Ingiliz edebiyatı bölümü okumak sanırım hayatımda verdiğim en doğru kararlardan birisiydi. Benim gibi insanlarla çok haşır neşir olmayı sevmeyen biri için kitap okumak ve insanlar bunu sürekli yaptığım için laf etmeye başladıklarında "ama bu benim araştırma ödevim için" diyip işin içinden sıyrılmak harika bir histi.
Yine bir okul gününde, kantinde tek başıma oturup bir şeyler atıştırken önümde aniden bir sandalye çekildi. Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda bizim sınıftaki ve yüksek ihtimal benden hoşlanan - sınıftaki tek yakın arkadaşım Jimin'in deyimi ile- Hoseok'un oturduğunu gördüm."Hey Jungkook nasılsın? Umarım rahatsız etmemişimdir?"
Aslında etmişti ama asosyal olmam kaba olacağım anlamına gelmediği için gayet sıcak bir şekilde gülümseyip sorun olmadığını söyledim."Hayır Hoseok tabii ki etmedin. Teşekkür ederim iyiyim sen nasılsın?"
"Iyidir benden de. Ya şu eski ingiliz edebiyatı dersinde hoca Beowulf'tan soracaktı değil mi?"Aslında onu soracağını çok iyi biliyordu zaten hoca sınıfta söylemişti ve duyduğuna emindim ama yine de bir şey belli etmedim.
"Evet Hoseok zaten eski İngiliz edebiyatı söz konusu nasıl Beowulf'tan sormasın ki?" diyip gülümsedim.
" Aa evet ya doğru diyorsun. Neyse ben kalkayım " diyip kaçtı Hoseok. Aslında benimle konuşmak için konu açmaya çalıştığını ve istediği gibi gitmediği evrede utanıp kaçtığını anlamam zor olmamıştı.
Maalesef ben böyleydim. Hayatım boyunca tek bir insana kendimi adamış ve asla karşılık beklemeden sevmiştim. Bu yüzden bir başkasına asla yüz veremiyor hatta yanıma yaklaşanları da kibar bir dille uzaklaştırıyordum."Heey Jungkook bakıyorum da Hoseok yine kıpkırmızı olmuş hızlı hızlı yürüyordu koridorda yine mi sert çıkıştın yoksa çocuğa?"
Bu sözlerle kafamı tekrar kitabımdan kaldırıp baktım. Zaten kim olduğunu anlamamama imkan yoktu. Onun o derin ve güzel sesini bin kilometre öteden tanırdım." Sana da merhaba Taehyung ve hayır onu utandıracak bir şey söylemedim ya da sert çıkışmadım."
" Jungkook bak Hoseok galiba senden hoşlanıyor. Ona yaklasmanı istemiyorum. Iki erkeği o şekilde düşünemiyorum lütfen uzak tut kendinden olur mu?"
İşte en çok canımı acıtan anlardan birindeydik. Homofobik aşkım Kim Taehyung yine bana ilgi gösteren erkekleri kendimden uzaklaştırmam için uyarıyordu. Canım acısa da cevap vermek zorundaydım.
" Saçmalama Taehyung, neden kendimden uzak tutayım ki o benim arkadaşım?"
"Jungkook hayır. Seni de gaylerin arasına kaybedemem, lütfen."
Biliyordum. Lise'de benim kadar olmasa da yakın olan bi arkadaşı Taehyung'a güvenerek ona gay olduğunu ve kendisinden hoşlandığını itiraf etmiş. Tabii aşırı büyük bir tepki verip kırıp dökmemiş ama artık arkadaş olamayacaklarını söylemiş. Bunu gelip bana anlattığında arkadaşlıklarının bittiği için üzgün olduğunu fakat ondan hoşlanan bir erkek ile daha fazla muhatap kalmayacağından bahsetmişti. Benim de bu konuşma sonrasında zaten olmayan umutlarım iyice dibe çökmüş, son sınıf olmanın avantajı ile Taehyung'u unutmak için kendimi sadece derslere vermiştim. Peki işe yaramış mıydı? Tabii ki de hayır.
" Taehyung, biliyorum hoşlanmıyorsun fakat saygı duyabilirsin değil mi? Biz çocukluk arkadaşıyız, birbirimizin ilk dostuyuz. Diyelim ki ben de gayim Taehyung, beni de mi bırakıp gideceksin?"
Bu şekilde konuşarak şüphe çektiğimin farkındaydım fakat biraz olsun bu fikre onu alıştırmaya çalışıyordum. Beynim her ne kadar asla olmayacağını bağırıp dursa da kalbime umutlanmaması adına söz geçiremiyordum.
" Jungkook lütfen şöyle konuşma üzülüyorum. Sen benim en yakın arkadaşımsın ve beni tanıyorsun. Ben değişemem. Bu konuyu daha fazla uzatmayalım. Hoseok'tan uzak durmaya çalış elinden geldiğince."
Ve evet işte kalbimin bile olmaz ulan bu çocuktan dediği nadir anlara gelmiştik. Tabii bu düşünce hemen geçiyordu lanet olsun ki.
" Tamam Taehyung. Nasıl istersen, sen yeter ki kızma da bana"
" Canım dostum ben sana kızar mıyım hiç? Ben o sana yavsayan piç cocuklara kızıyorum. Ya sen de kimseyle sevgili olmuyorsun ki anlasınlar gay olmadığını da kessinler yavşamayı."
Diyemedim. Çünkü sana aşığım gerizekali diyemedim. Yine rol yaptım her zaman ki gibi.
" Yaa ben yalnızlığı seviyorum gözüm yok valla hiç kimse de. Hem biliyorsun asosyallik de var biraz senin gibi popüler degilim ki" diyip gülümsemeye çalıştım.
" Off Jungkook sen benim arkadaşımsın. Şu kızdan hoşlanıyorum de hemen ayarlarım senin konusmana gerek yok."
Canım Taehyung asla beni anlamayacaktı, yazık.
" Hayır, lütfen böyle bir şeye kalkışma ben halimden çok memnunum. Şimdi gidiyorum evde görüşürüz"
Taehyung ile beraber üniversiteye geldiğimizden beri ev arkadaşıydık. Ufacık tek odalı mütevazi bir öğrenci evimiz vardı. Ev tutulduğunda eşyalı olduğu için yatağımiz çift kişilikti ve beraber yatıyorduk. Asla birbirimize değmiyorduk tabii ki. En sevdiğim zaman akşam yatağa girdiğimiz anlardı. Hele bazen laptop'tan film açıp izlediğimizde sevinçten ölüyordum çünkü ekranı görebilmek icin biraz yakınına oturuyordum. Iste mutluluk benim için bu kadar basitti aslında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homophobia - TaeKook
FanfictionHomofobik en yakın arkadaşım gay olduğumu bilmiyordu. Minific