Şehzade

25 3 0
                                    

Kızlar toplanın, bu ses Beril'den geliyordu. Adele yanındaki cariyeye sordu:

-Neden, ne olmuş ?

-Bilmem gel de bakalım, diye cevap verdi. Diğer tüm kızlarla avluya çıktılar, Beril'in yanında Belçin Sultan ve Zeynep Sultan vardı -kendisi Belçin Sultanın kızı oluyor- yukardan aşağıdaki kızları izliyorlardı. Beraber ellerindeki altınları saçtılar. Tüm kızlar heyecanla yerlerdeki altınları topladılar. Adele ne olduğunu anlamadan şerbetler, lokmalar da dağıtılmaya başlandı. Belçin Sultanın gebe olduğundan haberdardı ama bu geleneklerden haberi yoktu. Aynı cariyeye yine sordu:

-E... Ne olmuş, anlamadım ben hala?

-Anlamadın mı? Sultan gebe, ondan saçıyorlar altınları, bebek bereketli gelsin diye.

Adele kızlar gibi toplamadı altınları, toplamaması Nazlı'nın dikkatini çekmişti:

-Ne oldu sevinmedin mi? 

O sırada Nazlı'nın uzattığı şerbeti alıp:

-Yo, sevindim ben çok. Ama sen pek sevinmemişsindir. Bu gece has odaya almazlar sen. 

Nazlı bekliyordu bu cümleyi, cevabı da hazırdı:

-Adele... 

Cümlesini tamamlayamadan yere yığıldı. Elinden düşen metal bardağın çıkarttığı tiz sesle herkes oraya odaklandı. Adele soğuk kanlılığını koruyarak Peçen Ağa'ya seslendi. Ağa zaten hemen orada bitmişti. Hatunu alıp götürdüler. Adele de merakına yenilip peşlerine takıldı. Arkalarından da Efil Kalfa geldi. Efil Kalfa herkese karşı mesafeliydi. açıkçası saf bir Kadın gibi durmuyordu. 

Nazlı ayıldı, hekim Hatunu muayene etti. Ardından ağaya ve kalfaya dönerek hatunun gebe olduğunu söyledi. Kalfa elini azına kapatarak "Ayyy... Hiç iyi olmadı iki gebelik üst üste" dedi. Nazlı ise kendi kendine sevinç kahkahaları atıyordu. Hemen ayaklandı ve hızlı hızlı adımlar atmaya başladı ama Peçen Ağa onu durdurdu:

-Nereye hatun?

-Hünkarımıza haber vereceğim.

-Bekle biraz, Belçin Sultan'ın gebelik haberi geçsin. Şimdi olmaz haberi olmasın. 

Ağa, Belçin Sultanın bu duruma sinirleneceğini belki de hatuna zarar verebileceğini biliyordu. Biraz beklemesi daha uygun olurdu. Ama tabii Adele durur mu, nasılsa artık Belçin Sultana hizmet ediyordu ve gözüne girmesi gerekiyordu. Oradan sıyrılıp hemen Sultanın dairesine gitti. İçeriye girdiğinde hafifçe eğildi. Belçin Sultan epey neşeliydi. Şerbetler içiyor, lokmalardan yiyordu:

-Sen mi geldin Adele. Gel böyle.

-Tebrik ederim Sultanım. Herkes sevindi çok, Şehzadeniz neşe getirecek, dedi. Ne zırvaladığından emin değildi. Belçin gülümseyerek:

-Sağ ol Adele, hadi sen sadede gel, dedi. Bunları söylerken kötü bir niyeti yoktu, sevecen bir sesle konuşuyordu. Adele:

-Sultanım yanlış anlamayın. Sizden saklanıcak doğru bulmadım ben. Ondan geldim.  Hünkarın gözde Nazlı Hatun gebe. Az önce hekim dedi. 

Sultanın suratı biraz asılmıştı. Hemen kendini toplayıp:

-Tamam, başka bir söyleyeceğin yoksa çıkabilirsin. Ha bide, başka bir şey duyarsan yine bana söyle, dedi. Adele başını eğerek bir kaç adım geri gitti ve ardından arkasına döndü. Tam kapıdan çıkacaktı ki birisine çarptı. 

Kafasını kaldırdığında aralarında sadece birkaç santim vardı. Bu şehzadenin ta kendisiydi, Şehzade Tolga. Koyu kahve saçlarını, gözlerini Hünkar'dan almıştı. Beyaz tenini Validesinden almıştı. Doğrusu çok yakışıklıydı. Adele şehzadeyle burun buruna geldiğinde kalbi  küt küt atıyordu. Hemen bir adım geriye çekildi o sırada Belçin Sultan "Şehzadem" diye seslenince onun kim olduğunu anladı. Eğilip "Özür dilerim Şehzadem" dedi. Şehzadem mi? Bastırarak söylediği bu laf azından yanlışlıkla çıkmıştı. Kafası karışmıştı, ne dediğini bilmiyordu. Anlaşılan şehzadenin de kafası karışmıştı. Heyecanlanmıştı, yana geçip Adele 'ye yol verdi. 

Ertesi gün Belçin Sultan Adele 'yi dairesine çağırdı. Adele içeri girdiğinde Sultan altınlarını ve takılarını düzenliyordu. Onu görünce sevinmiş gibi gülümseyerek:

-Adele, hiç uzatmayacağım. Senin ne kadar sadık olduğunu test etmek istiyorum. Ne desem yapar mısın?

-Tabii ki sultanım.

-İyi o zaman, şu bahsettiğin Nazlı. Onun evladını bu sarayda istemiyorum. Hatta bundan böyle benden başka hiçbir kimsenin Hünkarımızın kanından bir evladı olmayacak.

-Anladım sultanım ama ben ne yapabilir? Hiçbir güç, itibar yok bu sarayda benim.

-Daha ne istiyorsun, kimseyle bir düşmanlığın yoktur. Kimse senden şüphelenmez. Ya o hatunun canını al, yada bebeğinin. Bebek doğmadan, hatta kimsenin haberi olmadan alsan iyi olur. 

-Sultanım, alırlar canımı. Yakalanırım ne yaparım o zaman. 

-Korkma arkanda ben varım, sana ne yapacağını söyleyeceğim. Eğer o kadar korkuyorsan sonra seni Şehzademin sancağına gönderirim. Hem orada sana bir şey olmaz hem de oradaki gözüm kulağım olursun. 

Adele'nin boyun eğmekten başka yapabileceği bir şey yoktu. Ayrıca şehzadenin sancağına gitme fırsatını asla kaçıramazdı.

Cariyelerin yanına döndüğünde fark etti ki Nazlı'nın gebeliği çoktan dilden dile dolaşmaya başlamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 19, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Üç Gün: Günseli SultanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin