b i r

893 37 42
                                    

Yaptığım kahveleri fincanlara pay ederken, köpüklerinin gitmemesi için büyük bir çaba sarfediyordum bir  yandan da. Sertap'sa son yarım saattir, eski sevgilisinin nasıl kavganın ortasında onu engellediğini ve sözlerini ağzına teptiğini anlatıp duruyordu. Öfkesini, aradan geçen kırk sekiz saat sonra bile hissedebiliyorken canlı canlı ne olmuştu diye merak bile etmiyordum. Ki zaten sağ olsun, her şeyi anlatmıştı.

"Ama dur, ben ona ödeteceğim bunları. Fitil fitil burnundan getireceğim o sümsüğün de onun da!"

"Sertap'ım az sakin mi olsan acaba? Tamam yaptıkları doğru değil, ikisinin de Allah cezasını versin ama sen bu kadar yıpratma kendini."

"Ya öyle deme Günce, aldatıldım ben! Üç yılımı çaldı bu adam, ben sırf bunun yüzünden ne dostluklarımı dağıttım. Üstelik engelledi beni ya! Benim engellemem gerekirken o engelledi beni!"

"Anlıyorum güzelim ama karaktersiz, ne beklersin? Kendine yazık ediyorsun."

Bir süre ikimizin arasında sessizlik oluştu, ne o konuştu, ne ben. İkimiz de kahvelerimizi yudumlamakla meşguldük. Yine de aklından bir şeyler geçtiğine emindim.

Beni yanıltmadan kafasını kaldırıp kıstığı gözleriyle gözlerime bakıyordu.

"Günce," dedi. "Senden mesaj atsam ona? Ağzının payını versem? Yeni halt almaya param yok, söz hemen yazıp engelleyeceğim."

Ceyhun'dan hiç haz etmesem de, Sertap için hep tahammül etmiştim. Yine de mümkün oldukça uzak duruyordum ondan. Terbiyeli ve sınırlarını biren bili değildi asla. Bu zamana kadar numarasını bir kez bile almamıştım. Sertap'a ulaşamadığımda bile Ceyhun'u aramamak, numaramı ona dolaylı yoldan da olsa vermemek için direnmiştim. Gelip numaramı isteyemediği için de, bu zamana kadar hep rahattım.

Sertap ona bu zamana kadar nasıl katlanmıştı bilmiyorum ama gözlerinden okuyabiliyordum kırılmışlığını. En yakın arkadaşlarımızdan biriyle aldatmıştı onu, Ceyhun. Haysiyetsiz!

Arkadaşım için bir iyilik yapabilirdim, ne de olsa bundan sonra bir daha yüzüne bakmayacağımız iki insandılar.

Tereddüt etmeden, "Al tabi, dök içinş de sen de rahatla ben de." diyerek kıkırdadım. "Teşekkür ederim." diyerek gülümseyip, telefonumu aldı.

"Ay numarası yok mu sende?"

"Hayır, ezberinde değil mi?" diye sordum çünkü o kadar sinirlenmişti ki, sabah telefonunu almadan çıkmıştı evden.

"Yani, aklımda herhalde." diyerek bakışlarını tekrar ekrana indirdi ve numarayı tuşlamaya koyuldu.

Umarım pişman olmazsın Günce...

Yok be, ne olacağım, güveniyorum ben arkadaşıma. Beni pişman etmez. O lavuk da bir şey yaparsa o zaman görüşürdük!

Başka Bi' Şehirde | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin