Şoktaydım...
Şu an gözlerimin içine bakan, yıllardır aşık olduğum, dünyaca ünlü Kim Taehyung duruyordu. Bayılmam an meselesiydi. Hâlâ hipnoz olmuşçasına ona bakarken, Bay Kim'in ismimi bağırmasıyla kendime gelmiştim.
Hayır Jeongguk şimdi biri sana bağırdığı için ağlayamazsın. Rezil olmamalısın! Tanrım gözlerim doluyor, hayır!
Gözlerimi kırpıştırmış, Bay Kim'e dönmüştüm. Taehyung'un bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.
"Bugün oğluma menajer bulacağız. Tabletinden bakar mısın? Sana mail olarak göndermiştim."
Dolu gözlerimi silmiş, kafamı sallamıştım.
"E-efendim tabletimi getirmemiştim acele ettiğim için. İzininiz varsa hemen alıp geleyim."
"Tamam oyalanma bekliyoruz."
Önlerinde eğilip hemen odadan çıkmış, ellerimi yelpaze gibi kendime doğru sallamıştım. Resmen buradaydı!
Tanrım kafayı yiyorum galiba!
Kalın boynu, geniş omuzları, bana orgazmı yaşatan sert baldırları, gömleğini neredeyse yırtacak kadar fazla olan kasları... o her şeyi ile mükemmeldi.
Fazla uzatmadan masamdan tabletimi ve pembe tatlış not defterimi alıp kapıyı çaldıktan sonra içeri girmiştim.
Telefon ile uğraşan Taehyung içeri girdiğim gibi telefonu bırakmış ve bana odaklanmıştı.
Ayakta işimi halledeceğim sırada Bay Kim, " Jeon şöyle otur." diyerek Taehyung'un önündeki koltuğu göstermişti.
Oturmak istemiyordum. Çünkü eğer oturursam heyecanım daha da artar saçmalamaya başlardım. Ama Bay Kim'in sözünü ikiletirsem bu sefer daha sert davranırdı. Ve ben Taehyung'un yanında rezil olmak istemiyordum.
Taehyung'un karşısına oturmuş, heyecandan dolayı titreyen ellerim ile not defterimi masanın üzerine koymuştum. Tableti elime alıp mail hesabıma girmiş ve dosyayı açmıştım.
O sırada Taehyung pembe not defterimi almış üzerindeki süslere bakmaya başlamıştı. Gerçekten şu an ölmediysem, hiçbir zaman ölemezdim.
Ben güzel ellerinde dolaşan not defterime bakarken Bay Kim'in telefonu çalmıştı.
"Evet?... Ne zaman?...Şimdi mi söylüyorsunuz?!... Geliyorum lanet olsun!"
Telefonu kapatıp bize dönmüş, gitmesi gerektiğini söylemiş ve aceleyle çıkmıştı. Daha ne olduğunu kavrayamayan ben, kapı ardından mal gibi bakmaya devam etmiştim.
"Sakin ol, yemem seni."
Sessizliği bozan kalın ve boğuk sesi resmen beni boşaltacak cinstendi. Gözlerimin içine bakmış, hafifçe sırıtmıştı.Tanrım..
"Y-yok ben s-sadece... şey ben işime döneyi-"
"Kal burada."
Nefesim kesilmiş gibi hissediyordum. Kpnuşmayı unuttum galiba. Ona verdiğim tek cevap minik bir iç çekişti. Şu an ellerimde yeni sevimli jel tırnaklarım olmasaydı, kemire kemire bitirmiştim.
"T-tabi efendim. Ö-öncelikle başvuruda bulunan kişilerin listesine bakalım. İlk sırad-"
"Sanırım menajere ihtiyacım yok."
"Ama Bay Kim'e menajer istediğinizi söylemiştiniz."
"Evet ama artık istemiyorum. Burada çalışmalarıma devam etmek istediğime kanaat getirdim."
"Bu-burada mı? Efendim siz burayı hiç sevmiyorsunuz."
"Artık seviyorum. Babama haber ver lütfen. Buraya büyük bir oda hazırlatsın."
Bunları duyunca gözlerim ışıldamıştı resmen hiçbir zaman yakından göremediğim adam şimdi burada olmak istediğini söylemişti.
Hızla kafa sallamış ve tabletimi almıştım. Tam çıkacağı sırada bana dönmüş ve elindeki pembe not defterimi sallamıştı.
"Pembe ve süslü. Benim artık."
Ne olduğunu anlamadan odadan çıkmıştı.
Tanrım, bu neydi şimdi?
jk'nin tırnakları
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Melody
FanfictionDünyaca ünlü idol Kim Taehyung ve babasının biricik sekreteri Jeon Jeongguk.. Taekook Texting/Düzyazı Feminen Jeongguk içerir!