taehyung, sınıf başkanı olan keko seokjin'den hiç haz etmiyordu.
bilinmeyen numara:
sen kadayif kadar tatli, lahmacun kadar sicak, cig kofte kadar yakici, dolma gibi cekici, bulgur gibi asil ve icli kofte kadar dayanilmazsin❤️❤️
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tüm sınıf beden eğitimi dersi için bahçeye inerken, Seokjin ders hocasıyla beraber sohbet ederek, en arkadan yavaşca geliyordu.
"Kalsaydın Seokjin sınıfta, dinlenmiş olurdun. Böyle daha kötü olma."
"Yok hocam, zaten oyunlara katılmayacağım. Oturur hava alırım biraz."
"Sen bilirsin. İstediğin zaman yukarı çıkabileceğini unutma ama. İzin almana gerek yok tamam mı evladım?"
"Tamam hocam sağolun."
Seokjin gülerek cevap verdiğinde hocası da güldü ve Seokjin'in sırtını sıvazladı. Beden eğitimi hocaları yaşı geçmiş fakat ruhu da bedeni de hala genç olan bir adamdı. Seokjin bu enerjik kişiliğinden dolayı hocasını çok sever, beden eğitimi hocası da -diğer tüm hocalar gibi- Seokjin'i severdi.
Seokjin hem hocalar hem de öğrenciler tarafından sevilen biriydi. Hocalar saygılı ve çalışkan bir öğrenci oluşu için severken, öğrenciler de eğlenceli ve havalı olduğu için severlerdi. Taehyung ise iki tarafa da dahil değildi...
Seokjin tüm şansını bir yerlerde kullanmış olmalıydı. Tüm okul onu çok severken Taehyung'un sevmiyor oluşunun başka bir açıklaması olamazdı. Seokjin her gün düşündüğü saçma düşüncelerin eşliğinde, basketbol sahasına yakın bir bankta oturdu ve dizlerini ovaladı.
Üstü açık uyuduğu için -annesi böyle söylüyordu- üşütmüş ve 3 gün rapor almıştı. 2 günü evde geçirmiş fakat annesinin abartılı tedbirleri ve "Kaç defa diyorum üstün açık uyuma hasta olursun oğlum, soğuk şeyler içme oğlum, üzerini kalın giyin oğlum, kendine dikkat et oğlum diye. Ama kime diyorum?" diye söylenerek akşama kadar evde dolanıp yakınmalarına daha fazla dayanamamış ve üçüncü gün kendini okula atmıştı.
Önceki günlere göre daha iyiydi fakat üzerinden tır geçmiş gibi yorgun hissediyordu. Son ders olan beden eğitimi dersinde ise oyun oynayarak gücünü tamamen bitirmek yerine oturup dinlenmeyi tercih etmişti. Oturduğu bankta daha da yayılarak ilerideki sahada basketbol oynayan arkadaşlarına, ardından da aralarındaki mavi saçlı oğlana gözlerini dikti.
