Komutan Kim kağıttan kuğuyu eline almış, buruşturup yere atmıştı. Kendi kendine konuşmaya başladı;
"Böyle bir yerde çocukça şeyler yapan kişi kimse onu cezalandıracağım."
Jungkook ile Yoong- soo yemeklerini(!) yemişti. Olası bir saldırıya hazırlıklı olmak için idmanlara başlamışlardı. Öte yandan yeterli olarak beslenemeyen askerler için bu idmanlar işkence gibi geçiyordu. Hatta bazı askerler yorgunluktan bayılıp, revire kaldırılıyordu.
Jungkook engellerden atlarken yan taraftan geçen birine takıldı kömür tanesi gözleri. Komutan Kim'den başkası değildi o. Aniden kendini yerde buldu. O tarafa bakmaktan önünde ki engeli fark edememiş yere takılmıştı. Onu gören Yoong -soo hızla koşmuş arkadaşının yanına koşmuştu.
"Jungkook iyi misim? Dur, burnun kanıyor."
Yoong-soo arkadaşını ayağa kaldırmış revire götürmüştü. Şu sıralar o kadar çok yaralanan ya da ölen asker oluyordu ki, bölüklerdeki ilaçlar savaş alanlarına götürülüyordu. Sağlık çalışanları ise yaralanan sivillere bakmak üzere görevlendirilmişti. Revir şu anda boş durumdaydı.
Yoong -soo köşede duran peçeteyi alıp arkadaşının burnuna tıkmıştı.
"Jungkook son zamanlarda çok fazla yaralanıyorsun. Bir sorun mu var?"
Jungkook gözlerini kaçırmış, kafasını olumsuz anlamda sallamıştı. Burnu tıkalı olduğu için boğuk çıkan sesi ile konuştu;
"Yok bir şey, sadece çok yorgunum."
Yoong -soo arkadaşını daha fazla zorlamamak için susmuştu. Revirde yankılanan ayak sesi ile iki genç sesin geldiği tarafa doğru döndü. Komutan Kim 'i görmeleri ile ayağa fırlamışlardı.
Komutan Kim, Jungkook 'a doğru yaklaşmış, gözlerini yüzünde gezdirmişti. En sonunda gözleri kanayan burnuna takılı kaldı.
"Neyin var asker?"
Jungkook ne yapacağını bilememiş bir süre sessiz kalmıştı. Bunu fark eden arkadaşı Jungkook 'u dürtmüş konuşması için işaret etmişti.
"İdman yaparken yaralandım komutanım."
Komutan Kim elini genç oğlanın burnuna götürmüş sıkıca bastırmıştı.
"Sağlık çalışanlarımız yok, siz askerler kendinize iyi bakmak zorundasınız."
Jungkook gözlerini kapatmış sadece bu anın bitmesini istiyordu. Sükûnetten tamamen uzak olan kalbinin sesini duymasından korkuyordu komutan Kim'in. Komutan bir süre daha genç oğlana bakmıştı. Yoong -soo komutanı selamlamış, konuşmaya başlamıştı;
"Emredersiniz komutanım."
Komutan Kim odadan ayrılmış geriye minik yüreği ile genç oğlanı tek başına bırakmıştı.
-libs.