4~ çaktırırsan ebeni foloşlarım

736 52 6
                                    

Kafayı.yemek.üzereyim. üç kelimeyle durumumun özetiydi bu. Afedersiniz ama göt kadar arabaya sabahın köründe aç açına bizi bindirirken Elif ne düşünüyordu acaba? Piniği gidiciz. Bana ne. Ben uyumak istiyodum belki? Oldu mu ha oldu mu?

On dört kişi bir arabadayız, ben açlık ve oksijensizlikten gebermek üzereyim. Her telden çalan var resmen. Ankaranın bağları söyleyerek arabayı süren Bartu mu dersin, araba tutan ve kusmak üzere olan Arda mı dersin, kucağımda oturan ve horlayarak uyuyan Elif mi dersin, saçlarımı düğüm yaparak örmeye çalışan Can mı, müziğin sesini açan Mert mi, camdan başını çıakrıp bağıran Ali mi, Arkada yine aşk böcüğüne bağlamıl Bora&Seda çifti mi, müziği değiştirmeye uğraşan Berk, kulaklıklarını takmış kulağındaki müziği anırarak söyleyen Berrin, Daha sayamadıklarım ve bir adet ben, kapanış bitiriş. Düşecek yer olsa füşüp bayılacağım sanırım. Midem bulanıyordu ama açlıktan mı üstümde oturan Elif ayısından mı yoksa havasızlıktan mı emin değildim. Araba garip sesler çıkararak durdu. Bunun iyiye işaret olmadığına emindim. Araba durduğu gibi kapıyı açıp dışarı çıktım. Arabadaki dengeyi bozduğumdan bir kaçı arkamdan yere yuvarlandı.

"Bartu, gözünü seveyim motor durmadı de hı? Bak düşüp bayılıcam. Fıttırdığımın arabası bozulmadı dimi?"

"Sori yavru. " poflarken olduğum yere oturdum.

"E napcaz?"

"Yemekleri yiyebiliriz."

"Yemek olur."

"Yemek."

Kafama atılab bir şeyle geriye yıkıldım.

"HED ŞAAAT!" Canı umursamadan kafama atılan poşetteki sandiviçi yemeğe başladım. Herkes yemeğini bitirince öyle dımdızlak kaldık. Baktım, etrafta insna yok. Ağaç mağaç var hani yaprakalr böcek felan. Herkes buradaydı. Kimi arayacaktık- Oha buldum. Ceplerimi hayvan gibi karıştırmaya başladım.

Düğme, toka, telefon, yedek şarj, küpe, zeytin çekirdeği, on kuruş, buruşturulmuş fiş, kağıt. İşte buldum. Numarayı tuşlarken Berk yanıma gelip kolunu omzuma attı.

"Kimi arıyorsun? "

"Bi arkadaşımı. Belki bize yardım edebilirler. " başını salladı.

-biip,biip,biip

Açılamadı şu telefon bi türlü.

-alo?

+Doğukan, Meraba. Ben Ceylin.

-oo Ceylin. Naber ?

+ya bişey isticektim.

-hım neymiş o

Tamam iyi güzlede ne diyecektim? Ben ve 13 arkadaşımın arabası pikniğe giderken bozuldu kaldık öyle. Mi?

-alo? Orda mısın?

+ Ya şimdi ben ve arkadaşlarımın arabası bozuldu. Bize yardıma gelebilir misin?

-*gülme sesi*tamam. Neredesiniz?

+ya ne bileyim böyle ağaç mağaç var.

-sen konum at ben gelirim. Tam oalrak kaç kişisiniz? Dudağımı ısırdım.

-14.

+yoha- yani şey, biraz fazlaymış. Tamam geliyorum. Kapattı. Vatsap tan konum attım. Ama bu saatten sonra gelirmi bilmiyorum.

yaklaşık 20 dakka sonra eşek kadar iki tane araba önümüzde durdu. Birinden Dokuğan diğerinden ise o gün yanında olan çocuklardan biri indi. Berk bana 'kim bu tipini fışladıklarım?' Dercesine bakarken durumun garipliğini -kendi ellerimle yarattığım garipliğini- yeni fark etmiştim. Hafifçe öksürüp ayağa kalktım ve doğukanın yanına gittim. çaktırırsan ebeni foloşlarım bakışlarımla konuşmaya başladım, anlamasını umuyordum.

"Meraba," dedim Doğukana gülümserken başıyla onayladı ve neyi çaktırmıyım anlamında bakışlar attı. Anlıcan, sadece beni bozma bakışımı attıktan sonra yanımda beliren Berkle konuşmaya devam ettim.

"Berk bu benim orta okuldan arkadaşım Doğukan, Doğukan bu da benim sevgilim." Berk cümlemle rahatlarken el sıkıştılar.

"Ee şimdi, bizim araba biraz bozulunca bende Doğukanı aradım."

Berk tamam anlamında başını sallarken duraksadı.

"Doğukanın İzmir de olduğunu nereden biliyodun?" İşte buradasıda sıçış anım.

"Geçenlerde sahilde karşılaşmıştık." Doğukana bakarken ne kadar iyi yalanattığını fark ettim. Geçenlerde yürüyüşe çıkmıştım. Bunu nerefen bildiğini düşünürken başımla onayladım.

Bizimkiler Doğukanla tanıştıklarında kendime şaştım. Neden mi? Bu Doğukan bizim Keke Doğukandı. Evrime kafa atmıştı ve bende mükemmel tuturmuştum. Arda "ohaağa bu bizim keke değil mii?" Diye anırana kadar bende farkında değildim üstelik. En son gördüğümde ergendi, dolayısıyla ne sesi ne tipi şuanki gibiydi. Bıyığı falan vardı bunun. Şuanda arabadayız, eve doğru gidiyoruz. Açıkçası garipti. İçimdeki o garip his dönmüştü, kötü şeyler olacak diyen altıncı his.

"Ceylin inecek misin ben mi indireyim yavrum?" Eve vardığımızı bile fark etmemiştim. Arabadan indiğimizde Seda Doğukanı eve davet etti ama kabul etmedi.

****tu viks leytır******

Her şey nasıl bu kadar hızlı gelişti bilmiyorum ama şuanda Doğukan ve iki arkadaşı Oturma odasında ve ben kahve yapıyorum. Durun durun hemen saçmalamayın jsjs o kadar değil. Arkadaş grupları birleşmişti ve şimdi onlar bize uğradığı sırada komşumuzun baskınına uğramıştık. Hayriye Teyze, 40 yaşında ki evde kalmış kızı Huriye, dedikoducu teyzeler mitinginin diğer bir üyesi olan Gülfidan teyze bizimkilerle birlikte oturma odasına çöreklenmişlerdi. Geldikleri gibi söylenmeye başlamışlardı. durun flashback yapıyım.


*cızırtılı ses efekti ve geriye saran görüntü*


kapıyı açmamla iki çantanın elime verilmesi, üç kişinin beni iterek içeri girmeleri ve terliklerini çıkartıp kenara koymaları bi olmuştu. Hayriye ve Gülfidan dedi-siyam ikizleri (bu lakabı Can bulmuştu.) ve abla mı yoksa Teyze mi emin olamadığım kızı Huriye karşımda duruyorlardı. Ddi-siyam ikizleri durular mı hemen başladılar.

"Ayy hiç terbiye almamışlar mı hoşgeldiniz merhabalar falan yok buyrun muyrun falanda demeddi evde kirlenmiş şu girişe bak ayakkabılar hep çamurlu bak bak bak kızın giydiği şorta bak aa olmadı çok kısa bu yok mu kızım anan bacın..." o içeri geçerken diğeri devam etti.

" ay ay ne oldu bu gençliğin hali hala tip tip bakıyo bana hala bak kız gir içeri çay falan koy..." içeri girdiğimde yerlerine oturmuş devam diyorlardı.

".... koltuklar kirlenmiş evde deli gibi pis çorap giyin ayağınıza hasta olceniz temizleyin şu masayıda bu saatte yemek sofrası mı olur, aç şu teleizyonuda benim programım başlıcak şimdi... heh oldu." devam etti diğeri...

" ay şu kıyafetlere bak, cık cık cık oldu mu şimdi gı... sen koca kızsın o miçi mauflu tişört ne hı sende kızın giymişsin cellat gibi gara gara başımıza satanis mi olcen sen hı ayy teyzen duymasın . bak yavrum sende koca dam olmuşsun hiç uyarmıyon arkadaşlarını oğlum kaldır kafanı o minik kutudan. çocum sende oturma öle salak gibi git çay falan koyun... yavrum o etek ne o şort ne oldumu aa..." az motorun soğusun be teyze daha konuşmaya devam ederken gözleri bende takıldı ve şöle bi süzdü.

"bu kızda b tip var... bak hele böle azıck fareye benziyo bu miçi mauf gibi... saçlara bak pas pas gibi peh... bacakalrıda çarpık mı ne "


*cızrtılı ses efekti ve ileri saran görntü*


yaa yaa. ölüyom.

"KIIIZ CEYLİN GEL FALIMIZA BAK" işin garip yanı bu cümleyi kuranın Can olması...



Selamlar selamlar.... çok beklettim özür dilerimler... uzatmadan konuya geliyorum. maalesef ki kitabı askıya alma durumundayım. durumu ayrıntılı anlatmak için ayrı bir bölüm yayınlayacağım. sevgiler...


KANKAMIN SEVGİLİSİ~2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin