-Tarih belirsiz, gece 4:25.."Aaaaaaa!"
Acı dolu bir bağırış sesi..
Küçük çocukların çığlıkları arasında duyulan bir kadının çaresiz feryadı.."Allah kahretsin! Hepimiz öleceğiz işte!"
Duyduğumuz ses ile sıcak sular boşalmış, akıllarımız sanki bir olmuş tek soru sormaktaydı:
"Ölecek miyiz?"
Ve Bade'nin ellerinin arasında şok verilmiş gibi sallanan başıyla beraber söylediği tek kelime.
"Hayır..Hayır, hayır, hayır, HAYIR!" Belki de son çığlığıydı.
Kendimi koruma amaçlı eğildiğim koltuk arasından kafamı kaldırıp, karşımdaki enkaza bir kez daha baktım.
Yanıyorduk, hayallerimizle, hayatlarımızla hatta ruhlarımızla beraber yanıyorduk.Etrafıma tekrar göz gezdirirken bütün sorunlar yok olmuş, her şey geçmişte kalmış işte tam da şu zamanda birbirimize destek olmamızı söyleyen bir ses duyduk zihnimizde sanki.
Dönüp onlara baktığımda, gözlerimiz buluşmuş, dudaklarımızın fısıldadığı tek bir cümle vardı;
"Biz bir'iz"
Biz, gülmeliyiz.
Koşmalı,
Mutluluktan ağlamalı,
hatta sevmeliyiz.
"Biz yaşamalıyız."Ben "Bulut"
Bulut AYDEMİR.
Kaybettiğim zamanı dostlarımla buldum.
Şimdi zamanın ötesinde bir yerde, bir'iz.
Sisli bir havanın içindeki beni,
Adımın bir parçası olan gökyüzünde kaybettim.
Kanlı gözlerimizin tek nedeni,
Ruhumuza çöreklenen bu matem havası.
Şu an sadece buradayım.
Sadece burada...🌸
"Hâlâ da düşünürüm : Hafızamızın, biz yaşlandıkça fazla yük taşımak istemeyen huysuz bir yük hayvanı gibi attığı ağırlıkları en sevmediği yükler midir, en ağırları mı, yoksa en kolay düşenler mi? " diye yazar Orhan Pamuk.
Elimde bulunan kitabın yüzotuzbeşinci sayfasında bulunan satırı okurken, Güneş'in ufuktan gülümsediğinin yeni farkına varıyordum.
Doğmuştu işte, doğmayacak sandığım her gecenin sabahında, ufuktan sızdırdığı ışıkları yüzüme yansıtmış, "Ben geldim!" Demişti.Bacaklarımda hissettiğim yumuşak tüylerle kedimin olduğunu anlayınca, uzandığım yataktan yere eğilip, Pamuk'un başını okşadım.
Gözlerimi duvarda bulunan saate yönlendirdiğimde saat sekizi gösteriyordu.
Yarım saat sonra dersim başlayacak fakat ben hazır değildim.
Dün akşam kafamı dağıtmak için kitap okumuş, "Son bir sayfa daha!" Diyerek elimde bulunan "Fareler ve İnsanlar" kitabını bitirmiş, ardından iki saat kitaba ağlayıp yeni bir kitabı okumaya başlamıştım.Kitap okumak en büyük hobimdir doğrusu. Çoğu zaman kalabalıklardan kaçıp kendimi kitaplara teslim eder, aradığım huzuru kitaplarda bulurdum.
Her ne olursa olsun, ilgimi çeken her türden kitap okurum.Çoğu zaman babam : "Kitaplara yaptığın yatırımı geleceğine yapmış olsan, şu an milyoner olmuştun!" Diye söylenir, durur. Aman canım, bir eğlencemiz var, o kadarda masrafımız olsun bari.
"Gece! Hadi ama kızım, hazırlanmadın mı daha? Okula geç kalacaksın."
Annem..
Biraz daha oyalanırsam, okul etkinliğine geç kalacağımı anlayaraktan, hızla okul üniformamı giyinip hazırlandıktan sonra, merdivenlerden inip mutfağa doğru hızla girdim,"Ben dedim sana hanım, yine sabahlara kadar kitap okuyup durmuş. Baksana gözlerinin içi kıpkırmızı olmuş!"
Bir yandan annemin kızarttığı ekmeklerden birinin üzerine vişne reçeli sürerken, bir yandan da babama cevap veriyordum,
"Aman baba sende, okusak bir dert okumasak bir dert."
Vişne reçelli ekmeğimi yerken annemden babama cevap gecikmedi,
"Ay Haldun sende, amma da abarttın şu kitap işini, millet dünyanın derdinden kaçmak için tonlarca çözüm arıyor zaten, bizim kız bulmuş ama sana beğendiremiyor, sende şaka mısın nesin anlamadım yıllardır."
Ve gol..
Ekmeğim bitince daha fazla geç kalmamak adına ayakkabılarımı giymek için evin çıkışına doğru hızlı adımlarla ilerledim.
Annemde beni takip edince, son kozumu kullanma vaktiydi."Şey, Anne acaba diyorum-"
"Tamam, geç hadi geç anahtarlar bende, ben bırakırım seni."
Allah'ım ikinci golde benden olsun bugün..
Diye düşündüm, üçüncü golün müdürden geleceğini bilmezken.
Zafer kazanmışçasına gülümserken, arabaya doğru yöneldik annemle.
Ön kapıyı açıp oturduğumda annemde gelmişti, emniyet kemerimi annem söylemeden taktım.
Annem arabayı çalıştırdığında, okula doğru yol almaya başlamıştık bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•1'İZ•
ФэнтезиBiz, gülmeliyiz. Koşmalı, Mutluluktan ağlamalı, hatta sevmeliyiz. "Biz yaşamalıyız." Ben "Bulut" Bulut AYDEMİR. Kaybettiğim zamanı dostlarımla buldum. Şimdi zamanın ötesinde bir yerde, bir'iz. Sisli bir havanın içindeki beni, Adımın bir parçası olan...