1. Bölüm.

17 1 0
                                    

                    
Avlu dizisinde çalan bu harika şarkıyla başlarsanız beni mutlu edersiniz. Teşekkürler...♡                   

                   ~1 Temmuz 1962~

-

Güneşin sesi olmaz bunu herkes bilir. Lâkin benim için vardı. Uyuduğum yatağımda usulca gözlerimi araladım. Ayaklarımdan başlayıp dizlerime kadar uzanmıştı gün ışığı.
Gülümsedim ve elimi yatağın sol tarafına attım. Tabiki boştu. Dün gece eve gelmemişti "yine"
Onun için aldığım kadife geceliğim, ve kırmızı rujumla uyuya kalmıştım. Yüzümde dağıldığını hissedebiliyordum.
Yataktan doğrulup ayaklarımı aşağı sarkıttım. Aralık kalan perdeden sızan o güzelim güneşe tutunup kendimi ayağa kalkmaya zorladım. Sabahlığımı üzerime geçirip giyindim. Usulca banyoya gidip aynaya bir baktım. Oldukça güzel bir kadındım. Kavruk tenim ve yüzüme yakışan bir gülümsemem vardı. Ve kendimce Seksiydim. Aynaya eğilip geçmek üzere olan gözümün morluğuna odaklandım. Parmaklarımla dokundum. Ve sonra gülümsedim. "Her zamanki gibi."

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımın vak dalgalarını düzeltip üzerime düzgün kiyafetler giydim. Birazdan gelirdi, birşeyler hazırlamalıydım. Mutfağa gidip dün gece hazırladığım ziyafete baktım. En sevdiği yemekleri yapmıştım. Gözlerim dolmak üzereyken kapıya tutundum ağlamamalıydım. Düzenlice onları toplayıp, kahvaltılık birşeyler hazırlamaya başladım. Domatesleri ufak ufak doğrarken açılan kapının sesiyle gözlerimi yumdum. İşte benim cennet sandığım, ama cehennemi yaşatanım.
Elimdeki bıçağı bıraktım. arkamı dönüp mutfağa girmesini bekledim. Kalbim deli gibi çarpıyordu. 2 gündür eve gelmiyordu. Neredeydi ? Tabiki bana hesap vermezdi.
"Esma..." Sesindeki yorgunluğu duydum. Hissettim. Öyle çok seviyordum ki sesindeki o müthiş tınıyı. Yinede cevap vermedim çünkü, olduğum yeri biliyordu "Mutfak" tabiki.
Eşikteki adımıyla görüş alanıma girmişti. Kocaman sarılıp ona onu ne kadar merak ettiğimi ne kadar özlediğimi söylemek isterdim. Lâkin bunu hiç bir zaman yapamadım. Önüme  kadar gelip yüzümün hizasında durdu. Gözlerine bakıyordum. Tam içine. Kahve'nin en güzel tonuydu. Boğuldum orda. Gerçek anlamda.
Usulca boynuma doğru eğilip küçük bir öpücük bıraktı. Onunla gerçek anlamda sevişmeyi öyle çok isterdim ki. "Eskisi gibi."
"Seni özledim" dedi kulaklarıma doğru fısıldarken gülümsemek istedim bende özledim demeyi çok istedim ama ağzımdan tek bir kelime bile çıkmamıştı. Geri çekilip yüzüme baktı daha sonra doğradığım domateslerden bir dilim alıp ağzına attı. Ve benden uzaklaştı. O giderken geride bana kalan rüzgarı ve kokusu olmuştu.
Yatak odasına geçerken "Esma..." Demişti yine o büyülü sesiyle. Sesine karşılık verip "Geliyorum" dedim. İşte başlıyoruz.

Odaya girdiğimde soyunmuş ayakta duruyordu. Sırtında kırmızı ruj lekeleri vardı aldırış etmedim. Ve sakince "Efendim ?" Dedim derin nefes alıp elindeki geceliği gösterdi bana. Bu onun için aldığım saten gecelikti.
"Dün gece..." Sesim çıkmıyordu boğazımı temizleyip devam ettim.
"Dün gece seni bekledim ama.."
"Ama, gelmedin." Geceliği odanın bir köşesine fırlatıp bana alayla gülümsedi
"Canın seks istedi yani ?" Ben kocamı istiyordum. Aşık olup evlendiğim o adamı. İstediğim buydu. Cevap vermedim. O devam etti.
"Aylardır sana dokunmuyorum dün gece mi dokunacaktım yani " kaslı vücudunu süzüp derin derin baktım gözlerine beni daima anlayan insana baktım. Tek bir bakışımdan beni çözen insana baktım. Cesurca sordum.
"Dün nerdeydin ? " Sesim oldukça gür çıkmıştı. "2 Gündür nerdesin sen ? "
Başını cama çevirip kısa bir kahkaha attı. Bu aralar benimle çok fazla alay etmeye başlamıştı. Kollarımı göğüslerimin üzerinde bağlayıp bir cevap bekledim.
"Ne zamandır bana hesap soruyorsun sen ?" Dedi sert bir mizaçla
"Sana bu hakkı kim veriyor ?" Dedi
"Senin karınım " dedim kendime güvenerek.
"Demek benim karımsın ?" Üzerime yürüyordu yavaş yavaş. "Bana hesap soramazsın" dedi benden iğreniyor gibiydi. Hep böyle konuşurdu. Arada bir eskisi gibi davransa da, sonunda hep bu kötü adam oluyordu. Kollarımı çözüp bana attığı her bir adımda ben geriye gidiyordum. Kaçıyordum. Çünkü korkuyordum. Bir kadın neden aşık olduğu adamdan korksun ? Bir kadın neden korksun ?
Adımlarım arkamdaki duvar ile buluştuğunda durdum. Sırtım duvardan güç alıyordu. İki adım sonra karşımda bitti. "Niye böyle yapıyorsun ? " Dedim titrek sesimle "nedir seni bu hale getiren? Sen bu değilsin. Benim aşık olup evlendiğim adam bu değil " sözümü bitirir bitirmez. Başıma aldığım darbeyle olduğum yere düştüm. Kırılan şeye baktığımda yıl dönümümüzde bana aldığı Fransız usulü bir vazoydu.
"Aldığım çiçekleri koyman için" demişti kese kağıdını benim için açarken. Ama o günden sonra bana hiç çiçek almamıştı ve öylece duruyordu cam kenarında duran fiskosun üzerinde. Kırılan şey o vazoydu. Yada hayır. Hayellerimdi.
Aşkım veya kalbimdi. Kırılan bendim.
Gözlerimin yavaş yavaş ağırlaştığını hissettim ve uykuya daldım.

Karanlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin