Jeff The Killer (Part 1 + Part 2)

225 13 2
                                    

(Adınız Katherine, 16 yaşındasınız. Anneniz ve babanız öldü, henüz bir CP değilsiniz. İyi okumalar dilerim.)

#####

Sıradan bir gündü, her zamanki gibi hizmetçi kadının anırmaları ile uyanmıştın. Saate baktın, 08:20. Kendi kendine of çektin, kahvaltı yapmaktan nefret ediyordun. Üstüne adam akıllı bir şeyler giyindin ve kahvaltı yapmak için aşağı indin.

(Ayağında ayakkabı yok çünkü evdesin. Kaldığın yer her çocuğu alan bir yetimhane değil. Normal bir yetimhane 200 kişi alıyorsa senin kaldığın yer 20 kişi alıyor, öyle düşün.)

İstemesen de kahvaltı yaptın ve sıkıntıdan bahçeye indin, en sevdiğin arkadaşın da bahçedeydi. Yanına gittin ama onda bir tuhaflık vardı. Saçları daha uzundu, simsiyah idi. Beyaz gibi bir teni vardı ve arkası dönüktü, siyah bir şapka takmıştı. Başta bunu garipsedin ama sonra pek de umursamadın. Sonuçta o erkekti, erkek milleti değişikti yani değil mi. Ona selam verdin ama o sana takmadı bile, sinirlenmeye başladın. Bir kez daha selam verecektin ki son anda vazgeçtin, ne yerse yesin dedin kendi kendine. Müdire hanıma gittin ve kankandaki tuhaflığı ona anlattın ama onu göstermek için pencereye gittiğinde onu göremedin, gitmişti. Müdireden azar işittin, bok karı. Odana geri gittin, akşama kadar öküz gibi kitap okudun ve bildiğin kahve komasına girdin. Odana ansızın giren temizlikçi seni bir anlığına korkuttu.

"Kusura bakma, Katherine. Müdire ve hizmetçiler önemli bir cenazeye gittiler. Herkes uyudu mu diye kontrol ediyordum. Yat hadi, uyuman lazım."

Kafanı tamam anlamında salladın, kimin cenazesi olabilirdi ki yani. Üstüne bir kapişon giydin ve ayağına kırk yılın başı giydiğin o hediye ayakkabıyı giydin.





Ayakkabılarını giydikten sonra pencereye yaklaştın, gece bir koşu yapmak fena olmazdı. Ne de olsa öküz gibi kilo almıştın, eritmen lazımdı. Fakat koşu yapma isteğin birden kayboldu, sabah kankan sandığın o kişi aynı yerde kanlar içinde duruyordu...

(PART 2)

Uzun bir süre bakakaldın, korkudan bir adım geri gittin. O kimdi ve neden sana öyle gülümsemişti!? Kafanı toparlayıp sakin olmaya çalıştın ama olmadı, korkuyordun.

"Aman banane, kimse kim."

Kendi kendine söylendin, okumayı bıraktığın kitabı eline geri aldın. Ama yok, odaklanamadın. O adam seni baya ürkütmüştü. Kimdi o adam ve neden kanlıydı? Merakına yenik düşüp eline minik kameranı aldın, pencereye doğru yeniden yöneldin. Kamera eski idi ama en azından fotoğraf çekebilirdi, en azından o adamın fotoğrafını çekip polise şikayet edebilirdin. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurda kararlı adımlarla ilerledin, o adam aynı yerde duruyordu ama arkası dönüktü. Çalıların arkasına saklandın ve kamerayı kurdun, tam çekecekken ayağına bir şey değdi.

"Sikeyim!"

Elinle ağzını kapattın, seni duymuştu. Ayağına baktın, sadece bir tavşandı. Önüne yeniden baktın ama onu göremedin, aptal bir tavşan yüzünden o adamı kaçırmıştın. Adamın durduğu o yere gittin, ne kan vardı ne de ayak izi. Sanki toz olup uçmuştu, manyak herif. Tavşana bir kez daha baktın, kene gibi baldırına yapışmıştı. Hayvanı eline zor da olsa aldın, bir terslik vardı. Tavşanın korktuğu çok belli idi, sürekli etrafına bakınıyordu ve sanki kaçmak istiyor gibi bacaklarını oynatıyordu. O an jetonun düştü, arkandan bir ses konuştu.

"Hayvanı bırak ve o aleti de uzak bir yere at."






Bruh. Nabersiniz? Hiç bölüm atamıyorum farkındayım, Allah'ın belası TYT ve dil sınavına hazırlanıyorum. Dua edin de mezuna kalmayayım. Kalırsam annem ağzıma sıçar, hem de kömürlü.

Bir de yorum yapın, Allah aşkına yorum yapın. Teşekkür ederim oy verdiğiniz için ama yorum da yapın...

CREEPYPASTA TEPKİLER Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin