3. Bölüm 'aniden gelen -salın beni ya-modu'

5 0 0
                                    

Kolumu tutmasıyla öfkem tavan yaptı. Bakışlarım sinirlenince çok pis olduğunu defalarca duymuştum. O sinirle benim kolumdan şahısa dönüp öldürücü ve keskin gözlerimle dik dik ona baktım. Kolumu çekip 'ne diyorsun lan sen' diye üstüne yürüdüm.
Kolumu tutan şahıs hiç tekin biri değildi. Yamuk duruyordu ve elinde tespih sallıyordu, dünya umrunda değil gibi. Ayakkabılar kirli ve yırtık. Yanında şapkası ve tişörtünde cıplak kadın gülmeye başladı. 'Kanki bu baya ateşli ha'.
Bu sefer şapkalıya doğru baktım ve dedim ki 'ateşi yakar götüne sokarim. Bir daha yürüyemezsin onun bunun çocuğu'.
3. Şahıs sadece yanlarında dikiliyordu. Hafiften alttan gülüyordu.
'Sana gelirsek, kimse kimseye merhaba deme zorunlulugu yok. Sen kimsin?'
Bu sefer çenemden tutup beni tehdit etmeye başladı. 'Sen benim kim olduğumu biliyonmu kevaşe. Tabi ki merhaba diyeceksin. İstersem yanımda bile bir ömür duracaksın'. Sinirimden gözlerim dolmaya başladı. Öfke patlaması yaşamaya rakam kalmıstı. Kolumla elini itip diğer elimi yumruk yapıp adamın yüzüne bir hışınla geçirdim. Adam bunu beklemiyordu ve birden yere yığıldı. Diğer adamlar şok oldu.
Yere yığılan adam utancından hemen ayağa kalkıp küfür etmeye başladı. Birden elini yükseltip bana vurmaya kalktı. O sırada arkamdan biri gelip o eli tuttu.

Uzun boylu esmer tenli ve oldukça kaslı biri geldi ve adama kafa attı. Adam esmer herkules gibiydi. Ih merhaba özel harekat. Pardon sen kimsin? Tekrar adam yere yığıldı. Öbür tarafımdan biri daha geldi ve şapkalı adama kafa attı. Bu ne kafa atan timi mi bunlar. 3. Şahıs zaten bişey yapmadan başkasının arabasına doğru yaslanıyordu ve diğerlerine bakıyordu. Umursamaz tavrıyla yavaştan uzaklaşmaya başlamıştı. Esmer herkules bana döndü ve 'iyimisiniz?' diye sordu.
'Herkules, ıh şey özel harekat, off ne diyorum. İyiyim ben iyiyim'.
'Eminmisiniz?'
'İyiyim, teşekkür ederim ben hallederdim yani. Siz iyimisiniz. Kafa attınız ikinizde. Kafalar okeymi?'
Kayra ne diyorsun Kayra. Elinle birde okey işareti yapıyorsun. Rezilsin.
'Bize dokunmaz, zaten lavuk sinek gibi yere yapıştı. Bunlara bu muamele bile yetmezde işte'.
'Ya teşekkür ederim zahmet oldu size'. Kayra sanki cantanı taşıdılar, sanki geldiler babanneni karşıdan karşıya götürdüler. Ne diyorsun hakikaten Kayraaaa.
'Yani şey siz olmasaydınız belkide hastanelik olurdum. Belkide olmazdım hehe'. Öyle bir diyorum ki sanki kavga dövüş spor dalında bir numarayım. Adam bana bir geçirseydi, acilde gözümü açardım büyük ihtimalle.
'Benim adım Atlas bu arada'.
'Benim ismimde Kayra, memnun oldum'. İri eliyle elimi sıktı.
'Restorana mı giriyordunuz?'
'Ih evet şey arkadaşlarım bekliyordur'.
'Bende yeni çıktım, eve dönüyoruz kardeşimle'.
'Ha sizde kardeşisiniz. Kafa atmanızdan belli'.
'Evet bende Bulut'. İkiside gülerken arkadan biri bana sesleniyordu.
'Kayraaaağ, ne oldu burda?' Simay dışarı koşuyordu ve oldukça endişeli gözüküyor. Yerdeki iki adam kalkıp uzaklaşıyordu.
'Kuzum merak etme bişey yok. Birazdan anlatırım'.
Simay dönüp Atlasa ve Buluta bakıyordu.
'Kayra bebiş bu kaslı ve oldukça yakışıklı beyefendiler kim?'
Bunu sorarken saç teliyle oynamaya başladı.
'Atlas ve Bulut. Bana az önce yardım ettiler. Bizde şimdi tanıştık kendileriyle'.
'Sizde bize katılmak istermisiniz, yani yemeğe?'
'Simay napıyorsun, tanımıyoruz' diyorum sessizce ona yaklaşıp. O beni duymamış gibi yapıp beni hafiften itiyor ve onlara yöneliyor.
Atlas bana bakarak 'ya aslinda az önce Kayra, Kayra hanıma da dedik. Biz yedik ve eve dönüyorduk'. Kayra hanım ne be. Bu ne kibarlık.
'Ihhh şey Simay evet zorlamayalım. Kendileri yorulmuş zaten. Kafa atmışlar abi yani güm diye. Bizde bi an önce gidelim yiyelim eve dönelim. Yeter yoruldum bende zaten'. Patır patır tek nefeste bunları söylerken sinirlendiğimi farketti Simay.
'İsterseniz ne olur olmaz kapıda bekleyebiliriz. Her ihtimale karşı gelirlerse'.
'Ha yok Atlas BEY, hiç gerek yok. Arkadaşımız gelecek zaten. Kendisi olursa bişey olmaz'.
'Kayra hangi arkadaş?'
'Doruk gelecek ya?'
'Doruk mu? O nerden biliyor ya?'
'Simay sana mesaj attım ya, rezervasyonda değişiklik oldu Dorukta gelecek diye'.
'Ya ben onu görmedim. Offff o da mı geliyor ya.'
'Simay hiç sırası değil şimdi'.
Didişmemizi gören Atlas ve Bulut çaktırmadan gülüyordu.
'Neyse bize müsade ozaman. Ha şey Kayra HANIM..'
Hee bey dedim diye oda sesini yükseltti. Tribe trip yiyoruz iyi mi.
'Kartımı size verim. Bişey olursa beni arayabilirsiniz. Daha doğrusu her hangi bişey için de arayabilirsiniz.'
Kartın üstünde müteahhit olduğu yazıyor. Benden hızlı okuyan Simay o kart sesiyle karşılıksız bırakmıyor. 'Ne gibi mesela. Ne için arayabilir.' Bunu sorarken pişkin pişkin gülmeye başlıyor. Bunu yapmamasın diye onu sağ kolumla dürtüyorum.
'Yani hal hatır sormak için de arayabilir. Ev arıyorsa tanıdıklarım var. Yani biri rahatsız ederse de olur.'
Niye ki acaba. Bu her önüne gelene böyle mi yapıyor. Öyle tipi de var ha. Her gördüğü kıza kahraman kesilip 'bono oro' diyen tip. Çok gördüm ben öyle vakkalar Atlas bey heey heeeey.
'Sağolun, hadi Simay biz içeri girelim Dorukta gelmiş park ediyor'.
Atlas ve Bulutla vedalaşıp içeri giriyoruz.

Abi yemin ediyorum beni bir salın ya. Bu gün beni çok yordu. Doruk koştura koştura içeri girip 'o elemanlar kimdi. Sizi rahatsız mı ediyorlar?'
'Yok kankim yok gel. Seni bekliyordum olayı anlatim'.
Bunlara az önce olanları anlatırken yemeğimiz geldi.
'Helal valla iyi çocuklarmış', dedi Doruk.
'Çokta yakışıklılar, senin gibi cirkin değiller'.
'Simay ayıp ediyorsun ama', dedim.
'Bırak Kayra ya, yanımda sanki sinek fısıldıyor'.
Yeni işyerimi de anlattıktan sonra eve dönmeye karar verdim. Arabaya yürüdüğümde camimda bir not duruyordu.
'Beni ararsan sevinirim. Çok önemli. Atlas (bey).
Ne ki acaba önemli olan. Bir de bey yazmış. İnatçı galiba. Merak ettim ama ne olabilir ki. Bu adamlar bişey mi yaptı acaba. Bişey mi gördü. Lan yoksa arabama bişey mi oldu. Bunu düşünürken karanlıkta arabamın etrafını geziyorum. Bişeyde gözükmüyor, her yer zifiri karanlık. Arabaya binip arasam mı diye düşünüyorum.

Ben gidiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin