Üçüncü dersime girmeden önce öğretmenler odasında dışarıdan gelen ani bir fren sesi ile irkildim. Tüm mesai dostlarım merak ve panik içinde öğretmenler odasının camına toplanmışlardı.Ne yazık ki ben onlar kadar hızlı değildim çünkü romatizmam tutmuş ve zorlanarak cama doğru gittim. O sırada mesai dostlarımdan Behlül bana "Durun Hayriye Hanım. Önemli bir şey değil yeni atanan Coğrafya öğretmeni gelmiş." dedi. Bu adamın bakışlarında beni rahatsız eden bir şeyler vardı. Ben de " Önemli olup olmadığına ben karar vereyim müsaade ederseniz." dedim. Mahçup bir tavırla bana yol verdi. Tam o sırada biyolog arkadaşım Birgül Hanım etkilenmiş bir şekilde cama kilitlenmiş bakıyordu. O kadar çok merak ettim ki romatizma ağrımı unutup koşar adım cama yapıştım. Ama gördüğüm Audi r8'den başka bir şey değildi. Tam o sırada öğretmenler odasının kapısı aniden açıldı. Arkama dönmemle beraber hayat benim için durdu. Artık zaman akmıyordu. İntegraller bile beni bu kadar etkilememişti. Çapkın gülüşü, deri ceketinin içindeki muhteşem görüntü ve burnuma dolan buram buram hacı yağı kokusuyla adeta beni benden almıştı. Tam o sırada müthiş sesiyle kendime geldim." Merhaba ben yeni Coğrafya öğretmeni Nizamettin Kelek. Aıığaıığaıığ. Tanıştığımıza memnun oldum." dedi ve ardından kocaman gülümsedi. Dişleri bir kuyumcunun eşsiz parçalarını andırıyordu. O an anladım hayatım artık eskisi gibi olmayacaktı.