tassakliyiz cukluyuz ankara gucluyuz
minnie
ey dostlar meclisiokula gelmeyi dusunuo musunuz 🥰🥰🥰
soojin
yoldayiz cürümbiraz gecikicez ama
minnie
niye kizsoojin
bosveeerchanyeol
bugun sabah dersim yok oglene kadar yatarim diyorumsabahin 6sinda uyandim
minnie
hep oyle olur zaten hocissen uyumaya devam et
ten
ben kantindeyim kizminnie
niye soylemiyosun allahsizten
5 dk once geldim oturuyorz arkadaslarlagel hadii
minnie
okiii*****
soojin ve yuqi her zaman yaptıkları gibi yine bu sabah okula yürüyorlardı. soojin aklındaki hain planı gerçekleştirmek için, yuqi'yi her zamanki gittikleri yollardan farklı, genelde shuhua'nın gittiği okulun öğrencilerinin kullandığı yolu kullanmaya ikna etmişti. shuhua da yüksek ihtimalle o yolu kullanacaktı. eğer karşılaşırlarsa sanki tesadüfmüş gibi ona çarpacak ve onunla konuşmak için fırsat yaratacaktı. yuqi ise katkısız bir öküz olduğu için bunu anlayamamıştı, hâlâ o civardaki bir fırından poğaça almak için oradan geçtiklerini sanıyordu.
yuqi esneyerek konuştu, "yav bi amına koduğumun poğaçası için adamı yarım saat yürütüyorsun sabah sabah. zaten gece hiç uyuyamadım." soojin ise gayet enerjik duruyordu. "gardaş sen hele bi ye o poğaçaları. farkı anlayacaksııın."
tam o yola girdiklerinde soojin etrafı süzmeye başladı ama görünürde kimse yoktu. "nerede şu dediğin fırın?" yuqi yine yorgun bir ses tonuyla konuştu. "biraz ilerleyip sağa döneceğiz, görürsün zaten."
"hm."
ilerliyorlardı, ilerliyorlardı fakat hâlâ kimse yoktu. soojin'in yavaştan morali bozulmaya başlamıştı. moralini yüksek tutmak için, neyseki güzel poğaçalar yiyeceğiz, diye kendini avutuyordu. halbuki devamsızlıkları tavan yapmıştı ama sabah geç kalıp yok yazılmayı göze almıştı. yolun sonuna geldiklerinde tam sağa dönecekleri sırada, sağdaki yoldan hızla gelen kızlardan biri zaten uykulu olan ve önünü göremeyen yuqi'ye hızla çarptı. ee, tahmin ettiğiniz gibi bu kızlar tabii ki shuhua ve soyeon'du. soyeon yuqi'ye çarptı ve elindeki kahve sadece ilginç bir şekilde sadece kendi üzerine dökülmüştü. onlar şoku atlamamışken burun buruna gelen soojin ve shuhua öte taraftan başka bir şok geçiriyorlardı. onlar da birbirine neredeyse çarpıyordu fakat refleks olarak anında durduklarında birbirlerine çok yakındılar. tabii ki hint dizisi sahneleri gibi uzun uzun bakışmadılar. göz göze geldikleri gibi geri çekildiler ve tam birbirlerinden özür dilemek için ağızlarını açacakları sırada soyeon deli gibi çemkirmeye başladı.
"YAPTIĞINI BEĞENDİN Mİ? SENİN YÜZÜNDEN HER YERIM KAHVE OLDU LAN, OROSPU!"
son kelimeye kadar uykusu hâlen açılmamış olan yuqi'nin bi anda gözleri pörtledi. "sen bana çarptın lan, embesil yarrak!" aralarında uzaktan bakınca komik gözüken bi gerginlik vardı, olayın ani gelişmesinden dolayıydı sanırım, birbirlerini daha tanıyamamışlardı. soyeon bi anda durdu ve yuqi'nin yüzüne dikkatle baktı, "lan sen şu soojin, aman yuqi değil misin? kaltağa bak, sırf başa belasın amına koyayım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
elim çarpmış, sooshu.
Fanfictionyuqi, flörtüne yanlışlıkla yakın arkadaşının fotoğrafını atar ve durumu toparlayamaz.