2.Bölüm-Karşı Karşıya

403 43 16
                                    

Pazartesi Günü


Taylor Swift:

 

Ah! Hadi ama saat bu kadar geç olamaz. 'Akşam gece yarısına kadar ayakta durursan böyle olur'. Hadi ama iç ses sen de başlama zaten otobüse geç kalıcağım onun endişesi var üzerim de.'Yunan Tanrısını göremiyeceğin için üzgünsün yani okula geç kalacağın için değil.'Ah! Hadi ama okula geç kaldığım için seviniyorum şuan. Kim üzülür ki okula geç kalınca.İç sesimle konuşmayı bırakıp hemen dolabıma yöneldim . Bugün hem geç kaldım hem de çok kararsızım ben şimdi hangi kıyafetimi giyineceğim? Daha fazla oyalanırsam otobüsü kaçıracağım aklıma geldi ve hemen üstüme beyaz tişörtüm ile altına siyah şortumu giyindim. Siyah kedslerimi ayağıma geçirdim. Çantama kitap ve defterlerimi dolaştırdıktan sonra telefonumu elime alıp saate baktım. 9:15 hadi ama şaka olmalı bu! 15 dakika kalmış ve ben daha makyajımı bile yapamadım. Otobüse geç kalacağım hangisini seçmeliyim. Otobüse geç kalıp Yunan Tanrısını görememek mi? Yoksa Yunan Tanrısını görmek ama makyaj yapmadığım için onun beni görmemesini sağlamak mı? Bu gidişle okula da geç kalacağım. Annem ''Hadi ama Taylor sen daha gitmedin mi?'' diye seslenince aşağıya inmek zorunda kaldım. Kapıdan çıkarken ''Gittim.'' diye seslendim. Ve otobüs durağına koştum. Tanrım çok geç kaldım hızlanmalıyım diye içimden geçirirken otobüs durağı görüş açıma girdi. Ve hemen kavşaktan dönen otobüsü gördüm. OMG! Hemen koşmaya başladım. Otobüs durdu ve yolcular binmeye başladı. Ben daha da hızlandım. Tam otobüsçü amca kapıları kapatırken yetiştim. İçimden derin bir 'oh' çektim ve otobüse bindim. Otobüs kartımı çıkarttım ve 'dıt dıt' sesini duyduktan sonra cebime geri koydum. Arkamı döndüm ve yürürken yer aramaya başladım.Yunan Tanrısı bana bakıyordu. Siktir! Kesin şimdi kusacak. Ruj bile süremeden evden çıktım. Ve en kötüsü de bu lanet olası otobüste tek boş yer onun karşısındaydı. Zaten şu dörtlü koltukları hiç sevmemişimdir. Şimdi bir de onun karşısına oturacağım hem de bu halimle. KAHRETSİN! Mecburen karşısına oturdum. Ona döndüğüm de bana baktığını fark ettim. Kesin tipim ile dalga geçecek birazdan. Benim de tüm hayallerim suya düşecek. Tüm bu olumsuz şeyleri düşünmeyi bırakıp çantamdan kitabımı aramaya başladım. Ah! Harika aceleden kitabımı ev de unutmuşum. Lanet olası bir gün geçiriyorum. Kitabımı unuttuğum için şimdi napıcam. Telefonumla oynayabilirim. Çantamdan telefonumu çıkardım ve kilit ekranını açınca şarjının az olduğunu fark ettim. Ve bu şarjın bana bütün gün dayanabilmesi için hiç bir şekilde oyun oynamam gerekiyor. Bu günün lanetli olduğunu önceden de biliyordum. Bu gün 'Pazartesi' herkes bilir bugünün lanetli olacağını ama bana ayrı bir laneti var bu pazartesinin. İçimden küfürler savurarak ona baktım. Yüzünde anlayamadığım bir şekilde tebessüm oluştu. Bu çocuk özürlü falan mı? Tamam çok yakışıklı da özürlü de olabilir. Valla ne biliyim yani boh ta çıkabilir.( tab 3ün yasaklanan reklamı sahgdjasgdka) Ona dönüp neye gülüyosun demek isterdim ama beni şu atarlı kızlardan bilsin istemedim. Ve yüzümü cama çevirdim. Bugün hava güzeldi. Bu havanın güzelliğiyle aklıma bomba gibi bir şey geldi ve aklıma gelen şey ile gülümsedim. Ne mi? Tabi ki bu Yunan Tanrısını fotoğrafını çekmek. Ona döndüğümde beni incelediğini fark ettim. Bugün gerçekten acayip davranıyor. Niye bana baksın ki. Benim de ona baktığımı fark edince gözlerimin içine bakmaya başladı. Güzel yeşilleri var. Tamam benim de mavilerim var ama ben yeşil gözü nedense daima daha çok sevmişimdir. Gözlerimin içine bakmaya devam etti ve ben bu durumdan daha çok rahatsız olmaya başladım. Ondan gözlerimi çekmek istedim. Ama tam o anda başka bir şey oldu. Hem de bugünün lanetini daha çok belli eden bir şeydi bu. Otobüsçü amca aniden fren yaptı ve ben dengemi sağlayamadım bilin bakalım ne oldu? Tahmin etmesi o kadar da zor değil. Yunan Tanrısının üzerine düşüyordum neredeyse. Tabi o beni tutmasaydı. Dur bir dakika ne oldu daha demin Yunan Tanrısı beni mi tuttu? Ben halime şaşkınken o kollarımı daha sıkı tuttu. Ve bana ''İyi misin?'' diye sordu. Olayın şokunu atlattıktan sonra ''Evet. İyiyim.Teşekkür ederim.'' diyerek kollarından sıyrıldım tabi o an o kollara daha çok sarılmak istedim ama bunu yapamazdım. Bana dönüp ''Önemli değil.'' dedi ve ardından ''Ah! Ne kadar kaba biriyim sana daha adımı söylemedim. Ben Harry'' derken elini bana uzattı.Harry. Adı Harry idi demek ki. Ne güzel bir adı varmış.Bunu düşünmekten vazgeçip elini tutup yavaşça salladım. Ve: ''Tanıştığıma memnum oldum Harry. Ben de Taylor'' diyebildim. ''Ben de tanıştığıma memnun oldum.'' dedi ve gülümsedi. Tanrım ne kadar güzel gülümsüyor.O gamzeleri ile ne kadar şeker oluyor. Ona gülümsemezsem kabaca davranacağımı düşünüp ben de ona gülümsedim. Benim gülümsediği mi görünce sanki daha çok sevindi. Sonra bu düşüncemden sıyrıldım. Hangi mal beni beğenebilir ki. Etrafına bakındıktan sonra ineceği yere geldiğini anladı ve bana bakıp ''Görüşürüz Taylor'' dedi. Bana görüşürüz mü dedi o. Hadi canım. Kulaklarım bana yalan söylemeye başladı galiba. Dur dur bir saniye o daha demin bana gerçekten görüşürüz dedi. Beynim bunu idrak ettikten sonra yüzüme bir gülümseme yayıldı ve dudaklarımdan ''Görüşürüz Harry'' kelimeleri çıktı.Bunu dediğim de bana tekrar dönüp gülümsedi. Onun gülümseyişi cennetin kısa fragmanı gibiydi. Hiç bitmesini istemediğim bir fragman. Daima görmek istediğim bir fragman.Kapı açıldı ve önüne dönüp otobüsten indi. Ah Tanrım lanetli günüm ne güzel geçiyor artık. Onun gülümseyişi o gamzeleri. Yeşil irisleri. Bana 'görüşürüz' demesi hepsi beni ne kadar da etkiledi. Tanrım ben bu adama aşık olamam. Hayır olamam. Daha ilk defa konuştum ve ona büsbütün bağlandım. Bugün otobüsten inerken her zaman söylediğim 'Yarın görüşürüz Yunan Tanrısı' yerine bugün dudaklarımda şu kelimeler birleşti :

''Her günümüz böyle olsun. Harry!''


Harry Styles:


Yine onu düşünmeye başladım. Yine otobüse binecek mi? Bu sefer onunla konuşabilecek miyim? Bunları her gün düşündüğüm gibi bugün de düşünmeye başladım.Bindiği durağa gelince gözlerim giriş kapısına yöneldi. Binenler arasında onu göremedim. Yoksa bugün gelemeyecek mi diye düşünürken. İçeri 'o' girdi. Yine güzel görünüyordu. Siyah şort beyaz tişört ve siyah kedsler her zaman ki stili. Onu ne zaman görsem her zaman stilini yansıtıyordu. Boş yer ararken benim karşı koltuğumun boş olduğunu fark etti. Ve biraz tereddütle oturdu. Yüzüne baktığım da bugün makyaj yapmadığını fark ettim. Bir şey daha fark ettim. Makyajsız daha güzel. Ona baktığımı fark edecek ki yerin de huysuzca kıpırdandı ve çantasını karıştırmaya başladı. Her zaman ki gibi kitabını açıp kitap okuyacağını fark ettim. Ben de onu incelemeye başladım. Güzel ve seksi bir vücudu vardı. Çantasını karıştırırken oflamaya başladı. Sonra bana baktı. Onu incelediğimi fark edince biraz utandı. Sanki biraz da sinirlenmiş gibiydi. Yüzünü cama çevirdi.Biraz dışarıyı izledikten sonra yüzüne

bir gülümseme yayıldı ve bana baktı. O gülümsemeyi görebildiğim için kendimi çok şanslı hissettim.Keşke onu her zaman bana bakarak gülümsediğini görebilsem diye düşünmeye başladım. Ona bakmaya devam ettim. Ama bu sefer o güzel mavilerine bakmayı tercih ettim. O da o güzel mavilerini benim gözlerime dikti. Ve o an kıyamet kopana kadar böyle durabileceğimi sandım.

Birden otobüsçü amca frene bastı ve ben o daha demin o güzel mavilerine baktığım kızı kollarımın arasında buldum. Şaşkın olduğu her halinden belliydi onu daha sıkı kavradım ve yardım ettim.İyi olduğuna emin olmak için : ''İyi misin?'' diye sordum.O da hala olayın şokun da olacak ki şaşkın şaşkın ''Evet. İyiyim. Teşekkür ederim.''dedi. Tanrım ne kadar hoş bir sesi var.İsmini öğrenebilmek için ''Ah! Ne kadar kaba biriyim sana daha adımı söylemedim. Ben Harry''dedim. Biraz soluklandıktan sonra ''Tanıştığıma memnum oldum Harry. Ben de Taylor'' dedi. Taylor. Ne kadar hoş bir isim. Taylor. Sanırım bu ismi bir daha unutamıyacağım. Onla biraz daha konuşabilmek için ''Ben de tanıştığıma memnun oldum.'' dedim ve gülümsedim.Ben gülümsedikten sonra

oda gülümsedi. Tanrım!!! O gülüş için her şeyimi verebilirim. Ne kadar harika bir gülümsemesi var.Bir gülüş nasıl olur da kalbime kadar işleyip. Kalbimi ısıtabilir ki. Ve ben ilk defa onla konuştum.İlk defa olmasına ve sadece 'iyi misin' gibi kelimelerden oluşmasına rağmen ben bu konuşmayı çok değerli kılıyorum. Çünkü onla... Yani Taylor ile konuştum. İneceğim yere geldiğimi anladığım da ayağa kalktım ve her gün fısıldadığım o cümleyi bu sefer onun yüzüne bakarak söyledim :''Görüşürüz Taylor'' dedim. Biraz şaşırdı ama ondan sonra o öpülesi dudaklarından ''Görüşürüz Harry.'' cümlesi çıktı. Ah! Bana görüşürüz dedi. İçimden 'AMİN' dedikten sonra kapı açıldı ve inmek zorunda kaldım. Keşke inmesem onla her saniye her salise bu otobüsün için de konuşabilsek.


*-* AH! Arkadaşlar beni çok mutlu ettiniz.Ben hikayemin okunmayacağını felan sanmıştım.Ama wattpade bir girdim. Herkes hadi yeni bölüm gibi yorumlar atmış ve voteler artmış.Bu beni gerçekten çok mutlu etti. Evet yeni bölüm yayınlayamamıştım çünkü sınav haftamdı ve kafamı kitaptan kaldıramamıştım.Ama bundan sonra böyle olmıyacak. Çünkü yaz tatiline giriyoruz ve emin olun artık her sınırı geçtiğin de direk paylaşım yapıcam.Herkese yeniden teşekkür ederim. ^-^Bu arada arkadaşlar diğer kitabım 'adı aşk olsun'u da okuyanlar var. okumayanlara da burdan tavsiye edilir *-* Onun yeni bölümünü yarın yayımlıcağım. Bundan sonra onun da her sınırı geçtiğinde direk paylaşıcam yeni bölümü ^-^



SINIR:

+5 OY VE +3 YORUM

Otobüs ||H.S||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin