Chase Atlantic- Slow Down
Güneşin kırık ışığı yüzüme çarparken önümdeki boy aynasından üzerimi son kez kontrol ederek, diz kapağımın iki parmak üzerinde biten kot şortumu düzelttim, ardından ise kalçamı kapatan bol t-shirtümün yakalarıyla biraz oynayarak aynaya yaklaştım. Hafif bir makyajla renklendirdiğim yüzümü kontrol ettim ve gülümseyerek geri çekildim.
"Of, çok güzelim yine." Kıkırdayarak kendimi överken çantamı tek omuzuma asarak odadan çıktım. Yavaş adımlarla merdivenleri inerken uyandığımdan beri göremediğim Yoongi'ye seslendim. "Baba!"
Gözlerimi açtığımda yanımda yoktu, bende direkt hazırlanmıştım. Beni almadan gitmeyeceğini biliyordum ama onu da bekletmek istemezdim, elimden geldiğince hızlı olmaya çalışmıştım. "Mutfaktayım bebeğim!" Beklediğim cevap gecikmeden geldiğinde adımlarımı biraz hızlandırdım.
Mutfağa girerken omzumdaki çantayı kolumdan kaydırarak kenara bıraktım. "Günaydın, Yoon!" Sandalyeme otururken neşeyle konuştuğumda gülümseyerek bana baktı. "Günaydın, oğlum." Bakışları elindeki tablete dönmüştü. Bir yandan elindeki kalemi kullanıyor, arada ağzına bir kaç lokma atarak kahvesini yudumluyordu. Sabahları pek iştahım olmadığı için ağzıma zorla bir şeyler tıkıyordum. Yoongi'nin en katı olduğu konulardan biriydi, az ya da çok bir şeyler yemek zorundaydım.
Elindeki tableti kenara bırakarak kahvesinden bir yudum daha aldı. Bende bu sırada arkama yaslanmıştım. "Yememişsin?" Sert ses tonu kulaklarıma dolduğunda, şaşkınlıkla ona bakarak konuşmaya başladım. "Yedim! Baksana tabağımın yarısı bitmiş." İtirazım bittiğinde dudaklarımı istemsizce büzerek ona bakmaya başladım. Gülümsedi yerinden kalkarken, bana doğru eğildi ve dudaklarıma yumuşak bir öpücük bırakarak. "Az yemişsin... Neyse gidelim hadi." Kahvaltıyı sevmediğim için pek zorlamıyordu artık, bir şekilde geçiştirebiliyordum.
Dışarı çıkarak hazır olan arabaya ilerledik. "Oha! Bunu ne zaman aldın," özlerim heyecanla açıldığında hızla arabanın yanına vararak içine bakmaya başladım. "Garajda duruyordu, güzelim. Yeni almadım." Gülümseyerek, sakin bir ses tonuyla beni yanıtladığında arabaya binmiştik. Şoför sürgülü kapıları kapatarak ön koltuğa geçtiğinde arabanın içini inceliyordum. "Sana da almamı ister misin?"
"Gerek yok ki, Yoongi. Zaten çok kullanmıyorum."
Kafamı iki yana sallayarak konuştum. Benimle konuşsada bana değil, bacaklarıma bakıyordu. Dilini üst dişlerinde gezdirirken bakışlarını gözlerime çıkardı. "Bacaklarını uzat." diyerek konuyu saptırdığında dediğini ikiletmeden yanına yaklaşarak bacaklarımı baldırlarının üzerine uzattım. Kemikli elini bacaklarımın üzerine bırakarak okşamaya başladı. Boştaki eliyle ise telefonunu çıkardı."Bir kaç telefon görüşmesi yapmam gerek, uslu dur." Bana bakmasada kafamı onaylar anlamda salladım. Sözlü bir cevap duyamadığı için göz ucuyla bana baktı. "Tamam baba," dedim ve kafamı koltuğa yasladım. "Aferin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love And Daddy Issues | Yoonmin
FanfictionMin Yoongi, sevgilisi Park Jimin'e ihtiyatcı olan tüm sevgiyi ve ilgiyi gösteriyordu. O Park Jimin için sadece bir sevgili değildi; Min Yoongi, onun her şeyiydi. -Mini fic