Gece doğru düzgün uyuyamamıştım. Sabah da çok erken uyanmıştım. Dün olanları düşündükçe beynim uyuşuyordu. Taehyung olanları öğrenmiş ancak benim beklediğimin tam aksi şekilde karşılanmıştı durumu. Yatakta omzumun üzerine dönüp onu izlemeye başladım. O mükemmel yüzünü. Uyurken yarı açık kalan gözlerini, büzdüğu tatlı dudaklarını. Yavaşça elimi yorganın içinden çıkartıp yanağına dokundum. Bu bile yetiyordu bana. Her sabah erken uyanıp onu birazcık izlemek ve şanslıysam yanağını sevebilmek bile yetiyordu. Elim yanağında hareketsiz dururken yavaşça gözlerini açtı. Hemen elimi çektim yanağından ama yakaladı ve geri koydu.
"Günaydın Jungkook-ah"
Eli hala elimin üzerinde duruyordu. Yutkundum ve gözlerimi kaçırdım.
"Benden, bana dokunamayacak kadar çekinme lütfen. Biliyorum gaylerden hoşlanmıyorum ama sen ististamsın. Sen ve hoşlanmamak kelimeleri bir arada gelemez."
" Günaydın.. Taehyung. Yanlış anlamandan korktum. Zaten daha ne kadar yanlış anlayabilirsin ki dün senden hoşlandığımı söyledim zaten anlaşılmayacak bisey kalmadı"dedim sessizce.
" Ben buna alışmaya çalışacağım, sana çok değer veriyorum sen kim olursan, ne seversen ona saygı duyarım. Seni üzmeye dayanamam. Değişmeye çalışacağım emin ol"
Zaten değişmişti bile. Bu konuştuklarına inanamıyorum. Kolumu cimcikledim, hala rüya görüyorum sandım çünkü.
"Hey cimcikleyip durma kendini. Burdayım ve gerçeğim. Daha saat çok erken ve bugün cumartesi hadi geri uyuyalım" dedi ve gülümseyip gözlerini kapattı ardından ben de onu takip ettim.
Tuvaletteydim ve yüzümü yıkıyordum. Lavaboya eğilmişken arkamda bir sertlik hissettim. Anında kafamı kaldırırken aynada Taehyung ile göz göze geldim.
"T-taehyung napıyorsun?"
"Dün izlediklerimiz aklımdan çıkmıyor güzelim. Dayanamadım."
Güzelim demişti. Bana güzelim dedi. Ben hala dediğinin şokundayken beni kendine döndürüp boynumdan öpmeye başladı. Hem kokluyor hem öpüyordu. Titreyen ellerimi omzuna koydum ve boynumu biraz daha açtım ona. Yavaş öpücükleri güçlü emmelere dönüştü. Eli yavaşça pijamanın üzerinden sertliğimi kavradı. Titreyerek inledim. Zaten onun dokunuşu altında başka şansım yoktu. Boynumdan çekildi ve yüz yüze gelmemizi sağladı. Çenemden kavrayıp dudaklarıma yapıştı aniden. Öyle bir sömürüyordu ki ruhumu içiyordu sanki. Bıraktım kendimi. Karşılık vermeye başladım. Ellerim omzundan ensenindeki saçlarına gitti. Kalçalarımdan tutup lavaboya oturttu ve bacaklarımın arasına girdi. Bacaklarımı kalçasının üzerinde birleştirdim ve sertleşen penisimi onunkine sürtmeye başladım.
"Ahh jungkook yapma. Nolur tutamam kendimi sürtünme." o yapma dedikçe daha sert bastırdım. Kendimi kaybetmiş gibi hissediyordum boynunu sömürmeye başladım. Emdikçe ve sürtündükçe inliyordum hiç durmadan. Dayanamadım, elimi pijamamın içine sokup kendimi çekmeye başladım onun dudaklarında sarhoş olurken. Elimi itip kendisi beni çekmeye devam etti. Zevkten bayılcak gibi hissediyordum gözlerim kararmıştı. Inlemekten kendimi alamıyorum. Sonra bir ses duydum uzaktan gelen.
"Jungkook uyan bakalım bi"
Gözlerimi kocaman açmıştım. Ter içindeydim. Hepsinin bir rüya oluşu beni şoka ugratmıştı. Göğüsüm hızlıca inip kalkıyordu. Hafiften üzerindeydim. Tek bacağım onun bacağına dolanmıştı. Şoktan kıpırdayamıyordum.
" Rüya görüyordun Jungkook. Başta içli içli inledin kabus görüyorsun sandım ve sana sarıldım. Bacağını uzerime atıp sürtünmeye başlayınca anladım neler olduğunu. Sakın utanma tamam mı?"
Tanrım, onun yanında böyle bir şeyi yaşadığım yetmiyormuş gibi birde çocuğa hallenmişim resmen! Yüzüne nasıl bakacaktım simdi nasıl!
" Özür dilerim çok özür dilerim Taehyung. Yemin ederim ben bilerek yapmadım kızma nolur kaçma benden. Bidaha asla olmayacak böyle bir şey söz veriyorum" dedim ve yataktan kalkmak için hamle yaptım. Gözlerim dolmuştu, görmesini istemedim. Ben daha kalkamadan kolumdan yakaladı ve arkamdan sarıldı.
"Şş ağlama sakın. Kötü bir şey mi bu canım? Her erkeğin yaşadığı şey değil mi? Utanacak ne var? Hem ben halimden çok memnundum aslında ama üstünü başını batırma diye uyandırmak istedim. Kimi gördün çok inliyordun çok zevk alıyordun Jungkook kimdi karşındaki ben miydim?"
Şuan arkamda olup yüzümü görmediği için şükrediyordum. Bir cesaret ile cevap verdim.
"Evet, sendin Taehyung. Senden başkasına rüyamda bile bakmam. Çok utanıyorum kalkabilir miyim?"
"Tabii ki kalkabilirsin hadi git bakalım biraz ilgilen kendinle" dedi gülerek.
Koşarak tuvalete girdim ve hemen pijamamı indirip sertliğimi avuçladım. Elime aldığım an inlememi tutamadım. Kim bilir ne zamandır bu haldeydim. Yarım kalan rüyamı kullanarak kendimi tatmin ettim. Inlememi tutmaya çalışarak elimi olabildiğince hızlandırdım. Sona yaklaşırken Taehyung'ın adını sayıklayarak boşaldım. Hemen ardından kapının arkasından bi tıkırtı ve kısık sesle bir küfür duydum. Sanırım gizlice beni dinlemişti çünkü kaçtığını ayak seslerinden anlamıştım. Utancım ikiye katlanırken ellerimi yıkayıp yavaşça kapıyı açıp çıktım. Evde daha fazla duramazdım o yüzden odaya girip hemen üzerimi değiştirdim.
"Hey nereye gidiyorsun daha saat erken beraber kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm"
"Şey ben Jimin'e söz vermiştim de onu hatırladım onunla buluşacağım özür dilerim." aslında tam yalan sayılmazdı ama daha Jimin'in haberi yoktu.
"Tamam o zaman bana kahvaltı borcun olsun. Iyi eğlenceler size."
Teşekkür edip evden çıktım ve jimin'i aradım.
"Jimin çok değişik şeyler oldu sana geliyorum uyan hemen" dedim. Bir kaç anlamsız mırıldanma sonrası tamam uyandım gel bekliyorum dedi. Durağa yürüdüm ve otobüs beklemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homophobia - TaeKook
FanfictionHomofobik en yakın arkadaşım gay olduğumu bilmiyordu. Minific