Siyah inci

2.bölüm

Siyah incinin hikayesi başlıyor ..

1 ay sonra
Sabah yine o nefret ettiğim alarm sesiyle uyandım elimi yüzümü yıkayıp mutfağa doğru ilerledim annem daha uyanmamıştı hatta bu 1 aydır sürekli uyuyordu güzel bir kahvaltı sofrası hazırladım hepsini uyandırdım kahvaltımızı yaptık evden tam çıkacaktımki annem seslendi.
"İnci kızım odama gelirmisin bişey konuşmamız lazım "
"tamam geliyorum annecim"
Meraklı bir şekilde annemin odasına girdim
"gel kızım otur şöyle"
Annemin yanına oturdum annem çekmeceden bir kutu çıkardı
"inci bunu bana anneannen ölmeden önce verdi annemde babam vermiş artık senin ben gittikten sonra ona iyi bak .."
Diyip kutuyu elime tutuşturdu
Söylediği son cümle kafamıniçinde yankılandı
Buruk bir ses tonumla
"ben gittikten sonra lafını sana yasaklıyorum sen hicbir yere gitmiyorsun"
Diyip kutuyu açtım siyah incili bir kolye vardı
Annem"çok ender yetişen bir inci babama alman bir arkadaşı hediye etmiş ufak bişey ama benim için hep çok değerli oldu bundan sonra seninde en değerlin bu olsun.
bunu boyundan hiç çıkarma olurmu? ben bugün varım yarın yokum sana emanet.."
"kendimdem bile daha iyi bakacam söz veriyorum"
Dedikten sonra annem bana son sarılmamız gibi sımsıkı sarıldı...
"hadi işe geç kalma kızım "
"Tamam ben çıktım akşam görüsüz"
Diyip kolyeyi taktım boyunma hızlıca çıktım evden
iş yerine geldim yine müşteri yığını vardı
3 saat sonra cebimde çalan telefonun sesiyle irkildim hemen açtım telefonu arayan kardeşim kaandı.
kaan"abla çok kötü bişey oldu çok kötü"
"ne oldu yoksa annem ?"
"yine bayıldı hastaneye geldik hemen buraya gelirmisin"
"Tamam tamam ben geliyorum sakin olun "
Telefonu kapattıktan sonra hemen
Patrondan izin alıp çıktım hastaneye geldim..
Azra kaana ve elaya sarılmış ağlıyordu
Annem gitmişmiydi yoksa
Olduğum yerde dizlerimi çöküp
"Hayır olamaz anne gitmedim de anneee"
Azra yanıma koştu sarıldı
"Azra şaka demi annem ölmedi ölmedi de lütfen ölmemiş olsun"
Azra cevab vermeden sadece ağladı
kardeşlerim koşup bana sarıldı
Orda 1 saat öylece durup ağladık
Hemşireler annemin cansız bedenini sedyede götürüyorlardı
Annemi öyle görünce sedeyeeye doğru ilerledim
"durun son kez sarılacam son kez yüzünü görecem"
Hemşire "çok kısa ama"
"tamam"
Annem buz tutmuştudu sanki yüzü bembeyazdı aynı bir melek gibiydi son kez sarıldım konuşmaya başladım
"Anne kalk evimize gidelim hadi anne kalk! lütfen kalk! gidelim hani bizi asla bırakmıyacaktın babam gitti anne bari sen gitme bırakma bizi"
Hemsire"hanfendi bu kadar yeter morga götürmeniz lazım"
"ama annem üşür orda orası çok soğuk

(Yavaşça ilerlediler peşlerindenn koştum )

"Götürmeyin annemi annem orda üşür"
Hemşireler kolumdan tutup oturtu
Ben orda saatlerce ağladım sabah mezarlığa geldik kaan ve elaya Azranın annesi bakıyordu..
Annemi gömdüler artık ağlayacak gücüm yoktu öylece baktım sonra eve geçtik
Herkez gelip baş sağlığı diledi misafirler gidince annemin yatağına yattım yastığa sarılıp öylece orda uyudun
-Sabah
Yatağımdan kalktım salona doğru ilerledim birkac komşu vardı azra annesi ve kardeşlerim oturmuştu
Geçtim yanlarına sıkıca elaya ve kaana sarıldım
ela"abla annem cennete mi gitti ?"
"evet cennette gitti"
ela"cennet güzel bir yer mi?"
"çok güzel bir yer"
ela"bende gitmek istiyorum cennete"
Sustum hiçbisey diyemedim artık gözyaşım akmıyordu
Azranın annesi elanın elinden tutup odasına götürdü. sonra kapı çaldı
Azra kapıyı açtı gelen selim beydi yani patronum selim bey
Selim bey"inci başın sağolsun yeni haberim oldu"
"Sağolun selim bey "
selim bey yanıma oturdu ve elimi tuttu
selim bey "neye ihtiyacın olursa ben bir telefon kadar uzağındayım"
elimi çektim
kaan"size ihtiyacımız olacağını sanmıyorum biz başımınız çaresine bakarız"
Selim bey ""peki yinede aklınızda bulsun dedim neyse ben gidim görüşürüz"
Kapıya doğru ilerledi ve gitti.
Kaan"bu adamı gözüm tutmadı abla"
"Off kaan ya şimdi bunun sırası değil"
Sonra tekrar kapı çaldı kapıya doğru ilerledim ve kapıyı yavaşça açtım
"Senn senin ne işin var burda?"
Bizi yıllar önce terk edip giden adam gelmişti babam peki yıllar sonra onu buraya getiren neydi ?
Babam"başınız sağolsun anneniz vefat etmiş"
Sanki bir yabancı gibi baş sağlığı diledi
"Bunun için gelmene gerek yoktu "
Dedikten sonra arkadan bir kadın sesi yükseldi
"Ay zaten onun için gelmedik "
Şok olmuş bir yüz ifadesiyle babama baktım
Babam "biz artık sizinle yaşayacağız bu da senin üvey annen naciye "
"Öncelikle bu kadının üvey annem bile olması için senin benim babam olman lazım "
Babam başını yere eğdi
Babam" özür dilerim kızım sizi terk ettiğimiçin "
Özür dilemek paramparça olan vazoyu bantla yapıştırmaya çalışmak gibi.
Sonra arkadan bir ses daha yükseldi.
"Anne valizleri getirdim "
Naciye"tamam hadi bizi içeri almıyacakmısın
Efe"ben efe sende inci olmalısın "
Hiçbirşey demeden içeri girdim..