gözlerin çok güzel kokuyorlar

636 91 40
                                    

flashback ama çok geriye gitmiyoruz, saatler öncesi diyelim. soojin kafede oturmuş shuhua'nın gelmesini bekliyor, yuqi ise kafenin bir üst katında oturmuş soojin ile telefonda konuşuyordu. "shuhua geldi mi? tamam."

"daha gelmedi, tamam."

"tamam, tamam."

"amına koyayım niye telsiz kullanır gibi konuşuyoruz?"

"bilmem sarıyordu öyle."

"of cok stresliyim şuanda, bugün hemen bitse keşke."

"shuhua geliyor, hatta kal."

shuhua, soojin'i görünce gülümsedi ve heyecanla yanına geldi. selam verdi, çantasını çıkardıktan sonra oturdu. "ee nasılsın?"

"iyiyim, sen nasılsın yavru ku- güzellik?"

yuqi telefondan konuştu, "orospu çocuğu elit davran biraz."

"ben de iyiyim." shuhua ne diyeceğini bilemeyip gergince güldüğünde soojin sohbetin ilerlemesi için ona sorular soruyordu. shuhua da sohbetin tek taraflı ilerlediğini farketmiş olacak ki o da utangaçlığını yenip düzgünce sohbet etmeye başlamıştı. "hani geçen bahsetmiştim ya sana, kardeşimden."

soojin sıçtı sanıyorsanız yanılıyorsunuz, en azından şuanlık.

bir yandan yuqi'yle konuşmaları çok işe yaramıştı. yuqi'nin söylediği şeylerle düzgün cevaplar verebiliyordu soojin. "şu kolunu kırmış olan mı?"

"evet, hatırlamana şaşırdım açıkçası!"

"senin hakkındaki hiçbir şeyi unutmam ben. ee nolmuş kardeşine."

"alçısı çıktı geçen gün, ama doğru durmayıp tekrar sakatladı kolunu. eve geldiğinde 'sağ elimi daha ne kadar kullanamayacağım ya' diye ağlıyordu."

"sağ el... anlayabiliyorum."

güldüğünde soojin de karşısındaki meteorun gözlerinin içine bakarak aptal aptal sırıtıyordu. evet bence şimdi sıçmış olabilir kendisi. sırıtışı shuhua'nın "izninle tuvalete gidip geleceğim hemen." demesiyle kaybolduğunda, yuqi hemen mızmızlanmaya başlamıştı. "kıza niye hiç iltifat etmiyorsun sen paşam? o ne öyle odun gibi." shuhua gittiğinde soojin cevap verdi. "ne diyebilirim ki amına koyayım? ben anlamam öyle şeylerden."

"gözlerinden bahset, güzel koktuğunu söyle."

"tamam."

shuhua soojin'in beklediğinden daha hızlı dönmüştü. "kimle konuşuyorsun?"

"arkadaşım aradı da."

"anladım."

soojin arada oluşan sessizlikten faydalanarak iltifat etmek için kendini hazırladı. boğazını temizledi ve shuhua'ya biraz daha yaklaştı. "shuhua..." shuhua kafasını kaldırdı. "hm..."

"gözlerin... çok güzel kokuyorlar."

"bunun nasıl mümkün olabileceğini bilmiyorum ama, teşekkür ederim."

soojin mallığına böyle karşılık verildiği için şanslı sayılırdı. shuhua mal olduğunu düşünse de bozuntuya vermemişti. her zamanki hâliydi nasılsa. yuqi daha fazla dayanamamış, hesabı ödemiş ve alt kata fırlamıştı. sanki bir tesadüfmüş gibi, "aaa merhaba, shuhua'ydı değil mi? ben de yu- soojin memnun oldum." soojin ona götünü sikeceğim bakışları atarken yuqi gülerek sordu, "biraz oturmamda bir sakınca var mı? yengemle tanışmak isterim tabii ki."

"tabii, gel otur."

yuqi'nin yenge derken içi kan ağlasa da belli etmedi. oturdu ve her şey normal gibi onlarla sohbet etmeye başladı. soojin, ikisinin yaptığı aptallıkların ne gibi sorunlara yol açtığını düşünürken shuhua ona seslendi. "yuqi, hey yuqi." yuqi'nin "efendim?" demesiyle soojin de şokla kalkıp "gerizekalı." demişti. "yani gerizekalı, neden sen üstüne alındın ki?"

"sen ben mi var arkadaşım? o yüzden şey ettim yani."

"haha, ilişkiniz gözlerimi yaşartıyor."

"tabii ya, öyle samimiyizdir birbirimizle."

neyseki bu sorunu da kazasız belasız atlatmışlardı. birlikte biraz daha vakit geçirdikten sonra ayrılma kararı almışlardı. salak, o mânâda ayrılmak değil. shuhua önce yuqi'ye arkadaşça sarıldı, daha sonra ise soojin'e sıkıca sarılıp yanağına öpücük kondurdu. soojin'in yanakları salça gibi kızarmıştı.

evet salça, beğenemedin mi paşam?

yuqi onlara göt gibi bakarken bir yandan "en azından bana da sarıldı." diye düşünerek kendini avutuyordu. boşuna avutma, yuqi. ne yapalım, başka maçlara bakarız biz de artık. hem ne derler;

giden gitmiştir gittiği gün bitmiştir. sen gideni değil, giden seni kaybetmiştir aslan. 🥀

-
bu saate bunu okuyan olursa ona meydan dayagi atacagim uyuyun lan

hadi yataga yavru kurt mars mars

he bi de bolum biraz gecikti ozur

elim çarpmış, sooshu.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin