Yabani adam macerasına çıkmak için kapıyı açtı bugüne kadar bu ormanda gitmediği tek yer olan piknik alanına gitmeye karar verdi. Orası yaklaşık 6 kilometre uzaklıktaydı. İhtiyarın bu halde nasıl buralara kadar geldiğini düşündü. Kör bir adam nasıl ormanda 5-6 kilometre yürüyebilir diye düşündü.
Piknik alanı kuzeydeydi ve yürümeye başladı. Yabani adam kuzeye doğru emin adımlarla gidiyordu. Önüne çıkan çalıları palayla keserken hala ihtiyarın bu yollardan nasıl geçtiğini merak ediyordu. Yürüdüğü esnada taşların üstüne bir yılan ile karşılaştı. Yabani, yılanlara çok meraklıydı. Başka bir deyişle onlara hayrandı. Hemen yere yattı ve emekleyerek yılana yaklaştı. Yılan ''S'' şeklini almaya başladı. Yabani eliyle usulca hareketler yaparak yılana yaklaştı. Ve yılan atak yaptı, yabani refleks göstererek geri çekildi. Yüzünde ki tebessümü fark etti. İhtiyar geldikten sonra bu gülümsemeler çok artmaya başlamıştı. Bunun farkına vardığında gülmeyi hemen kesiyordu. Gülmeyi hak etmediğini düşünüp duruyordu. Başından geçen onca şeyi hep kendisini suçlayarak bertaraf ediyordu. Kendisine olan nefreti onu yaşamaya iten sebeplerden birisiydi. Bu nefret öyle bir nefret ki yaşadıklarının acısını yaşayarak kendisine çektiriyordu.
Yaklaşık bir buçuk saat sonra yabani adam piknik alanına geldi. Etrafa bakınıyordu ancak kimse yoktu. Yılın bu zamanları zaten kimse buralara gelmez diye düşündü. Uzakta, ihtiyar ve ailesinin kaldığı yeri gördü ve oraya doğru koşmaya başladı. Her şey yanmış ve kül olmuştu. Ağaçlara bu kadar yakın yaşanan bir patlama iyi ki ormana sıçramadı diye içinden geçirdi. Kaza alanına yaklaşarak ipucu aramak istedi ama ipucu arayacak sağlam bir eşya yoktu ortalıkta. Biraz daha yeri inceledikten sonra bisiklet tekerleklerini gördü. İhtiyarın ailesi bu bisiklete binip gitmiş olabilir diye düşündü. Tekerlek izlerini takip etmeye başladı. Yaklaşık 2 kilometre daha yürüdükten sonra bisikletleri gördü. Hemen bisikletlerin olduğu yere doğru koştu. Çok bir şey bulamayınca uçuruma doğru yaklaştı ve manzaraya baktı. Aşağıda uzunca bir nehir vardı ve karşıda bulunan dağ ile kendisinin bulunduğu dağ arasına akıp gidiyordu. Baktığı yerde de bir şey göremeyince arkasını döndü ve tam o esnada Scott'un telefonuna bastı. Hemen telefonu eline aldı. İlk defa böyle bir telefon görüyordu. Birkaç saniye boyunca bunun telefon olduğunu bile anlayamadı. Ekran da bir sürü şey vardı ve hiçbirinin ne olduğunu anlayamadı. Scott aceleyle telefonu yere attığından dolayı ekran kilidi açık kalmıştı. Eliyle ekranı kaydırdı ve her bunu yaptığında değişik bir his yaşadı. Daha sonra galeriye girdi ve Scott ile Alicia'nın çekindiği fotoğrafları gördü. Tam kaydırırken telefon kapandı. Yabani adam kendisinin telefona bir şey yaptığını düşündü ancak telefonun şarjı bitmişti. İyi bile dayanmıştı aslında telefon.
Yabani adam fotoğrafa baktığında tam uçurumda bulunduğu yerde fotoğraf çekindiklerini fark etti ancak oradan bir toprak parçasının yerinden ayrıldığını fark etti. Aklına onların düşebileceği fikri geldi ama telefon uçurumdan uzakta ve yerde ne arıyor olabilirdi. İkisinin aynı anda düşme olasılığının mantıksız olabileceğini ve birisinin düşüp diğerinin de peşinden aşağıya gitmiş olabileceğini düşündü. Kafasını hemen sol aşağı da bulunan köprüye çevirdi. O köprüyü tekrar görünce birden fenalık geçirdi yabani adam. O köprüde 8 yıl önce yaşanan olaylar aklına dank etti. Ailesiyle yaşadığı şirin küçük kulübeyi ve aileyi başına yıkanları hatırlayan yabani bir anda çok sinirlendi. Yere eğilip eline aldığı bir taş parçasını kafasına vurup unutmaya çalıştı. Gittikçe daha da hızlandı kafasına küçücük taşı vurup hafızasını silmeye çalışıyordu yabani adam. Her taşı vurduğunda o güne tekrar gidiyordu. Tekrar tekrar vurdukça kızını ve karısının yüzü önüne geliyor, sonra onların ölümünü görüyordu. Kafası kanlar içinde kalmıştı ki bir anda durdu. İhtiyarı ve onun ailesini araması gerektiğini hatırladı. İçinden ''Bu sefer başarısız olamam bu sefer olmaz!'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNYAL
FantasiSİnyal... Kimi zaman uyarır kimi zaman caydırır. Yerine ve zamanına göre yollanır. Bazen yanlış bir zaman da bazen doğru bir yerde... Sinyal hakkında bildiğim tek şey tehlikeli olduğu. Belki siz bir mucize getirebileceğini düşünebilirsiniz. O halde...