Önceki bölümde kafanızda çok soru işareti oluşmuştu, çoğunu gidereceğini düşündüğüm bir bölümle geldim umarım sorularınıza cevap olmuştur.
_____
Choi Yeonjun, ölmeden bir kaç saniye önce tanrıya bir dilek dilemişti. Kimse duymadan fısıldamıştı usulca.
"Eğer" akan göz yaşlarını sildi hızlı bir hareketle. "Eğer bir tanrı varsa." burnunu çekti "Bana bir şans daha versin" bir adım daha ilerledi. "İntikam almam için, lütfen Tanrım" bir çırpıda söylediklerinin ardından kendini binanın tepesinden aşağı bıraktı.
--
Zaman kavramını yitirmişti. Günlerden ne olduğunu, saati, hangi ayda veya yılda olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Sanki beyni bunları silmeye odaklanmıştı. Büyük bir odanın içindeydi. Her şey beyazdı. Çıplak bedeninin alt tarafı beyaz bir örtü ile örtülmüştü.
Konuşamıyor ve hareket edemiyordu. "İzle" diye bir ses duydu.
Önünde beliren görüntülere odaklandı. Bu o'ydu. Sessizce yürüyor, bıçak alıyor ve devamında ölüyordu.
Şaşkınlıkla aralanan ağzını kapatıp dudaklarını yaladı.
"Öldü Yeonjun, intikamın alındı. Ama sana bir şans daha verilecek."
" Ben-" sonunda çıkabilen sesi ile duraksadı. "Ben, onu tekrar görecek miyim?"
"Bulmak için can atacaksın. Ama intikam isteme Yeonjun, yapamayacağın şeylere kalkışma sakın"
"Ama-"
"Tanrı sana bir şans daha tanıdı. Hataya düşersen büyük bir ceza alırsın"
Dileği gerçekleşmişti. Tanrı ona bir şans daha tanımıştı.
Dünyaya tekrar geldiğinde bir bebekti. Gayet zengin bir ailenin çocuğuydu. Önceki yaşamında olanın aksine, çok iyi bir hayat yaşıyordu. Buna rağmen içinde güveni, mutluluğu hiçbir zaman sağlam bir biçimde hissedememişti. Aklında taşıdıklarının ağırlığı hayatı ona zehir ediyordu.
Tanrı ona bir şans tanımıştı. Ama tamamen ızdıraba dönecek bir hayat yaşamasını sağlamıştı. Ne olurdu unutarak başlasaydım diye düşünüyordu. Ne olurdu ki unutsam da, mutlu olabilsem diye düşünüp duruyordu.
Önceki hayatının etkisinden kurtulmayı deli gibi istiyor, ama yapamıyordu.
Biliyordu ki, Tanrı intikam duygusunun kalbine yerleşmemesi gerektiğini bildiği için ona acı çektiriyordu.
Yeonjun intikam almayı deli gibi istiyordu. Yapamayacağını biliyor olsa da istiyordu. Eğer intikam alamayacaksa bile Soobin ile yüzleşmek, yaşadığı her şeyin hesabını sormak istiyordu. Acı çeksin istiyordu. Bir kez de Yeonjun'un ellerinden acı çeksin istiyordu.
Tüm bu kine rağmen istediği tek şey hepsini atlatmaktı. Kurtulmak istiyordu. Bu acıdan, bu korkudan, onu boğan tüm bu şeylerden kurtulmak istiyordu Yeonjun. Ama biliyordu ki bunlar hayatının sonuna kadar onun peşinde olacaktı. Çok iyi biliyordu.
Sırtını soğuk duvardan ayırıp sigarasını mermere bastırdı. İzmaritini oraya bırakıp içeri girdi. Muhtemelen dakikalardır düşünüyor olmasından dolayı başına giren ağrıya okkalı bir küfür edip dolaptaki ağrı kesiciden bir tane attı ağzına. Şişeyi kafasına dikip içinde zaten az olan suyu bitirdi. Boş şişeyi tekrar dolaba koyup koltuğa geçti. Uzanıp telefonun ekranını açtı. Gelen mesajları kontrol etti.
Hoseok'tan evi toparla arkadaşlarım gelecek temalı uzun bir mesaj almıştı. Yakın arkadaşları gruba yapacakları okul değişikliği ile ilgili bir kaç mesaj atmışlardı. Önemli bir problem olup olmadığını kontrol etmek için mesajlara göz gezdirip telefonu kapattı. Kalkıp koltuğun üstündeki kıyafetlerini kirli sepetine koydu. Mutfaktaki bir kaç bulaşığı bulaşık makinesine koyup tezgahı toparladı. Normalde bunu yapmazdı, ama düşündüğü dakikalarda ona karşı borçlu hissetmişti. Ona bakıyor ve istediği şeyleri reddetmiyordu. Yeonjun konuşmadıkça sormuyor, sıkıştırmıyordu. Gerçekten anlayışlı davranıyordu.
Odasına gidip kıyafetlerini değiştirdi. Balkondan sigarasını alıp çakmağıyla birlikte cebine koydu koltuktaki telefonunu da alıp kolyesini tişörtünün içine soktu.
Kapıya yöneldiği sırada kapı açılmış, Hoseok ve arkadaşları içeri girmişti.
"Ben çıkıyorum" biraz önce açtığı lolipopu ağzının kenarına kaydırıp konuştu.
"Kalsana. Beraber otururdunuz"
"Yok"
Evden çıkıp zaten onların katında olan asansörün kapısını açtı. Düğmeye basıp aynadaki görüntüsünü inceledi.
Binadan çıkınca yüzüne vuran soğuk hava ile ceketinin fermuarını çekti. Ellerini ceplerine koyup yürümeye başladı.
Sonbahar ayları geldiği için kapalı olan havuzların önünden geçip siteden çıktı. Sahile dönen yola girip büyük adımlarla ilerlemeye başladı. Derin derin nefesler alıyor, nemli hava yüzünden yeni geçen baş ağrısı tekrar ortaya çıkıyordu.
Sahile ulaştığında bir süre denizi izledi. Uçsuz bucaksız suyun dalgalanışını, kıyıya her vurduğunda çıkan hışırtılı seslerin kendisini sakinleştirmesini bekledi. Bu kadar hırçın olan deniz kıyıya büyük bir hiddetle vuruyor olmasına rağmen onu rahatlatıyordu. Öfkesini alıp, kendisi ile beraber kayalara çarpmasına sebep oluyordu.
Biraz yürüyüp denizin içinde doğru uzanan kayalıklara gitti. Şansına, tam kayalığın ucunda kalan bank boştu.
Banka oturup paketten bir sigara çıkardı. Dudaklarının arasında yerleştirdiği dalı eliyle siper yaparak yaktı. Derin bir nefes çekerken gözlerini kapattı. Açma gereği duymadan, gri dumanı havaya bıraktı.
____
Umarım sorularınıza cevap olmuştur, anlamadığınız ya da merak ettiğiniz bir şey varsa buraya yazın ki cevaplayayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge, Yeonbin
FanfictionYeonjun intikam almak istiyordu. Anyone can starts again Not throught love, but throught revenge (Herkes yeniden başlayabilir. Aşkla değil, intikamla) Boy İn The Bubble ficinin devamı!!! 120822