20. Bölüm

174 15 36
                                    

"Ne demeye çalışıyorsun anne!?" Dedim dişlerimin arasından.

"Aptalsın diyorum Myoi Mina! O kız seni kullanıyor."

Dünkü yakınlaşmamızı aralık kalan kapıdan gören bir hizmetçi bunu anneme yetiştirmiş ve annem de babama söylemişti.

Babam saki sindirmeye çalışıyor gibi sesizce oturup yere bakıyordu.

"Ne aptallığı anne!!!" Bağırmamla babam sonunda konuşmaya katılmıştı.

"Mina!" Diye bağırmış ve ayağa kalkmıştı. "O kızdan hemen ayrılacaksın!"

İnanmaz gibi babama baktım. "Sanki siz diyorsunuz diye sevdiğim kızı terk edeceğim."

"Arkadaşlık ve aşkı karıştırıyorsun Mina Sharon Myoi!" Dedi annem tekrar bağırarak.

"Bence çok iyi ayırt ediyorum." Dedim sesimi alcaltarak ama kararlı ses tonumu arttırarak.

Bir anda unuttuğum Chaeyoung'un aklıma gelmesiyle arkama döndüm. Koltukta oturan ve ağlamak üzere olan Chaeyoung ile karşılaşmamla sinirlim tavan yapmıştı. Hemen birkaç adımda yanına ulaştım ve küçük bedenini kucakladım.

"Özür dilerim küçük çileğim. Bunu görmemen gerekiyordu."

"Ben daha çok üzgünüm Mina ailenle aranı bozdum." Ağlamaklı çıkan sesi ve kıyafetlerimi ıslatan göz yaşları ile çoktan ağlamaya başladığını fark etmiştim.

Biz kendi aramızda Korece konuşurken babam ve annem japonca söyleniyordu.

"Harika!" Dedi babam. "Bir bu eksikti!"

"Sana ihtiyacım yok bay Myoi!" Dedim ve Chaeyoung'un kulağına kalkmasını fısıldadım.

Chaeyoung kalktığı sırada yüzündeki o içimi acıtan ve dünyayı yakmayı isteyeceğim bir ifade vardı.

"Yukarı çıkalım ve eşyaları alalım." Dedim küçük çileğin kulağına. Chaeyoung usulca kafasını salladı. İkimiz birlikte yukarı çıkarken babam ve annem hâlâ arkamızdan söyleniyordu.

Parası elinden alınınca dımdızlak kalacak olan zengin çocuklarından değildim. Kendi birikimim çoktan hayatımın sonuna kadar mütevazı bir hayat için bana yetecek bir miktara ulaşmıştı.

"Kore'ye dönelim ve bir daha buraya geri gelmeyelim." Dedim, Chaeyoung sabah üstünden çıkardığı pijamaları gerisin geri bavuluna koyarken.

"Bizi kabul etmeyeceklerine o kadar emindim ki." Dedi söylediğinin aksine bir hayal kırıklığı vardı yüzünde. "Ne diye geldim ki!?" Diye sordu kendine kızarken.

Birkaç adımda ona yaklaştım ve küçük bedenini tekrar kollarının arasına aldım. Kafasını hemen göğsüme yasladı ve burnunu çekti.

"Unutma ki en önemlisi sensin Chaeyoung. Ailem er yada geç öğrenecekti. Ailemin senin ailen gibi olması için her şeyimi verirdim."

"Ailenle arani bozduğum için özür dilerim Mina. Beyaz kuğun sadece şanssızlık getiriyor."

Kafasını okşadım ve ondan ayrılıp yüzüne baktım. Dudaklarına küçük bir moral öpücüğü bıraktım.

"Merak etme. Ailem yumuşayacak. Önemli olan bizim mutluluğumuz."

Chae tekrar kafasını salladı ve bavulunu kapatmak için arkasını döndü.

...

Kore'ye geri döndük. Yolda kontrol ettiğimde göre ailemden gelen paranın hepsi kesilmişti. Ama dediğim gibi benim kendi param vardı.

"Senin için endişeleniyorum." Dedi Chaeyoung kafası omzuma dayalıyken.

"Neden?"

"Bilirsin işte, zengin aileden gelen çocuklar genelde parayla dize getirilmeye çalışılıyor. Ailen paranı kesmiş olabilir."

Gülümsedim. "Çoktan kesilmiş. Ama zaten onların parasına ihtiyacım yok."

Chae omzunun üstündeki kafasını hafifçe yüzüme doğru oynattı ve gözlerini bana doğrulttu.

"Ne demek istiyorsun?"

"Zaten birikimim var ve şirkette hissem. Yani bu beni hiç etkilemiyor. Sadece baba parası harcamanın zevki farklı oluyor." Ben güldüğüm zaman Chaeyoung da gülmüştü.

"Merak etme sevgilim ben resim yapıp satar yine de geçirmenizi sağlarım."

İkimiz de gülerken birkaç küçük harekette dudaklarımı alnına bastırmayı başarmıştım.

Açıkçası o günden sonra pek bir değişiklik olmadı hayatımızda. Bizim büyük mal gurubu yine aynı mallığında, Chaeyoung'un sevgisi her zamanki gibi zirevedeydi.

Bir yıl kadar sonra babamlar da yelkenleri suya indirmişti. Mirası kabul etsem de -O şirkette çok emeğim vardı.- onları affedemedim.

Chaeyoung ile aynı evde yaşamaya başladığımiz zamandan beri aşkı doruklarda yaşıyoruz ve aşırı mutluyuz. Chaeyoung cidden gerçek bir Çilek kız olduğunu her gün bana kanıtlıyor. Çilekli lipblamları her yerde ve her zaman buz dolabında olan çilekleri de unutmamak gerekiyor.

İşte böyle bir aşk hikayesiydi bizimkisi de. Güldük ağladık sarıldık ve atlattık, şimdi ise aşkı yaşıyor ve mutluluğa doyuyoruz. Kısaca; sonsuza kadar mutlu yaşadılar...

577 kelime

Oh bu da bitti sonunda. Normalde 20 günde bitirebilieceğim kurguları bu kadar uzattığım için özür diliyorum.

Bir daha text yazar mıyım? Text yazmakta iyi miyim? Bunlar çok açık uçlu sorular. Bana kalırsa bir daha yazmam -Bir tane taslağın var ama bilmiyorum- ve yazmakta başarılı da değilim.

Ayrıca bence text yazmak beni köreltiyor. Sonrasında yazdığım düz yazılar hoşuma gitmiyor çünkü.

Düz yazı yazmak daha eğlenceli!

Bir dahakine MiChaeng için uzaylı ve prenses temalı bir kurgu yazmayı planlıyorum. Feel Special mvsinde bir sahne var oraya itafen. Adını ne koyarım inan bilmiyorum çünkü bu adı kullandım TT

Neyse başka kurgularda görüşürüz 👋💜🍭

🍭🍭🍭

First Time [MiChaeng] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin