Kapı hala yerindeydi. Aman ya ne güzel içimdeki korku biraz da olsa dinmişti. Not kağıtlarını da yanımızda getirmiştik Allah'tan. Ben ilk bağırmaya başladım AÇIL SUSAM AÇIL. Tabi benim bunu söylememle öğretmene yakalandık.
Hep beraber en iyisi okul çıkışı yapmak diye düşündük. Zaten sadece bir ders kalmıştı çıkışa. Annemden de izin aldım kütüphane de ders çalışıcaz dedim o da hemen kabul etti.
Öğretmenimizin dağıttı fotokopi kağıdında KAPININ ANAHTARI yazıyordu sanki heryerde. Öğretmenle paylaştım bu durumu ama öyle bir şey olmadığını söyledi ve aynı fotokopiyi tekrar verdi. Arkadaşlarım da benim gibi görüyordu. Aman zaten çözmek istemiyordum. Beni için fırsat oldu. Ders bir türlü bitmek bilmedi. Sanki bizim inadımıza zil çalmıyordu. Sonunda ders bitti. Biz hemen alt kata indik. Ne olur ne olmaz telefonlarımızıda aldık yanımıza. Biz nasıl açabiliriz diye düşübürken görevli birden kapıyı üzerimizr kitledi. Sanırım bizim burda olduğumuzu fark etmemişti. Teknoloji tasarım odasındaki malzemelerle ( çekiç gibi ) ilk o kapıyı açmaya çalıştık. Ama mümkün mü? Çelikten kapı çekiçle nasıl açılacak bizimki de iş. Düşyünmeye başladık.