur ailelerde kaynaşmıştı ve baya iyi anlaşmışlardı. Melisle Esinin dostluğu çok küçük yaşlara dayanıyordu birlikte alınan bale eğitimi (ne kadar beceremeselerde) aynı ana okul aynı ilk okul ve sonunda aynı lise. Kardeş gibi büyüdükleri için kardeştende farksızdılar. İkisininde farklı arkadaşları elbette olmuştu ama bişey olsa yine birbirlerine sığınırlardı.
Melis liseli olduk diye yerinde hoplarken Esin okula korkuyla bakıyordu. Geçen sene başlayan hastalığı onu çok korkutuyordu. Ve hastalığı bu senede bidahaki senelerde de devam edecekti. Melis Esinin bakışlarından anlamış olacak ki Esinin koluna girdi ve kocaman gülümsemesiyle herşey güzel olacak dedi. Okul bahçesinde toplandıklarında etraf ana baba günü gibiydi. Müdür eline mikrofunu almış ve velilerin bir yere öğrencilerin ise sınıf sıralarına göre toplanmasını söylemişti. Esin Melise bakıp gülerek "9/C" dedi. Babaları sayesinde aynı sınıfa düşmüşlerdi. Küçük bir şehirde yaşadıkları için babalarını çoğu insan tanıyordu. Babalarının inşaat üzerinde kurdukları bir şirketleri vardı. Melis Esinin koluna girerek kocaman sırıttı ve hadi dedikodu yapalım dedi. Esinin gülümsemesi yüzünde yayıldı ve "müdür iyi bir malzeme" dedi sırıtarak. Müdürleri uzun boylu, gözlüklü ve zayıftı. Adamın kendine has bir karizması vardı. Saçlarının arasında beyazlar vardı hoş bir adamdı. Melis müdürü süzdükten sonra gözlerini kocaman açarak "müdür bile yakışıklııı" diyerek gülmeye başladı. Esin ise kahkaha atarak bir yandanda "sessiz ol birisi duymasın" diyordu. O sırada gözü çok yakışıklı olan ama tipi kuğulum beybisi yaklaşma diyen birine takıldı. Esin melisin kulağına eğildi çocuğu göstererek "sanki çocuk yakışıklı gibi" diyerek arkadaşından onay bekledi. Melis "hangisi" diye sorup dik dik ona bakınca çocuk farketmiş olacak ki dönüp bunlara baktı. Esin bir yandan kızarırken Melise sertçe vurdu. Melis ise yaptığı piçlikten dolayı kahkaha atıyordu. Müdür konuşmaya başladı. Melis iç geçirerek 8 senedir aynı şeyleri duyuyorum dedi ve "2009-2010 eğitim öğretim yılımız hepimize hayırlı olsun bla bla bla" dedi müdürü taklit ederek. 1 saatin sonunda ayakta dikilmekten ayakları acımış şekilde sınıflarını aradılar ve sıralarına oturduklarında şükür dediler. Öğretmenle tanışma faslından sonra herkes serbest bırakıldı. Melisle Esin yeni tanıştıkları kızlara sohbetin dibine vururken kel, göbekli ama sevimli hocalarının gür sesi duyuldu.

Esin TOKGÖZ
burda

Melis BAYIR
burdaaaa

Mert KARAHAN
burda

Esin çocuğa baktı demekki adı Mertmiş diye düşündü bunu düşünürkende salak salak sırıttı. Tekrar göz göze geldiler. İçinden çok güzel gözleri var derken içinde biseyler erimişti sanki. O sırada elinde olan Melisin telefonu titredi Melisi dürttü Melis telefona baktı gözlerini devirerek mesajı sildi. Esin "yinemi o hayvandan" diye sordu Melis ise sadee kafasıyla onaylamakla yetindi. Yeni tanıştıkları kızlardan biri "o hayvan kim" diye sordu. Esinde anlatmaya başladı. "Barış hayvanın tekiydi. Melis ilk başlarda Barıştan hoşlanıyordu sonra sevgili oldular çıktılar filan sonra o piç naptı?" derken sesini yükselttiği için hocadan "şşş kızlar" uyarısını aldı. Esin kısık sesle sözlerine devam etti. "Onu aldattı şimdide pişman olup benim kuzucuğumun peşinde koşuyor." Kızlar hep bir ağızdan yuh dedikten sonra Melis devam etti "babasının istanbulda şirketleri falan var baya zenginler yani buda züppe olduğu için sürekli param var ama benim barışalım diyor seni seviyorum barışalım dese hadi neyse belki bi ümit." dedi gözlerini devirerek. O sırada zil çaldı Melis Esini kolundan sürükleyerek "karnım gurulduyo esiiiin" diyerek çekiştirmeye başladı. Melis bir yandan yeni kızlar hakkında yorum yapıyor bir yandanda arka arka yürüyordu tam önüne dönücekken sert bir et yığınına çarptı ve düşmemek için o et yığınına sarıldı. Neye çarptığına bakmak için sarıldığı şeye baktı ve onu gördü açık yeşil gözlü hafif orta boylu kumral kaslı... Melisin mükemmel diyebileceği bir oğlandı bu. Gördüğü manzara karşısında donup kaldı Melis. Esin ise karnını tuta tuta gülüyordu çocuk ise anlamsız bakışlarla Melise bakıyordu. Esin en sonunda olaya müdahale etti. Melisi kolundan tuttu ve çocuğa arkadaşım adına özür dilerim diyerek melisi çekiştirmeye başladı. Melis kendine geldiğimde rezil oldum diye kafasını sıralara vururken esin hala gülüyordu.

Salaklık Başa BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin