8

30 7 13
                                    

Dün gece ağlayarak yattığı soğuk zeminde doğruldu yuna. Başı çok ağrıyordu. Soğuğa uzandığı için hasta olmuş olmalıydı.

Saate baktığında saatin henüz 6 olduğunu gördü ve gözlerini oyalayarak banyoya ilerledi.

İşlerini hallettikten sonra çıktı ve odasına gidip kıyafetlerini değiştirdi. Bugün okula gitmeyecekti.

Odasından çıktı ve aşağı ilerledi. Salona vardığında masanın çöplerle dolduğunu fark edince durdu.

Pek umursamadı ve sehpanın yanında duran koltuğa attı kendini. Telefonunu açtı ve bildirim kutusuna bakmaya başladı.

Annesinden 2 mesaj. Hemen mesaja tıkladım ve okumaya başladı. Annesi okuduğunu bilecek miydi onu bilmiyordu.

Mesajı okuduğunda göz yaşlarını tutamamıştı. 'Kızım Baban vefat etti' bunun ardından gelen moral mesajlarını umursamadan ağlamaya devam ediyordu. Birine bunu söylemek ne kadar kolay olabilirdi ki?

Göz yaşları bir şelale misali akarken yuna yaşadıklarını düşündü. Sevgilisi artık onunla değildi. Abisi ölmüştü. Okulda umursanmadığını fark etmişti. Artık bir babası yoktu.

Yuna bunları hak etmiş miydi cidden? Arkasından gelen ses ile oraya döndü ve yaşlı gözleri sinirle doldu. Şu an annesinin yanında olamıyordu çünkü bunlar Nayeon'un suçuydu.

"Demek babanı da kaybettin ha? Bi düşündümde acınası duruma düşen hep ben olurdum. Bak rolleri değiştik fena mı? " bunları hafif sırıtarak ve alayla söylemişti.

Yuna Nayeon'un ona söylediklerinden sonra sinirlerini kontrol edemeyeceğini anladı masanın üstünde duran çatalı eline aldığı gibi nayeon'a fırlattı. Son anda Nayeon geri çekilince çatal onu ıskalamış yeri isabet etmişti.

Nayeon hem sinir hem korkuyla Yuna'ya baktı. Ne hakla onu öldürmeye çalışıyordu? 2. Kez

Nayeon yerden çatalı aldı ve Yuna'ya yaklaşmaya başladı çatalı karın hizasında tutuyordu.

Nayeon her ileri adım attığında Yuna geri dım atıyordu.

Tuna'nın adım atabileceği bir yer kalmayınca duvara yapıştı. Nayeon onun dibine girdiğinde konuşmaya başaldı "beni 2. Kez öldüremezsin Yuna. Ama ben senin ölüm sebebin olabilirim"

Yuna soğuk kanlılıkla konuşmaya başladı "abımı öldürdüğün yetmedi şimdi de beni mi öldüreceksin? "

Nayeon duyduklarıyla kekelemeye ve kendini savunmaya başladı "b-ben öldürmedim diyorum. Ben kimseyi öldürmem..."

Yuna ona bakarak bağırdı "o zaman abim öylesine mi yazdı o notu ha? Benimle dalga mı geçiyorsun sen?! "

Bunları söyledikten sonra Nayeon'yn suratına okkalı bir tokat yapıştırmıştı. "Çık evimden ım nayeon"

Nayeon yerden göz yaşları ile kalktı ve ekapıya doğru ilerledi. Çıkmadan önce Yuna'ya titreyen sesiyle bağırarak "biraz yaşadıkalrını değil yalattıklarını düşünsene iyi olur shin yuna"

Kapı kapanma sesi gelince Yuna rahatlamıştı. Koltuğa oturdu ve Nayeon'un dediğini yaptı. Nedense ilk defa haklı gibiydi.

Bi düşündü. O gün sıra vermediği için okul çıkışı onu köşeye sıkıştırıp saçını kestiği kız. Acaba onu neden yapmıştı yuna? Gerçekten zorba mıydı?

Yada okulun sürtüklerinden olan tzuyu onu sebepsiz yere sınırını çıkarmak için kullanmıştı. Zaten işin sonunda kızın yüzü darma dağın olmuştu.

"Ah tanrım neler yapmışım ben böyle kendimden korktum bi an"

Yuna bunları düşünürken telefonuna gelen bildirim ile düşüncelerini bir kenara bıraktı ve telefonu eline aldı.

Kai instagrama post mu atmıştı? Yuna'sız!?

Yuna hemen tıkladı ve ekranda duran resime boş boş bakmaya başladı. Kai yatakta uzanıyordu yanında ise Sakura vardı...

Tuna'nın gözleri ister istemez doldu. Yerinden kalktı ve mutfağa ilerledi şu içmek için mutfak dolabına uzandı bardağı aldı ancak kendisininde beklemediği bir hareketle bardağı yere fırlattı ve kırılışını izledi.

Ardından bardakların olduğu dolaba baktı ve ne kadar bardak varsa hepsini yere fırlatmaya başladı. Mutfakta hiç kırılacak bir şey kalmayınca yuna dolu gözleriyle çöktü yere.

Dizlerine ve ellerine batan cam parçalarıbı umursamadan ağlıyordu.

Bu kalan 4 günün sonunda herşey eskisi gibi olmayacaktı. Tek değişen Yuna'nın okula geri dönmesi ve tekrar zorba olarak kalacağıydı

...

God's Revenge/Shin YunaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin