12. Bölüm

162 23 70
                                    


Jungkook gözlerini açtığında havanın çoktan aydınlandığını görmüştü.

Güneş, kendini belli etmek istercesine odadaki camdan içeriye giriyor ve tam da Jungkook'un gözünün içine yansıyordu.

Jungkook gözünü açtığında ani gelen güneş ışığı ile henüz ışığa alışamamış olan gözlerini kapatmış, güneşten kurtulmak için arkasını dönüp bir müddet öylece beklemişti.

Yaklaşık on dakika kadar o şekilde yatarken aklına gelen şeyle farkında olmadan gülümsemiş, telefonunu eline alarak bildirim panelini kontrol etmişti.

Herhangi bir mesaj gelmediğini gördüğünde, -daha doğrusu beklediği kişiden herhangi bir mesaj görmediğinde- gülen yüzü asılmış, yerini somurtkan bir ifadeye bırakmıştı.

Henüz kendisini inandıramasa da Jimin'den aldığı ilgi fazlaca hoşuna gidiyordu korkak olanın. Dün Jimin ile olan konuşmasından sonra huzur ile uyumuştu.

Söz vermişti, Jungkook.

Artık korkak olmayacağına dair söz vermişti.

Başarabilir miydi o da bilmiyordu ama Jimin'in ne olursa olsun yanında olacağını biliyordu.

Ona güveniyordu.

"Bugün yeni bir başlangıç." dedi içinden.

"Bugün 4 yılımın intikamını almaya başlayacağım gün..."

Yattığı yataktan kalkıp, banyoya doğru giderek aynanın karşısına geçmişti Jungkook.

Hâlâ endişeleri vardı, deli gibi korkuyordu ama böyle de yaşayamazdı.

"Bunu başarabilirim." Dedi. Fakat bunu kendisine mi söylüyordu yoksa ona "yetersiz" olduğunu ve "Başarılı olamayacağını." Fısıldayan seslere mi söylüyordu, orası bilinmezdi.

Musluğu açıp suratına soğuk bir su çarptıktan sonra kemirmekten derisi yüzülmüş dudaklarıyla gülümsemeye çalıştı. Hâlâ kendini beğenmiyordu ama Jimin'in onu beğenmesi korkak olanın kalbinde büyük etkiler yaratıyordu.


Yüzünü kuruladıktan sonra tekrar telefonunu eline almış, bildirim panelini kontrol etmişti. Hâlâ herhangi bir mesaj gelmediğini gördüğünde sebepsiz yere üzülmüştü.

Yatağını da düzeltip aşağıya, mutfağa indiğinde henüz aç hissetmiyordu fakat sağlığı için birşeyler yemek zorundaydı.


Mutfağa girdiğinde buzdolabını açmış ve dört yıldır doğru düzgün bir şey yemediği için neredeyse boş olan dolapta gözlerini gezdirmişti.

"Bu böyle olmaz." Diye söylendi kendi kendine. Gidip alışveriş yapmalıydı.

Yukarıya çıkıp, daha demin çıktığı odasına geri girdiğinde telefonundan bir bildirim sesi gelmişti.

Telefonu açıp baktığında sabahtan beri sebepsiz yere mesaj beklediği kişinin mesaj attığını görünce 20 dakika önce aynanın karşısındaki zoraki gülümsemesine tezat kocaman bir şekilde gülümsemişti.

Filofobia, Jikook (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin