Yoon Jeonghan o hafta derslere gittiği tüm zaman içerisinde kafasında hep kara kara bulutlar vardı. Ara sıra vuran bu hüzün dalgası uzun bir süre peşini bırakmadı aslında. O gün de yine Seungkwan ile kafede oturduklarında düşüncelerini toparlamaya çalışıyordu.
"Alternatif psikolojide hafıza kaybı duygu durumu sonrası görülen bir bilinçaltı oyunudur."
Yanındaki arkadaşı hafıza kaybı yaşadığından beri bu konu hakkında merakını giderme dürtüsüyle bir şeyler okuyordu. Jeonghan ise şu anki durumunda çok da takmıyordu.
"Seungkwan içinden oku, dikkatimi toparlayamıyorum."
Seungkwan okuduğu şeyin ardındam heyecanla Jeonghan'ın kolunu dürttü. Bunu okuduğu şeyden önemli olan her anda yapmıştı.
"Bazı kafa travmaları ardından temporal lobun zarar görmesiyle hafıza kaybı yaşanılabilir. Her iki durumun birlikte görülme olasılığı yüksektir."
Jeonghan sonunda pes ederek ona baktı.
"Neden bunları bana söyleyip duruyorsun? Sence bilmiyor muyum?"
Seungkwan ona sitem eden arkadaşıma karşı elindeki kitabı bıraktı.
"Hayır ama bu saçma hüzün ve birden ağlamalarının arkasında bunun olduğunu düşünüyorum."
Jeonghan yine ısrarla söylediği teorisine karşı sadece göz devirdi. Bunu ısrarla söylemesine karşı inanmak istemiyordu çünkü hiç mantıklı değildi.
"Kıçından uyduruyorsun."
Seungkwan ciddi bir nidayla itiraz etti.
"Hayır ve haklıyım, travmatik duygu bunalımı sonrası hafıza kaybı çok olası bir durummuş ve bu hastaların hafıza kaybı sonrası mutlaka ama mutlaka hafızaları yerine geliyormuş."
Jeonghan böyle bir şeye o kadar çok ümit bağlamak istiyordu ki ancak iki seneden fazla olmuştu ve şimdiye kadar tek bir belirti bile göstermemişti.
"Şimdiye kadar neden hiçbir şey hatırlamadım o zaman?"
Seungkwan çok önemli bir şey söyleyecekmiş gibi yavaşça yaklaşıp fısıldadı.
"Hüzünlenmelerinin arkasında bir şey olmalı ve bu şeyle tekrar yüzleştiğinde hafızan tetiklenecek. Hafızan tekrar tetiklenecek ve yavaş yavaş geri gelecek."
Tekrar kitabı açıp bu sefer başka bir sayfasını ona doğrulttu.
"Travma sonrası hafıza kayıplarında hep bir tetik olurmuş. Sana her şeyi hatırlatacak bir tetik noktan olmalı ve onu bulana kadar yıllarca hatırlamıyorlarmış."
Jeonghan elinden kitabı alıp kapattı ve arkadaşına ciddi bir şekilde baktı.
"Bunu uzatmaya devam edersen sana söylediğime pişman edersin, bu durum beni zaten yeterince bunaltıyor."
Seungkwan daha fazla uzatmayacakmış gibi bir nida takındığında Jeonghan rahatlamıştı. Bunun daha fazla uzamasını istemiyordu. Kafasının bu kadar allak bullakken, ailesi olanları düzgün anlatmıyorken, her şey bir anda silinip gitmişken başka şeyler düşünmek istemiyordu.
Jeonghan bunları zamanında o kadar çok düşünmüştü ki defalarca psikoloğa gitmiş ve bir şeyler bulmak için ailesinden gizli araştırmayı denemişti ancak bu süre zarfında hiçbir şey bulamamıştı.
Hayatının uzun bir süresi tamamen toz olmuş gibiydi. Eğer Seungkwan'ın dediği gibi bir tetiği varsa şimdiye kadar hiç karşılaşmamıştı. Belki de hiç karşılaşamayacaktı. Belki de karşılaştığı halde hafızası yerine gelmeyecekti. Her şey bilinmeyen bir muallaktan ibarettti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we shouldn't be together | jeongcheol
FanfictionBazı hikayelerin daha ilk cümlesinden sonunu anlayabilirsiniz. İşte bu öyle bir hikaye ve Jeonghan'ın ilk cümlesinden her şeyi basitçe anlayabiliriz. "Tanrım, beni tüm bu acıdan kurtar."