2

142 40 77
                                    

Arkadaşlar Mizuku'nun özgünlüğünü biraz anlatayım size..

İki ana özgünlüğümüz var Melek/Şeytan bu özgünlükler şöyle işlev yapıyor.

1-Melek
Işığı istediği gibi kullanabilir.
Birinin yarasına kendi kanından damlatırsa onun yarası iyileşir ama bunun acısını kendisi çeker.
Telekinezi yapabilir ama çok kullanamıyor daha.

2-Şeytan
Karanlığı istedği gibi kullanabilir.
Ateşe hükmeder.
Telekinezi yapabilir

Şimdii bölüme geçelimm.

•••

MİZUKUNUN AĞZINDAN...

"Hadi kızım yemeğe!!"babamın sesiyle direkt olarak aşağı indim.Sandalyeme oturdum.
Babam bana soru sorar gibi bakıyordu.Derin bir iç çektim.

"Evet baba yarın gidicem,hayır baba kimseye babam olduğunu söylemeyecem.Başka sorun??"
dedim gözünüm içine bakarak.Babam cevap olarak gözünğ devirdi.

Eh benim suçum değildi insanlarla anlaşamamak.
İnsanlar beni anlamak istemiyorlarsa sorun onlardaydı.Yemeğimden iki kaşık yiyebildim kusacak gibi oldum ve babama eline sağlık deyip odama çıktım.Yatağa uzanıp birkaç saat film izledim.Kapım çalıncaya kadar duraksamadım.
"GİİİR!!"diye bağırdım.

Babam içeri girdi."Hadi kızım saat geç oldu ilacını al uyumaya çalış.Zaten yemeğinden yemedin çok fazla."dedi.Kafamı salladım.Babam tam dışarı odamdan çıkacakken duraksadı.Kafasını bana çevirip konuştu."Ayrıca yarın 5'de çıkacağız,
kansızlık sorun olmasın diye hastaneye gidip kan takviyesi yapıp öyle gideceğiz kızım."Yine kafamı sallayıp onaylar gibi bir mırıltı çıkarttım.

Babam odadan çıkınca yanımda duran ilaçları içtim.Birden üzerime ağırlık çökmüştü.Hemen etrafı toplayıp ystağıma uzandım.Bu ilaçlar olmasa büyük bir boşlukta olurdum resmen.

•••

SABAH 5

İnanılmaz bir baş ağrısıyla kalmıştım sabah.
İlaçların yan etkilerinden biriydi.Rahatsız ediyordu baya ama ben yine sadece ağrı kesici içtim.
Giyindikten sonra babam kapıyı çaldı."GEL!"dedim.Babam artık gitmemizi yoksa geç kalacağımız söyledi.Bende hazır olduğumu söyleydim.

Evden çıkınca hafif bir rüzgar esti.Kansızlık sayesinde biraz üşüsemde aldırış etmedim.

Hastanenin oraya vardığımızda fotoğraflardan tanıdığım babamın öğrencisi olan bir çocuk gördüm.Çocuk yeşil saçlı ve yeşil gözlüydü.
Gerçekten brokoli gibiydi.Babama söyleyip hemen hızlanmamızı söyledim.

Doktora vardığımızda kan değerlerimin iyice düştüğünü söyleyerek iki serum verdi.Sedyede uzanırken sıkıntıdan patlayabilirdim.O sırada cam kapının önünden birileri geçti.AMAN TANRIM BU BROKOLİ ÇOCUK!Hemen örtüyü başımın sonuna kadar çektim.Neyseki babam burda değildi ve yakalanmamıştı.

Serumun ikincisine geçtiğimde iyice sıkılmaya başlamıştım.İzin alıp hastane içinde gezmeye başladım.Fakat bundan da sıkıldığımda odaya geri döndüm.Yaklaşık yarım saat sonra ikinci serum da bitmişti.Babamda gelince doktor serumumu çıkartıp geçmiş olsun dedi.Sedyeden hızlı kalkınca hafifçe gözümün önü karardı.Babam beni tutup geri otutturdu.Geçince iyiyim dedim ve okulun yolunu tuttuk.

"Angel" Bakugou x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin