İçeriye sessiz adımlarla girdim...
Her tarafta ipler birbirine dolanmıştı.
İpleri birer birer geçmeye çalıştım.
Her seferinde daha da çok merak duygum artıyordu.
Tam olarak ortalara yaklaşmıştım ki
İplere dolanmış narin bir vücut...
Başından aşağıya asılmış narin beden...
Bu oydu...
O buradaydı.Soğuk bir sonbahar akşamıydı.
Gün geçtikçe kış mevsimine bir bir yaklaşıyorduk. Kış mevsiminin yanı sıra okulların açılmasına da bir o kadar yaklaşıyorduk. Dokuzuncu sınıfa başlayacaktım. Lisenin ilk günü olacağı için içimde bir heyecan vardı.
Evimizin balkonuna çıktım ve telefonumda gezinmeye başladım. İçeride, ailemin taşınmak için doğru şehri seçme çabalarının sesi kulağıma hafifçe geliyordu.
Telefonumdan Wattpad'e girdim. Sadece kullanıcı ismini veren ve gerçek ismini yazmayan bir kişi dikkatimi çekti.
Kitaplarına bakmayı istedim. Anlaşılan bu kişi oldukça güzel yazıyordu ki takipçileri çok fazlaydı. Sadece bir tane kitabı vardı. Sanırım aradığım kitabı bulmuştum. Bu kitabı okuyacaktım. Sessizce okumaya başladım.
"Kaybolmuştu, herkes basit bir hastalığın onu evde tuttuğunu düşünüyordu. Ama bu hastalık basit değil zordu ve onu sonsuza kadar evde değil ahirette tutacaktı."
Kitaba ilk olarak bu cümle konmuştu, ne kadar hızlı bir girişi vardı. Sanki çok uzun anlatacakları varmış gibi en heyecansız yerden başlıyormuş gibi...
Devamını merak ederek tekrar okumaya koyuldum."İnsanlar, hepsinin birer kişiliği var. Bazıları güzel, bazıları çirkin, bazıları suçlu, bazıları masum. Ama peki ya diğerleri, Onların hepsi aynı mı, Sadece konuşamayan canlılar mı?
Hayır. Hiçbiri aynı değil. Sadece insanlardan daha masumlar. Aslında insanların hepsi aynı. Hepsi birer günahkar. Hepsi birer yalancı. Hepsi adalet yoksunu... Işte bu olmayan adaleti sağlayan gizli kahramanlar var. Onlar halk arasında katil olarak adlandırılıyorlar. Ama hiç sorulmuyor, neden diye..."Okuduğum dizelerin neleri savunduğunu anlayamıyordum. Bir katili mi, bir suçluyu mu, yoksa bir ruhsuzun sözleri ile mi başlamıştı kitabına? Haklı mıydı, haksız mı? Okudukça dizeleri, kendine çekerdi belki. Devam etmeyi istemesemde beni kendine hapsetti.
"Adaleti sağlamak için, adaletsizliğin kaynağı olan insanlardan başlamak gerekir. Hep inandırırlar kendilerini bile masumluklarına, ama belkide en başta söyledikleri yalandır bu. İşte bu yüzden kimse masum değildir. Bir döngüdür bu. Hayatımızın içinde ne çok gördük kim bilir, bunları uygulayıp hapise düşen, sürünen. İşte birde özgürlüğünü yaşayan insanlar var. Başkasının özgürlüğünü elinden alıp, kendine veren. Bu insanlardan birinin hikayesini anlatmak istedim sizlere."
Özgürlük alıp kendine mi vermek? Ders kitaplarımızda anlatılanlara göre her insan yaşarken özgürdür. İnsanların özgürlüğünü almak için ya onların yaşamına son vermek yada onları tutsak etmek gerekir...
Burada anlatacağı kişi gerçektende bu seçeneklerden birini mi gerçekleştirmişti, bunu nasıl yapabilmişti.
"Anlatmak dedim öyle değil mi? Aksine size bir bir yaşatağım bunların hepsini..."
Normalde hep iyi kişiler baş karakter olmaz mıydı, Neden burada böyle bir çelişki vardı?
Yoksa sadece bizi mi inandırırlardı hep iyi kişilerin başına iyi olaylar geleceğine?Kötülük yapmayalım diye.
"O gün... Yaz sıcağında yağan soğuk yağmurlu gün. Sıcak ve soğuk bir olduğunda sizcede bir terslik olmaz mı? İşte buradan belli oluyor kötü geçecek gün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Kimsin?(#OkuldakiCinayetler)
Adventureİçeriye sessiz adımlarla girdim... Her tarafta ipler birbirine dolanmıştı. İpleri birer birer geçmeye çalıştım. Her seferinde daha da çok merak duygum artıyordu. Tam olarak ortalara yaklaşmıştım ki İplere dolanmış narin bir vücut... Başından aşağıya...