Taehyung ile konuşmamız bittiği gibi zorla da olsa sonunda odadan çıkarabilmiştim. O çıktığı gibide aramızdaki camın perdesini açmıştım. Çünkü kendisi defalarca bunu tekrarlamıştı. Bende itiraz etmemiş kabul etmiştim.Perdeyi açtığım gibi karşımdaki sinir bozucu görüntüyle karşılaşmıştım. Tanya, Taehyungun dibine girmiş, elindeki dosyaları gösteriyordu. Hoş, gösterdiği şey dosya mı yoksa başka bir şey mi pek emin değildim açıkçası.
Taehyung, Tanyanın çabalarına rağmen kafasını dosyalardan ayırmamıştı bile. Bu içime bir nebzede olsa su dökerken, Tanyanın pes etmeyişi daha da sinirimi bozuyordu.
Daha fazla dayanamamış, tabletimi ve telefonumu aldığım gibi odamdan çıkmış, soluğu Taehyungun odasında almıştım. İçeriye girmeden önce kapıyı çalmış, "gir" komutunu aldığım gibi içeri girmiştim.
Taehyung yüzüme bakmadan, "söyle" demişti. Tanya bana bakmış, sinsi bir gülümseme ile Taehyunga biraz daha sırnaşmıştı. O sırada bende gözlerimi Taehyunga dikmiştim. Tanrım çok sinirliydim. Bu sinirim Tanyanın konuşmaya başlamasıyla daha da artmıştı.
"Jeongguk, Bay Kim ile şu an bir işimiz var. Diyecek bir şeyin yoksa çıkabilir misin?"
Taehyung ismimi duymasıyla sonunda yüzüme bakmayı akıl edebilmişti. Çatılı kaşları beni görünce düzelecek gibi olmuştu fakat yüzümdeki ifadeyi görünce işler tam anlamıyla tersine dönmüştü.
Boğazımı temizlemiş yapmacık bir gülümseme ile Tanyaya dönmüştüm.
"Tanyacım, Bay Kim'in özel olarak seçtiği menajeri varken, sana gerek olduğunu düşünmüyorum. Yanlış hatırlamıyorsam senin işin telefon görüşmeleri üzerineydi. Hangi kafayla, ah pardon, nasıl bir düşünceyle benim işimi devralıyorsun?"
Dediklerim üzerine Tanya sinirlenmiş ve yerinde doğrulmuştu. Beklemeden elimi kapıya doğru uzatmış, geçmesi için yol vermiştim.
"Ha unutmadan, Bay Kim'in bu derece dekolteli ve kısa kıyafetlere yasak koyduğunu unutmuşsun sanırım. Dikkat etsen iyi olur. Kim bilir, bir bakmışsın kovulmuşsun. Şimdi çıkabilirsin."
"Patronumuzun yanında böyle konuşman ne kadar doğru sence Jeon?" dedikleri üzerine Taehyunga dönmüş, hayran bakışlarıyla karşılaşmıştım. Ne kadar hoşuma gitse dahi hiç istifimi bozmadan konuşmaya devam ettim.
"Bay Kim siz ne diyorsunuz?"
Taehyung hafifçe sırıtmış Tanyaya bakmadan çıkmasını söylemişti. Bunun üzerine Tanya odadan çıkmış, ve bizi yalnız bırakmıştı. Derin nefes vermiş, Taehyungun yanına geçmiştim. Aklımdaki bugün ile ilgili programı söyleyip çıkmaktı fakat Taehyungun beni kucağına doğru çekmesiyle tüm planlarım altüst olmuştu.
Ne kadar heyecanlansam dahi tavrım hâlâ aynıydı. kendimi geri çekmeye çalışmıştım fakat o kadar sert tutuyordu ki belimde iz kaldığına yemin dahi edebilirim.
"Bay kim bırakır mısınız lütfen?"
Tekrardan saygı ekiyle konuştuğumu görünce şaşırmıştı. Dediğimden sonra beni bırakmıştı. Bu sefer şaşıran ben olmuştum. Bırakmayacağını sanıyordum. Yaptığıyla moralim bozulmuştu resmen.
Tâ ki kendiside kalkıp beni masaya oturtana kadar. Şaşkınlığımdan yararlanıp bacaklarımın arasına girmiş, oturunca elbisemin yırtmacından dolayı daha çok açılan bacağımı okşamıştı.
"Bay Kim ha? Bu konuyu konuştuğumuzu hatırlıyorum bebeğim."
"A-aklımdan çıkmış."
"Ya da bana sinirlendin. Doğru mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Melody
FanfictionDünyaca ünlü idol Kim Taehyung ve babasının biricik sekreteri Jeon Jeongguk.. Taekook Texting/Düzyazı Feminen Jeongguk içerir!