guest

322 26 44
                                    

 

  "Haha! Ne de güzel bir karşılama böyle. Dostoyevski'nin en kıymetli misafiriyim. Bana bu muameleyi yapabilir misin sence?" Kıkırdadı. Karşısındaki gardiyanların hepsi o gülüşün ardındaki felaketi görebilmişti.

  Beyaz saçlı adam yaklaşık iki dakikadır kıymetli ev sahibinin onayını bekliyordu. İçeriye girebilmek için. Oysa ki kendisini o çağırmıştı. Normalde saygısızlık olarak algılayacağı şeyi bu sefer gülerek karşılamıştı.

  "Ahhh~ Keşke bu halinizi kameralara çekebilsem!" Gardiyanlar tekrar harekete geçecekken telefon geldi.
  "Patron arıyor!" Aceleyle telefonu açtı.

  "Misafirimi neden bekletiyorsunuz?"

                                     •

  "Hoş geldin, Nikolay Vasilyeviç Gogol."

  "Ohh~ Demek resmî konuşuyoruz. Pekala!"

  Kara saçlı adam gülümsedi. "Yalnızca tam adını söylemek hoşuma gidiyor, Gogol-San."

  "Yalnızca Nikolay de, lütfen~"

  "Sen nasıl arzu edersen, Nikolay." Kuzgun saçlı adam yavaşça oturduğu yerden kalktı ve elindeki gümüş bıçağı beyaz saçlıya doğrulttu.

  Örgülü adam sırıttı. "Sonunda~"

  "Söylesene.." dedi ve bıçağı beyaz saçlı adamın boynuna götürdü. "Sence bu karmaşa ne zaman sona erecek?"

  "Tanrı ne zaman isterse." İkisi de beyazlının yalan söylediğini biliyordu. Kıkırdadı.

  "Tanrı tarafından gerçekleşen bu karmaşa.." dedi ve beyaz boyna biraz daha bastırdı bıçağı. "Tanrı yok edilince bitmez mi?"

  "Ahh~ Fedya! Ne de güzel şeyler söylüyorsun böyle! Tanrı aşkına, gerçekten de beni anlıyorsun!"

  Bıçağı geri çekti ve gülümsedi. "İkimiz de birer aynayız, Gogol-San. Yansımanız beni etkiledi. Beraber çalışmaktan onur duyacağım."

  "Özgür bir ruh," dedi beyaz saçlı. Kırmızı eldivenini yavaşça elinden çıkarttı. "Özgür bir bedenden daha güçlü. Arzu ettiğim şeyi bana sağlayacağına eminim. Ardından beni öldürebilirsin."

  "Seve seve yapacağım, Gogol-San."

Beyaz saçlı gülümsedi.

                                        •

gümüş bıçak - fyolaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin