Keyifli okumalar!♡
...
"Felix bu gün biraz gergin gibi, bahçede yürüyüş yapsak olur mu amca?" dedim camdan dışarıyı bayık gözlerle izleyen Felix'i göstererek.
Felix'ın babası mükemmel bir insandı. Felix'ın ona çektiğini düşünüyorum. Kardeşi Jeongin ilk başta bana sert çıkışsa da tek niyet'inin abısının mutluluğu olduğunu anlamıştım birlikte geçirdiğimiz 11 ay içerisinde.
O gün Felix beni eve bırakmıştı. Pek konuşmadık. Ardından her gün beni kapımdan aldı ve birlikte sahile gittik. Bazen piknik yapıyor, bazen deniz kıyısında yatıp gökyüzünü izlerdik. Bazen resim yapıyor, Bazen de o bana güzel sesiyle kitap okuyor veya şarkı söylerdi.
Üç gün öncesine kadar hayatımız aynı mükemmel uyumla devam etti. Sonrasında Felix fenalaştı,üç gündür hastane de tedavisine devam ediyordu.
Sesi kısıldı bu gün,henüz doktorlar nedenini söylemedi. Bu olay Felix'i pek üzmüştü. Çok konuşkan biriydi şarkı söylemeyi, bana sesli kitap okumayı çok severdi. Susmak, konuşamamak zoruna gidiyordu.
Üstünde minik bir civcivin olduğu not defteri almıştım, diyeceklerini ona yazıyordu. Yazdığı ilk kelime aklıma kazındı.
Üzülme,en azından senin sesini duyabiliyorum. Bu tanrının en büyük armağanı zaten.
Nasıl hâlâ sevmeye devam ediyordu anlamıyorum. Canı çok yanıyordu ama hâlâ gözleri beni bulunca gülümsüyordu.
Tekerlekli sandalye'ye oturttuk sonra asansöre doğru ilerledik.
"İyi misin yavrum?" dedim.
Evet, belki 11 aydır birlikte olduğumuzu söylemeyi unutmuş olabilirim..
Ben teklif etmiştim. Üç dakika suratima öylece bakmış, sonra da,
"Yine mi halüsinasyon görüyorum?" demişti. İnanılmaz derecede güzel ve tatlıydı.Kafasını çevirip bana bakıp gülümsedi.
Bahçede bir süre dolaştık,sonra bir yerde durduk.
Bir süre sadece birbirimizi izledik. Sonra deftere bir şeyler yazmaya başladı.
Sam'm şimdi sana bir anahtar vereceğim,olur ya bir gün bana bir şey olursa odam da,yatağımın altındaki kutuyu aç. Tamam mi?
Sinirle ona baktım "Böyle konuşmaman konusunda anlaştığımızı sanıyordum. Beni üzüyorsun Felix."
Lütfen, sadece al.
Anahtarı alıp cebime koydum. Sessizlik olmuştu.
"Bebeğim sana gizlice brownie almamı ister misin." dedim gülümseyerek. Şekerli şeyler tüketmesi yasaktı ama birazcıktan bir şey olmazdı. Hem bu moralini de düzeltirdi.
Heyecanla başını salladı.
"Tamam odaya bırakayım seni gidip alırım." tam kalkacakken elimden tutup kendine çekti ve sarıldı. Normalde bu da yasaktı, enfeksiyon kapabilirdi. Fakat kollarımı boynuna satmaktan kendimi alıkoyamadım. Çok güzel kokuyordu aşık olduğum kokusunu içime çektim uzunca.
Onu yatağına koyduktan sonra,kapıdan çıkmadan evvel geri dönüp baktım. Beni izliyordu. Gülümsedim onu öyle görünce,çok tatlıydı.
Karşılık olarak gülüp el salladı.
iki tane brownie ve meyve suyu alıp döndüm.
Odaya gireceğim sırada kapıda Jeongin'i gördüm. Ağlıyordu.
O an yüreğimden bir şey koptu sanki. Ellerim uyuştu.
"N-ne oldu?" dedim alelacele.
Jeongin kendini yere atıp bağırarak ağlıyordu. Onu hiç böyle görmemiştim.
Babası yoktu.
Hemen odaya girdim. Korktuğum başıma geldi. Yatak boştu.
Elimdeki poşet yere düştü.
.
Elimle yüzümü sıvazladım "hayır,hayır hayır... Jeongin ne oldu Felix nerede? Konuşsana!"
Sakinleşmeye çalışır gibi kafasını iki yana salladı,"Fenalaştı bir an da. Doktor kanserin yayıldığını söyledi. Sesi de bu yüzden gitmiş! Yoğun bakım da şimdi. Bir şeyler yapıyorlar bilmiyorum... Sadece bekleyin dediler."
Neyi bekleyecektik? Felixin bahsettiği,aslında hiç olmayan mucizeyi mi?
Yavaş yavaş yer çöktüm. Yanaklarımdan yaşlar süzülüyordu. Ağzımı açıp tek kelime edememedim.
Beni bırakmazdı, değil mi?
"Gitme... Ne olur şimdi değil... Gitme."
Yoğun bakım'ın kapısında,soğuk zemin de üç üzgün insan oturuyorduk şimdi. Üçümüz de iki saattir aralıksız ağlıyorduk.
Beynimde kelimeler dolanıp durdu.
O zeminde iki mutsuz adamla tüm gece tanrıya dua ettim. Mucizesini bizden esirgememesi için yalvardım.
. . .
Merhaba!!
Bölüm hakkında düşünceleriniz benim için çok kiymetli.
Kocaman öpüldünüz♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEKTUP | HYUNLİX
Teen Fiction"Bügün mektubun yanında bir çiçek bırakıyorum. Kitabının arasından düşmüştü. Uzun zamandir bendeydi. Ait olduğu kişiye geri veriyorum." Sevgilerimle, Jikseu.