7

650 63 36
                                    

Levi'ni belinden dikkatlice tuttun ve sandalyesine oturmasına yardım ettin. Acıları yüzünden ağzından çıkan inlemeler seni de üzüyordu.

En son kontrole gittiğinizde doktor artık yürüme antrenmanlarına başlaya bileceğinizi söylemişti. Antrenmanı dışarıda yapmak istiyordun. Temiz ve ferah hava size daha da motivasyon verebilirdi. Lakin Levi buna izin vermemişti. Dışarı çıkmak fikrine tamamile karşı çıkmıştı. Hatta kendisi yalnız başına yapmak istediğini bile söylemişti ama buna izin vermemiştin. Şimdi ise evde, önünde sandalyede oturan Levi'ye bakıyordun.

"Bu günlük bu kadar yeter Levi. Hadi biraz dinlen." Bu söylediğine yüzünü buruşturdu Levi. Halinden memnun değildi.

"Ne dinlenmesi velet. Yeni başladık." Yaralı elini acıyan dizine koydu. "Tch. Daha bir adım bile atamadım."

İlk ayağa kalkışında yarası yüzünden büyük bir acı çekmiçti Levi. Haliylede hemen oturmak mecburiyyetinde kalmıştı. Kendini zorlamıştı ayakta kalmak için lakin acısı buna izin vermemişti.
Gezmek kadar kolay bir şeyi yapamadığı için suçluyordu kendisini. Ama unutuyordu. Bu zamana kadar yaptıkları hiç kimsenin yapamayacağı kadar zordu.

"Yeni başladık mı? Güldürme beni Levi. O kadar şey yaptın. Dinlenmen gerek. Aynı doktorun dediği gibi."

Seni dinlemiyordu. Ellerini sandalyenin kenarlarına koyduğunda anlamıştın ne yapmak istediğini.

Hemen omuzlarından tutup durdurdun onu. Sırf bir adım atacak diye canını hiçe sayması bıktırmıştı seni. Kendine karşı olan bu dikkatsizliği nereden geliyordu?

Elinin altında gerildi bedeni. Bakışları seninkiyle buluştuğunda hayal kırıklığına uğradığını anlamıştın.

"Sakın. Aklından bile geçirme." Çatık kaşlarıyla sana baktı. Sana direnmeye çalıştı ama başaramadı. Pes ettiğinde elini çektin ve onun hizasına gelecek şekilde oturdun karşısında.

"Niye böyle yapıyorsun Levi? İşleri neden zorlaştırıyorsun?" Bir süre bakıştıktan sonra gözlerini ayaklarına çevirdi. Sanki cevabını bildiğin soruyu sormuştun.

"İlerleme kat etmeye çalışıyorum aptal velet." Sözlerinde ciddi olup-olmadığını anlaman bir kaç saniyeni almıştı.

"Sen ciddi misin?"

"Tch. Ne demeğe çalışıyorsun velet?"

Bunca yıl boyunca onu zeki biri sanmıştın. Hayır aslında zekiydi. Ama konu kendisi olunca tamamen aptallaşıyordu.

"Zaten büyük bir ilerleme katetmişsin. Artık ne istiyorsun?"

"Saçmalama velet. Daha ilk adımımı atamadım ben. Ne ilerlemesi?"

Kendisine bu kadar yüklenmesinden nefret ediyordun. Çoğu şeyi başarmıştı. Lakin en küçük başarısızlığında kendisine fazla yükleniyor, hatta önceki başarılarını hiçe sayıyordu. Bunu önlemek istiyordun.

"Neden böyle söylüyorsun Levi? Önceki halini hatırla biraz. Oturmakta bile zorluk çekiyordun. Otururken de acı çekiyordun. Küçük hareketleri yapamazken şimdi kendin sandalyene yardım olmadan otura biliyorsun. Aniden gelen sancılar yok artık. Dokunduğumda çıkardığın inlemeler artık yok. Kendin söylemiştin masaj yaptığımda acı hissetmediğini." Çatık kaşları havaya kalkarken tuttun ellerini. İki elini de sanki bir şeyden korurmuşcasına sakladın ellerinin arasında. Ani dokunuş onu heyecanlandırsa da sana belli etmek istemedi.

"Görüyor musun ne kadar ilerlediğini? Ve sen az kalsın bunları hiçe sayıyordun. Kendine bu kadar yüklenme."

"Bir adım bile atamayacak kadar güçsüz isem... ne önemi var ki bunların?" Sesindeki alçalmayı hissetmiştin. Şimdiki halinden ne kadar da nefret ediyordu. Tutuşunu daha da sıkılaştırdın ona kendini hissettirmek için. Yanında olduğunu göstermek için.

𝚊𝚕𝚠𝚊𝚢𝚜 𝚝𝚘𝚐𝚎𝚝𝚑𝚎𝚛❝𝚕𝚎𝚟𝚒 𝚊𝚌𝚔𝚎𝚛𝚖𝚊𝚗❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin