çok özür dilerim.

320 47 14
                                    

shuhua x yuqi

yuqi
shuhua

ben senden cok ozur dilerim gercekten

shuhua
neden bebegim noldu

yuqi
kopek gibi pismanim ama artik elimden bir sey gelmiyor

shuhua
noluyor amina koyayim

yuqi
yuz yuze konusalim mi?

daha iyi anlarsin.

shuhua
tamam uygun musun simdi konusalim

yuqi
evet ama kafe gibi bir yerde konusmak istemiyorum

shuhua
nasil istersen cikiyorum 15 dakikaya

***

shuhua ne olduğuna anlam veremedi, merak ve gerginlikten kalbi duracakmış gibi hissediyordu. yuqi ile her şey normal giderken bir anda böyle olması gerçekten onu şaşırtmıştı. akşamın bir vakti ilk kez karşılaştıkları o parka gelmiş, rüzgarın esintisiyle üşürken hırkasının fermuarını sonuna kadar çekiyordu. birkaç dakika sonra gelen kişinin onun bildiği kadarıyla soojin olduğunu görünce daha da şaşırdı. "kendi konuşmaya cesaret edemedi de arkadaşını mi yolladı?" diye düşündü. yuqi yanına yaklaşırken shuhua konuştu. "soojin? sen burada ne arıyorsun."

yüzü asık duran genç kız konuştu. "yuqi." shuhua anlamaz bir ifadeyle bakıyordu. "anlamadım?"

"benim adım yuqi, shuhua."

shuhua'nın gözleri şokla açıldı fakat anlayamamakta ısrarcıydı, ya da sadece anlamak istemiyordu. "ne demeye çalışıyorsun?" dedi düşük ve titrek bir ses tonuyla. en başından beri yeri izleyerek konuşan yuqi sonunda başını kaldıracak cesareti buldu. yaptığı yanlışın farkındaydı ve bunu düzeltmek için elinden geleni yapacaktı.
"beni baştan sona kadar dinle lütfen." dedi. shuhua sadece başını sallayabildi. yuqi ise anlatmadan önce oturmak için bir bankı işaret etti ve ikisi de oraya oturdu. yan yana birbirlerine pür dikkat bakarak oturuyorlardı. yuqi en sonunda konuşmaya başladı. "aslında o fotoğraflaştığımız gün başladı her şey. sana kendi fotoğrafımı atacakken yanlışlıkla arkadaşım soojin'in yani senin yuqi olarak bildiğin kişinin fotoğrafını attım sana." shuhua şok içinde dinliyordu ama ağzını açıp tek kelime söyleyemedi. "biliyorum bana kızıyorsun şuanda ama, o an bir şey yapamadım. sen soojin'i çok beğendiğin için sana o ben değilim diyemedim. yakın yerlerde yaşadığımızı bilmiyordum. sıkıntı çıkacağını hiç düşünmedim, büyük aptallık ettim."

yuqi bunları söyledikten sonra biraz durdu ve shuhua'nın yüzüne dikkatlice baktı. gözleri dolmuştu, neredeyse ağlayacaktı. yuqi devam etti, "buluşma işlerine gelince soojin'den istedim seninle buluşmasını. yaptığım diğer büyük aptallıktı bu. şimdi düşünüyorum da sana gerçekten aşık olsaydım asla bunu yapmazdım. yaptığım hatalar bir oldu, iki oldu ve sanırım diğerleri sadece vicdan azabıydı. seni kandırmaya devam ettim çünkü sen yuqi olarak tanıdığın soojin'i cidden sevmiştin. seni üzmek istemedim ama sana karşı 'aşk' denilebilecek duygular hissetmiyordum, sadece kendimi kandırıyordum. soojin de bunu biliyor olacaktır ki bunları yapmayı kabul etti. o da öğrendiğini duyduğunda senden mutlaka özür dileyecektir. demem o ki, eğer ikiniz birbirinize karşı bir şeyler hissediyorsanız, bu problemleri aranızda halledip sağlıklı bir ilişkiye başlayabilirsiniz. çünkü yan yana olan hep ikinizdiniz. eğer isterseniz bunu tamamen normal karşılarım."

shuhua elleriyle yüzünü kapamıştı ve sadece dinliyordu. duydukları çabucak sindirilebilecek şeyler değildi. kendini tamamıyla bir aptalmış gibi hissediyordu. yuqi son bir kaç sözünü söylemek için ayağa kalktı. "beni affetmeni beklemiyorum shuhua, ama bilmeni isterim ki çok pişmanım. ben bunları yapabilecek bir insan değilim aslında." shuhua da ellerini yüzünden çekti ve ayağa kalktı. "ama bana yaptın, değil mi?"

karşı karşıya geldiklerinde ikisi de ağlıyordu. biri yaptıklarından büyük pişmanlıklar duyduğu için, diğeri de aptal yerine koyulduğundan ağlıyordu. yuqi'nin sesi titriyordu. "çok özür dilerim."

shuhua arkasını döndü ve gitmeye başlamadan önce konuştu. "seni veya onu affedebilir miyim bilmiyorum, yuqi. artık ikinizin de yüzünü görmek istemiyorum sadece." shuhua arkasına bir kere bile bakmadan giderken yuqi tekrar af diledi. "gerçekten, çok özür dilerim."

ve shuhua, hiçbir şey söylemeden uzaklaştı. yuqi'nin ise tek yapabildiği, onun ardından bir dal sigara yakmak oldu.

kim bilir belki bu yaşadıkları büyük bir dostluğun sadece başlangıcıydı.

***

shuhua mood

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

shuhua mood.

eveeet bir hikayenin sonuna daha gelmiş bulunmaktayız.

bu da demek oluyor ki

final.

inandiniz mi la? nasi da korkuttum. (hic sanmiyom)

nasilsinz

elim çarpmış, sooshu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin